细化搜索
结果 1271-1280 的 5,301
Kaliteli ve Dengeli Beslenme Açısından Kanatlı Üretiminin Etkinliği 全文
2018
Ahmet Uçar | Mesut Türkoğlu
Dünya’da gıda eşit dağılmamaktadır. Gelişmiş ülkelerin sağlıkla ilgili sorunu obezite iken, diğer ülkeler açlık ve buna bağlı hastalıklarla karşı karşıyadır. Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 1/3 oranında artacağının bekleniyor olması hayvansal protein üretiminin de artırılmasını zorunlu kılıyor olacaktır. Türkiye’de kişi başına toplam et tüketimi 35 kg, kanatlı eti ise 22 kg’ı aşmıştır ve yumurta tüketimi 200 adet iken yaklaşık 230 lt süt tüketimi bildirilmektedir. Günlük hayvansal protein tüketimimiz 35 g civarındadır ve iletişim çağına ayak uydurabilmek bakımından 45-50 g seviyesine çıkarılması önerilmektedir. Dünyada en yüksek artış kanatlı et sektöründe ve bunu takiben yumurta tavukçuluğu sektöründe görülmektedir, bu artış ülkemiz için dünya ortalaması üzerinde iken kırmızı et üretiminde dünya ortalamasının gerisinde kalınmıştır. Görsel, yazılı ve sosyal medyada bilimsel dayanağı olmayan haberlerin oluşturduğu bilgi kirliliği tüketicilerin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmaktadır. Özellikle gençler başta olmak üzere tüm bireyler, biyolojik değeri yüksek olan yumurta, süt ve et ürünlerini doğal ihtiyaçları düzeyinde tüketebilmelidir. Organik ve free-range sistemlerden elde edilen ürünlere talep eden tüketiciler rahatlıkla ulaşabilmelidir. Ancak hangi sistemde üretilmiş olursa olsun, ürünlerin güvenilir kaynaklardan geldiğinden, üretim tarihi ve sağlıklı bir şekilde elde edildiğinden emin olunmalıdır. Bu derlemede, zihin ve beden gücü yüksek nesiller yetiştirilmesi bakımından son derece önemli olan hayvansal protein kaynaklarından yeterince faydalanılması için artan insan nüfusunu beslemede kanatlı üretiminin etkinliğinden bahsedilmektedir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]What Are The Factors Affecting No-Till Adoption In The Farming System Of Sétif Province In Algeria? 全文
2018
Amar Rouabhi | Abdelmalek Laouar | Abdelhamid Mekhlouf | Boubaker Dhehibi
What Are The Factors Affecting No-Till Adoption In The Farming System Of Sétif Province In Algeria? 全文
2018
Amar Rouabhi | Abdelmalek Laouar | Abdelhamid Mekhlouf | Boubaker Dhehibi
Conservation agriculture is a concept which defines different farming systems. Its implementation depends on soil properties, climate and socio-economic considerations. Since two thousands, no-till technology; which is one facet of the conservation agriculture has begun to take place in the high plains of Sétif province-Algeria. Its adoption is facing several problems of socio-economic and technical issues. This work monitored the track of no-till adoption within a sample of 28 farmers during two years 2014 and 2016. During 2014 farmers were supported financially and technically through a subsidy program that aimed at the support of conservation agriculture via no-till technique. In 2016, the subsidy program has ended; hence, farmers have no longer incentives. Multivariate statistical analyses were performed to diagnose the evolution of no-till adoption and behavior’s farmers between the two periods. In 2016, results showed an increase of no-till area, even though, the drop of the number of adoptive farmers by 71%. The main reasons for adopting no-till according to the adoptive farmers were the minimization of farming operation costs and saving time. However, the major impediments facing no-till adoption; were the rise of weeding charges and the concern of weed infestation especially by bromus.sp, which is a vigorous prevalent weed, which locally developed some pesticide’s resistance. Also, the excessive use of pesticides may be considered as an environmental reason for no adopting no-till.
显示更多 [+] 显示较少 [-]What Are The Factors Affecting No-Till Adoption In The Farming System Of Sétif Province In Algeria? 全文
2018
boubaker dhehibi | abdelhamid mekhlouf | abdelmalek laouar | amar rouabhi
Amar Rouabhi, Abdelmalek Laouar, Abdelhamid Mekhlouf, Boubaker Dhehibi. (21/3/2018). What Are The Factors Affecting No-Till Adoption In The Farming System Of Sétif Province In Algeria? . Turkish Journal of Agriculture: Food Science and Technology, 6(6), pp. 636-641. | Conservation agriculture is a concept which defines different farming systems. Its implementation depends on soil properties, climate and socio-economic considerations. Since two thousands, no-till technology; which is one facet of the conservation agriculture has begun to take place in the high plains of Sétif province-Algeria. Its adoption is facing several problems of socio-economic and technical issues. This work monitored the track of no-till adoption within a sample of 28 farmers during two years 2014 and 2016. During 2014 farmers were supported financially and technically through a subsidy program that aimed at the support of conservation agriculture via no-till technique. In 2016, the subsidy program has ended; hence, farmers have no longer incentives. Multivariate statistical analyses were performed to diagnose the evolution of no-till adoption and behaviorâ??s farmers between the two periods. In 2016, results showed an increase of no-till area, even though, the drop of the number of adoptive farmers by 71%. The main reasons for adopting no-till according to the adoptive farmers were the minimization of farming operation costs and saving time. However, the major impediments facing no-till adoption; were the rise of weeding charges and the concern of weed infestation especially by bromus.sp, which is a vigorous prevalent weed, which locally developed some pesticideâ??s resistance. Also, the excessive use of pesticides may be considered as an environmental reason for no adopting no-till
显示更多 [+] 显示较少 [-]What Are The Factors Affecting No-Till Adoption In The Farming System Of Sétif Province In Algeria? 全文
2018
Rouabhi, Amar | Laouar, Abdelmalek | Mekhlouf, Abdelhamid | Dhehibi, Boubaker
Conservation agriculture is a concept which defines different farming systems. Its implementation depends on soil properties, climate and socio-economic considerations. Since two thousands, no-till technology; which is one facet of the conservation agriculture has begun to take place in the high plains of Sétif province-Algeria. Its adoption is facing several problems of socio-economic and technical issues. This work monitored the track of no-till adoption within a sample of 28 farmers during two years 2014 and 2016. During 2014 farmers were supported financially and technically through a subsidy program that aimed at the support of conservation agriculture via no-till technique. In 2016, the subsidy program has ended; hence, farmers have no longer incentives. Multivariate statistical analyses were performed to diagnose the evolution of no-till adoption and behavior’s farmers between the two periods. In 2016, results showed an increase of no-till area, even though, the drop of the number of adoptive farmers by 71%. The main reasons for adopting no-till according to the adoptive farmers were the minimization of farming operation costs and saving time. However, the major impediments facing no-till adoption; were the rise of weeding charges and the concern of weed infestation especially by bromus.sp, which is a vigorous prevalent weed, which locally developed some pesticide’s resistance. Also, the excessive use of pesticides may be considered as an environmental reason for no adopting no-till.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Antalya İli Tarıma Dayalı Sanayinin Yapısal Analizi 全文
2018
Osman Karkacier
Bu çalışmada Antalya ili tarıma dayalı sanayi sektörünün Input-Output Analizi ile yapısal ilişkileri incelemiştir. Bu amaçla Antalya ilinde faaliyet gösteren tarıma dayalı sanayi işletmeleri ile anket yapılmıştır. Anketlerden elde edilen veriler yardımıyla endüstriyel işlemler tablosu oluşturulmuştur. Bu tablo üzerinden input-output katsayılar matrisine ulaşılmış ve leontief matrisi işlemleri ile sektörler üzerinde üretim çoğaltanları hesaplanmıştır. Çalışmada tarıma dayalı sanayi sektörleri toplulaştırılarak 9 sektöre indirgenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre üretim çoğaltanları açısından en yüksek katkıyı sağlayan sektör bitkisel üretimdir. Bu sektörün Leontief Ters Matrisi sütun toplamları 3,26904 olup bu şu anlama gelmektedir; bitkisel üretim sektöründe 1 birimlik bir üretim artışına karşılık diğer dokuz sektörde yaratacağı üretim artışı 3,26904 kat olacaktır. Bu sektörü 3,07305 katsayı bitkisel yağlar ve 2,736016 ile de ile meyve-sebze işleme sanayi izlemektedir. Şekerli ürünler sanayi alanında 1,767583 katsayı hesaplanmıştır. Bu katsayılarla bu alt sektörlerin önemli katkılar sağladığı söylenebilir. İncelenen sektörlerin tümünde birde üretimin bir birim artırılması halinde ilgili satırdaki sektörün üretiminde ortaya çıkacak üretim artışını veren bir başka çoğaltanda söz konusudur. Buna göre unlu mamuller sektörü katsayısı 2,660875 olup en yüksektir. Bu rakama göre incelenen diğer sekiz sektörün üretimlerini bir birim artırmaları halinde unlu mamuller sanayi sekiz sektöre verdiği girdi düzeyini 2,66 kat artırmak durumunda kalacağı söylenebilir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Polifenol Oksidaz Enzimi ve İnaktivasyon Yöntemleri 全文
2018
Leman Yılmaz | Yeşim Elmacı
Polifenol oksidaz enzimi, sebze ve meyvelerde bulunmasının yanı sıra bazı hayvansal organlarda ve mikroorganizmalarda da bulunmaktadır. Enzimatik esmerleşmeden sorumlu olan polifenol oksidaz enzimi meyve ve sebzelerde yaygın olarak bulunan fenolik bileşiklerin kahverengi pigmentleri üreten kinonlara oksidasyonunu katalizleyen bakır proteinlerinin bir grubudur. Meyve ve sebzelerin endüstriyel olarak hazırlanması sırasında polifenol oksidazın katalitik etkisi sonucu enzimatik esmerleşme meydana gelmektedir. Enzimatik esmerleşme fenolik yapıda bileşenler içeren ürünlerde görünüşü bozmakla kalmayıp istenmeyen renk, koku ve tat oluşumuna ve ürünlerin besleyici değerinde önemli ölçüde kayıplara neden olmaktadır. Bu durum ürünlerin tüketici tarafından kabul edilirliğini etkilemekte ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu derlemede farklı meyve ve sebzelerdeki polifenol oksidaz enziminin bazı karakteristikleri gözden geçirilmiş ve polifenol oksidazı inaktive etmek için kullanılan enzimatik esmerleşme karşıtı kimyasal ajanlar, ısıl uygulamalar, ışınlama uygulamaları ve yüksek basınç uygulaması, vurgulu elektrik alan uygulaması, süperkritik karbondioksit uygulaması ve ultrason uygulaması gibi alternatif yöntemler hakkında bilgi verilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Bayburt Koşullarında Yetiştirilen Farklı Bezelye Genotiplerinde Fenolojik Özellikler, Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma 全文
2018
Ümit Girgel | Alihan Çokkızgın | Mustafa Çölkesen | Hatice Çokkızgın
Bu çalışma, 2016 yılında on farklı bezelye genotipinin (Pisum elatius L.(erkenci ve doğal vejetasyon kökenli), Utrillo, Bolero, Reyna, Nihal, Jof, Karina, Pisum elatius L.(doğal vejetasyon kökenli), Senador, Pisum sativum L. (doğal vejetasyon kökenli)) fenolojik özellikleri, verim ve verim bileşenlerini karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırma Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak Bayburt üniversitesi Aydıntepe Meslek Yüksekokulu deneme alanında yürütülmüştür. Çalışmada bitki boyu, gövde kalınlığı, dal sayısı, ilk bakla yüksekliği, bakla boyu, bakla eni, bitkide bakla sayısı, baklada tane sayısı, 1000 tane ağırlığı ve tane verimi özellikleri incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre en düşük tane verimi değeri 61 kg/da ile doğal vejetasyondan toplanan Pisum elatius L.’populasyonundan alınırken, en yüksek verim değeri ise 138 kg/da ile Reyna çeşidinden elde edilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Growth and Yield of Hybrid Maize as Influenced by Fertilizer Management 全文
2018
Md. Maidul Hasan | Tushar Kanti Ray | K. M. Manirul Islam | S.M. Younus Ali | Noor Muhammad | Md. Ataur Rahman | Nitay Chand Barman
An experiment was carried out at the Agronomy Field Laboratory, Department of Agronomy, Hajee Mohammad Danesh Science and Technology University, Bangladesh during the rabi season (December to May), 2012-13 to study the effect of different organic and inorganic fertilizers on growth and development of hybrid maize (Denali). The experiment was laid out in Randomized Complete block Design with three replications with 30 plots. Ten fertilizer treatments (T1= Compost, T2= Cow dung, T3= Poultry manure, T4= Recommended fertilizer dose, T5= Compost + Half recommended fertilizer dose, T6= Compost + Full recommended fertilizer dose, T7= Cow dung + Half recommended fertilizer dose, T8= Cow dung + Full recommended fertilizer dose, T9= Poultry manure + Half recommended fertilizer dose, T10= Poultry manure + Full recommended fertilizer dose. The recommended fertilizer dose was 500 Kg ha-1 urea + 250 Kg ha-1 TSP + 200 Kg ha-1 MP + 15 Kg ha-1 ZnSO4 + 6 Kg ha-1 Boric Acid. And the rate of Compost, Cow dung and Poultry manure was 10t/ha. The effect of different manure and fertilizer doses on the yield and yield attributes were significant. The plant height, number of leaves per plant, weight of stem per plant, weight of leaves per plant, length of cob, grain weight per cob, diameter of cob, no. of grains per row, no. of total grains per cob, 1000-grain weight, yield plant-1, yield ha-1 were significantly affected by different manures and fertilizer uses with different doses. The treatments T1, T2, T3, T4, T5, T6, T7, T8, T9 and T10 gave grain yield 10.16, 9.09, 8.49, 14.34, 13.35, 18.12, 11.99, 17.09, 11.40 and 15.98 t ha-1, respectively. The T6 Treatment gave higher grain yield (18.12) t ha-1 and the T3 treatment performed lowest grain yield (8.49 t ha-1). The application of compost and full dose fertilizer is higher yielding. Balance nutrition with enough organic matter enrichment of the soil is the cause of this result.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Çipura (Sparus aurata, Linneaus, 1758) Spermasının Kısa Süreli Saklanması ve Spermatolojik Özellikleri ile Ebeveyn İlişkilerinin Araştırılması 全文
2018
Serhat Engin | Şahin Saka | Kürşat Fırat
Araştırmada İzmir ili Balıklıova beldesinde bulunan bir üretim çiftliğinden temin edilen çipuralardan alınan sperm örnekleri 0°C’de buz içinde muhafaza edildikten sonra her altı saatte bir faz kontrast tip mikroskopta incelenmiştir. Çalışmada sperm muhafaza süreleri, hız, konsantrasyon, meristik karakterler ve sperm hacmi ile ilgili datalar elde edilmiş ve bu sonuçlar ebeveyn ile ilişkilendirilmiştir. Denemelerde kullanılan balıkların ağırlıkları 405-625 g, boyları ise 25-37 cm sperm hacmi 3,1-8,3 ml.kg-1 olarak tespit edilmiştir. En yoğun konsantrasyon 5,35x109 spz.ml-1 ile 2 numaralı denekte, en düşük sperm konsantrasyonu 0,16×109 spz.ml-1 ile 24 numaralı denekte saptanmıştır. Çalışma süresince tüm denek ve zamanlarda baş boyuna endeksli en yüksek hız 35.5 baş boy.sn-1 (210,16 µm.sn-1), en düşük hız 2,6 baş boy.sn-1 (15,39 µm.sn-1) olarak belirlenmiştir. Çalışma toplam 126 saat sürmüştür. En kısa muhafaza süresi 26-50 saat, en uzun muhafaza süresi 126-150 saat olarak tespit edilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Performance of Boro Rice in Response to Different Application Methods of Urea Fertilizer 全文
2018
Ashick Ahmed | Mahbubur Rashid | Julfiker Rahman | Sirajul Islam
N (nitrogen) is an essential element that is very complex to manage. Adjustment to different application methods of N containing urea can be a crucial option for effective management of N. The experiment was carried out at the BRAC Agricultural Research and Development Centre, Gazipur during 2012/2013 and 2013/2014 growing seasons with the objectives to find out the response of genotypes and different urea fertilizer application methods on growth parameters, yield and yield attributes of Boro rice. The experiment was arranged in split-plot design with three replications having two genotypes viz. (i) V1 = GSR I Sal Y 1242 and (ii) V2 = BRRI dhan28 placed in main plot and four urea application methods viz. (i) T1 = 220 kg ha-1 PU at three equal splits (ii) T2= 2% foliar spray @ 80 kg ha-1 (iii) T3= 75 kg N ha-1 USG (2.7 g) and (iv) T4= LCC based urea @ 67.5 kg ha-1 placed in sub plot. Results showed that genotypes had non-significant influence for most of the growth parameters and yield components, whereas urea fertilizer application methods had significant effect on all growth parameters, yield and yield attributes except plant height at 40 DAT and 50% flowering stage. . With different methods of urea application, T4 achieved significantly the highest value of all growth parameters, yield and yield components with total N content hill-1 (3.859%) and harvest index (50.70%) except filled grain panicle-1 (82.98) at harvest. Among the interactive treatments, the highest number of tillers m-2 (351.66), dry weight hill-1 (88.13 g), panicle number m-2 (340.83), panicle length (23.33 cm) and grain yield (7.32 t ha-1) was obtained at V1T4. So, in aspect of yield and other parameters, V1T4 was the best treatment under the present study.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Bakteriyel Yollarla Metal Nanopartiküllerin Sentezi 全文
2018
Fikriye Alev Akçay | Ayşe Avcı
Nanoteknolojik yöntemlerle nano boyuta indirgenen metal partiküller temelde biyomedikal ve fizikokimya olmak üzere eczacılık, elektrik-elektronik, otomotiv sanayi, gıda sanayi gibi pek çok farklı alanda karşımıza çıkmaktadır. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik olmak üzere üç farklı üretim yöntemi bulunan nanopartiküller ağırlıklı olarak kimyasal yöntemlerle üretilmektedir. Ancak fiziksel ve kimyasal yöntemler yüksek sıcaklık, yüksek basınç ve toksik kimyasalların kullanımını gerektirdiği için çevre dostu ve ekonomik değildir. Bu nedenle yeşil teknoloji olarak da adlandırılan, çevre dostu ve sürdürülebilir bir yaklaşım olan biyolojik yöntemlerle metal nanopartiküllerin üretimine olan ilgi son yıllarda artmıştır. Bazı bitki ekstraktlarıyla ve mikroorganizmaların hücre içi ve hücre dışı salgılarıyla birtakım indirgenme reaksiyonları gerçekleşmekte ve metal nanopartikülleri üretilmektedir. Bakteriler doğadaki çeşitlilikleri, kolay izole edilebilir olmaları ve nanopartikül üretimindeki kolaylıkları sebebiyle son yıllarda etkin birer nano fabrika görevi görmektedirler. Bu makalede, metal nanopartiküllerin bakteriyel yöntemlerle üretimleri ve uygulama alanları derlenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Kayısı Bitkilerinden Elde Edilen Macrophomina phaseolina İzolatlarının Büyüme Oranları, Patojenisiteleri, Klorat Fenotipleri ve Genetik Çeşitlilikleri 全文
2018
İrem Pekgöz | Fatih Mehmet Tok
Hatay iline bağlı kayısı alanlarında ve ev bahçelerinde 2014 yılı yaz aylarında arazi çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışmaları sırasında sararma, solgunluk ve kök çürüklüğü gibi belirtiler gösteren kayısı bitkilerinden örnekler alınmıştır. Hastalıklı bitki dokuları yüzeyden dezenfekte edildikten sonra içinde tetrasiklin bulunan PDA ortamına ekilmiştir. Beş günlük inkübasyonun ardından, gelişen fungal koloniler mikroskobik ve makroskobik özelliklerine göre teşhis edilmiştir. Toplam 30 izolat Macrophomina phaseolina olarak teşhis edilmiştir. Tüm izolatlar tek mikrosklerot ya da hif ucu yöntemleri ile saflaştırılmış ve +6°C’de saklanmıştır. Her bir izolattan 10mm çapında diskler alınarak PDA ortamına transfer edilmiş ve 15, 20, 25 ve 30, 35 ve 40°C sıcaklıklarda gelişmeye bırakılmıştır. Optimum gelişme sıcaklığı 25 ve 30°C olarak tespit edilmiştir. Klorat fenotiplerini belirlemek amacıyla tüm izolatlar 120mM potasyum klorat içeren minimal ortamlarda geliştirilmiş ve sonuçta 30 izolatın 21’i sıkı, 6’sı parçalı ve 3’ü ise sınırlı gelişim göstermiştir. Lokasyon ile fenotip arasında herhangi bir ilişkiye rastlanmamıştır. Patojenisite testinde, tüm izolatlar kayısı, yerfıstığı, soya, mısır ve kavun bitkilerine inokule edilmiş ve 21 günlük inkübasyon süresinin ardından hastalık şiddeti 0-4 skalası kullanılarak belirlenmiştir. Hastalık şiddeti en yüksek 3,87 ile kayısı bitkilerinde oluşurken, yerfıstığı, soya, mısır ve kavun fidelerinde orta düzeyde hastalık şiddetinin oluştuğu ve aralarında istatistiksel olarak bir farkın olmadığı tespit edilmiştir. Moleküler çalışmalarda 14 farklı RAPD primeri kullanılmış olup, agaroz jel üzerinde oluşan 51 bandın 14’ü polimorfik olarak bulunmuştur. Filogenetik ağaç üzerinde 2 temel grup gözlenirken, bu iki grupta pek çok alt grubun oluştuğu gözlenmiştir. Oluşan gruplar ile lokasyonlar, sıcaklık tepkileri, klorat fenotipleri ve patojenisiteleri arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]