细化搜索
结果 141-150 的 260
Farklı Azotlu Gübre Form ve Dozlarının Narince (V. Vinifera) Üzüm Çeşidinde Salamuralık Taze Asma Yaprak Verimine Etkisi
2017
Rüstem Cangi | Halil Erdem | İsmet Acar | Neval Altıncı | Duran Kılıç
Bu çalışmanın amacı, Narince üzüm çeşidine (Vitis Vinifera L) üç farklı form (amonyum nitrat, amonyum sülfat, üre) ve 4 farklı dozda (kontrol, 5, 10 ve 15 kg/da N) azot uygulamalarının taze asma yaprak verimine olan etkisi araştırılmıştır. 2012 vejetasyon periyodunda kordon şeklinde terbiye edilmiş asmalar bir veya iki göz üzerinden (24 göz/asma) dekara 5000 göz olacak şekilde şarj edilmiştir. Azotun dört farklı dozu bölünmüş parseller deneme desenine göre 4 tekerrürlü olarak asmalara uygulanmıştır. Salamuralık genç asma yaprakları beş dönemde hasat edilmiş ve taze yaprak verimi (kg/da) belirlenmiştir. Hasat edilen yaprak örneklerinde gübre formlarının yaprak verimi üzerine etkisi istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Taze asma yaprak verimi 312,4 kg/da (Kontrol) ile 437,1 kg/da (Amonyum nitrat 10 kg N/da) arasında değişmiştir. Azot dozları arttıkça asma yaprağı verimi de artmıştır. Azot uygulaması taze yaprak verimini yaklaşık %30 artırmıştır. Deneme sonuçlarına göre, en yüksek asma yaprağı verimi 10 kg N/da uygulamasından alınmıştır. Amonyum nitrat uygulamaları ile diğer gübre formlarından daha yüksek yaprak verimi elde edildiği ortaya çıkmıştır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]The Examination of Environmental Design Principles in Public Institutions in the Example of the Current Landscape Design of Konya Courthouse
2017
Sertaç Güngör
Public spaces are among the spaces requiring the most importance for the design in the evaluation of outdoor spaces. Public spaces are the common areas used by people of all ages, genders, and jobs. The key feature of the environmental design made in these areas is its requirement to be at the level of meeting the needs of people from all strata. Since there is not the main method for the evaluation of environmental planning of public institutions and organizations in the current literature and these areas strongly affect the texture of the city, a questionnaire study was conducted in our study with people using the courthouse and courthouse personnel to reveal the standards, criteria and the needs of users in public institutions. According to the results of the questionnaire, solution suggestions were made by revealing the positive and negative sides of landscape designs of the courthouse.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Fatty Acid and Sterol Compositions of Hatay Olive Oils
2017
Dilsat Bozdogan Konuskan
In this study, sterol and fatty acid compositions with the other quality criteria (free fatty acids, peroxide value, total chlorophyll and carotenoid content) of olive oil samples obtained from Halhalı, Gemlik and Sarı Hasebi varieties through two phase mechanical method (crushing, kneading and centrifuge) was determined. Oleic, palmitic, linoleic, stearic, palmitoleic, linolenic and arachidic acids were the determined as the main fatty acids in olive oil samples. It was determined that oleic acid contents of oil samples ranged between 66.25-76.14% and Sarı Hasebi had the highest oleic acid content. Sterol and fatty acid compositions of olive oil samples showed significantly statistical differences according to varieties. It was determined that the total sterol contents of oils ranged between 1025 and 1686 mg/kg and varieties with the highest and lowest total sterol content were Gemlik and Sarı Hasebi. Apparent β-sitosterol contents (β-sitosterol, Δ-5-avenasterol, Δ-5-24-stigmastadienol, klerosterol, sitostanol) were between 92.96 and 94.63%. Varieties with the highest and lowest apparent β-sitosterol contents were oils which belong to Halhalı and Sarı Hasebi varieties respectively. β -sitosterol (83.08-88.21%), Δ-5-avenasterol (4.82-6.97%) and campesterol (2.28-3.43%) were identified as the main sterol components. Erythrodiol + uvaol contents of olive oils varied between 2.28 and 3.43% and these values were within the limits established by Turkish Food Codex.
显示更多 [+] 显示较少 [-]The Relationship Between Sweeteners and Metabolic Diseases
2017
Nildem Kızılaslan
Sweeteners that sugar substitute is a food additive that provides a sweet taste like that of sugar while containing significantly less food energy. Some sugar substitutes are produced by nature, and others produced synthetically. Sweeteners can be classified as sugar alcohols (polyols), artificial sweeteners and natural sweeteners. The need to avoid the adverse effects of sugar cannot stop feeling the taste on humans has resulted in intense use of sweeteners nowadays. There are positive and negative opinions about the effects of their use on human health. The general tendency of food producers is to reduce the amount of sugar in the groats due to negative effects in parallel. Food sweeteners are intended for a large group of consumers, and one of the main points of the sector operators is to provide healthier, natural, nutritional and low calorie sweeteners to these consumers. In this study, we evaluated the sweeteners which are most commonly used. Many studies have been done to demonstrate the safety of sweeteners. There are also studies showing that there may be side effects even if there are few. Some sweeteners have been associated with a number of symptoms. There is a need for comparative long-term work in this area.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Conjugated Linoleic Acid and Importance to Health
2017
Canan Asal Ulus | Ali Gücükoğlu
The development in science technology and the researches made in the health field showed that nutrition increases the effectiveness of medical treatment as well as maintaining the human health and singularly effective in the treatment of certain diseases. In recent years, the importance of nutritional elements called ‘Functional foods’ has increased. Functional foods provide physiological benefits and can reduce the risk of chronic diseases beyond their nutritional benefits. One of these functional compounds is conjugated linoleic acid (CLA) isomers which have significant effects on human health and previously have been demonstrated in the researches carried out on people and animals. CLA’s attracted more attention after detection of its body fat accumulation reducing, antidiabetic, immune system enhancing, arteriosclerosis reducing, bone mineralization increasing effects.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Sinop’ta 2012-2013 Avcılık Sezonunda Satışa Sunulan Balık Türlerinin Fiyat Yönünden İncelenmesi
2017
Şennan Yücel | Birol Baki | Fatma Demir | Muhiddin Kasa
Bu çalışmada 2012 Mayıs-2013 Nisan av sezonunda Sinop’ta perakende balık satışı yapan merkezlerden alınan bilgiler kapsamında satışa sunulan balık türleri ile fiyatlarının aylık dağılımının belirlenmesi amaçlanmıştır. İşletmeler satış yerlerinde satılan balık türleri ve satış hacimlerine göre; I (en çok), II (orta) ve III (en az) olarak sınıflandırılmıştır. Her grubu temsil edecek ikişer perakende balık satış yeri olmak üzere toplamda altı ayrı satış yeri, amaçlı örnekleme yöntemi ile tespit edilmiştir. Satış yerlerinden araştırma süresince her ay ve ayda iki kez günün aynı saatinde balık türleri ile fiyatları alınmıştır. Yapılan çalışmada satış merkezlerinde hamsi (Engraulis encrasicolus ponticus), istavrit mackerel (Trachurus trachurus), lüfer (Pomatomus saltatrix), palamut (Sarda sarda), tirsi (Alosa fallax nilotica), zargana (Belone belone), kefal (Mugil cephalus), eşkina (Sciana umbra), kırlangıç (Trigla lucerna), kalkan (Psetta maxima), barbunya (Mullus barbatus), mezgit (Merlangus merlangus), iskorpit (Scorpaena porcus), minekop (Umbrina cirrosa), karagöz (Diplodus vulgaris), isparoz (Diplodus annularis), izmarit (Maena smaris), kaya balığı (Gobius niger) türlerinin satışının yapıldığı belirlenmiştir. Ekonomik değeri yüksek olan türlerden hamsi, lüfer, palamut ve kalkan balıklarının fiyatı örnekleme istasyonları arasında farklılık gösterirken, istavrit, barbunya ve mezgit balığının fiyatı farklılık göstermemiştir. Yıllara dayalı fiyatlara bakıldığında 2012-2013 yılı Sinop ili istavrit, lüfer, palamut, barbunya, mezgit balığı fiyatlarının 2008-2012 yılı ortalama fiyatlarına yakın, hamsi ve kalkan balığı fiyatlarının ise yüksek olduğu tespit edilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Armut Üretiminde Karşılaştırmalı Enerji Kullanım Etkinliği ve Ekonomik Analiz: Trakya Bölgesi Örneği
2017
Başak Aydın | Duygu Aktürk | Erol Özkan | Harun Hurma | Mehmet Ali Kiracı
Bu çalışma, Trakya Bölgesinde iyi tarım uygulaması yapan ve yapmayan armut üreten tarım işletmelerini kapsamaktadır. Çalışmanın temel amacı, iyi tarım uygulaması yapan ve yapmayan işletmelerin girdi kullanım miktarlarının ve enerji kullanım etkinliğinin belirlenmesi ve ekonomik olarak karşılaştırılmasıdır. Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ illerinde iyi tarım uygulaması yapan 16 armut üreticisinin tamamıyla, aynı sayıda iyi tarım uygulaması yapmayan armut üreticisi ile anket çalışması yapılmıştır. Değerlendirme sonuçlarına göre iyi tarım uygulayan işletmelerde toplam enerji girdisi 30.046,64 MJ, enerji çıktısı 36.000 MJ, enerji çıktı/girdi oranı 1,20, enerji verimliliği 0,50 kg/MJ, spesifik enerji 2,00 MJ/kg, enerji yoğunluğu 1,80 MJ/TL ve net enerji 5.953,36 MJ olarak hesaplanmıştır. İyi tarım uygulamayan işletmelerde toplam enerji girdisi 32.111,92 MJ, enerji çıktısı 33.600 MJ, enerji çıktı/girdi oranı 1,05, enerji verimliliği 0,44 kg/MJ, spesifik enerji 2,29 MJ/kg, enerji yoğunluğu 2,05 MJ/TL ve net enerji 1.488,08 MJ olarak hesaplanmıştır. Trakya Bölgesinde iyi tarım uygulaması yapan işletmelerde bir kg armut yetiştirmenin maliyeti 1,11 TL, iyi tarım uygulaması yapmayan işletmelerde 1,12 TL olarak belirlenmiştir. İyi tarım uygulaması yapan işletmelerde toplam masraflar 16.682,80 TL, gayri safi üretim değeri 24.250 TL, brüt kâr 14.938,10 TL, mutlak kâr 7.567,20 TL, nispi kâr 1,45 olarak hesaplanmıştır. İyi tarım uygulaması yapmayan işletmelerde toplam masraflar 15.652 TL, gayri safi üretim değeri 21.000 TL, brüt kâr 11.511,80 TL, mutlak kâr 5.348 TL, nispi kâr ise 1,34 olarak belirlenmiştir. Enerji kullanım etkinliği ve ekonomik analiz sonuçlarına göre iyi tarım uygulaması yapan işletmelerde armut yetiştiriciliğinin daha avantajlı olduğu belirlenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Türkiye Mercimek (Lens culinaris Medik.) Üretimindeki Yabancı Ot Sorunlarının Dünü, Bugünü ve Yarını - Şanlıurfa Örneği
2017
Zübeyde Filiz Arslan | Ayçin Aksu Altun | Ayşin Bilgili
Mercimek, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kuru tarım yapılan alanlarda, buğday veya arpa ile münavebe yapılarak yetiştirilmektedir. Bu çalışma, mercimek üretim alanlarında bulunan yabancı ot türlerinin belirlenmesi amacıyla, Şanlıurfa ilinde yürütülmüştür. Yabancı ot türlerinin yaygınlık ve yoğunluklarının belirlenmesi amacıyla, 2014 yılında 70 mercimek tarlasında survey yapılmıştır. İncelenen tarlalardaki en yaygın türler %64,29, 55,71, 51,43, 50,00, 45,71 ve 44,29 oranlarıyla; Sinapis arvensis L. (yabani hardal), Avena sterilis L. (yabani yulaf), Cephalaria syriaca (L.) Schrader (pelemir), Triticum aestivum L. (kendi gelen buğday), Galium aparine L. (dilkanatan) ve Vaccaria hispanica (Mill.) Rauschert (arap baklası) olarak sıralanmıştır. Çalışma yapılan tarlalarda yaygın ve yoğun olmamasına rağmen bazı geofit ve endemik türlere de rastlanılmıştır. Bölgede daha önce yapılan çalışmalarla kıyaslandığında, yabancı ot türleri ile bu türlerin yaygınlık ve yoğunluklarında önemli düzeyde değişiklikler olduğu belirlenmiştir. Bu değişikliklerin bölgede sulanan alanların artmasından sonra bitki deseninin ve üretim şeklinin değişmesiyle birlikte, herbisit kullanımı başta olmak üzere bazı tarımsal uygulamaların değişmesi gibi nedenlerle gelecekte daha da artacağı tahmin edilmektedir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Jeopolimer Betonun Hayvan Barınaklarında Kullanılabilme Potansiyelinin Araştırılması
2017
Selçuk Memiş | Gökhan Kaplan | Sadık Alper Yıldızel
Önemli miktarda enerji ve ham madde tüketimine neden olan portland çimentosu CO2 emisyonunun yaklaşık %7’sinden sorumludur. Çimento üretiminden kaynaklı CO2 salınımı azaltılmasında farklı yöntemlerin araştırılması ya da CO2 salınımı daha az olan bir bağlayıcı kullanılarak çimentoya alternatif malzeme kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Jeopolimer malzeme ise, beton üretiminde kullanılan portland çimentosunun (PÇ) aksine CO2 salınımı oldukça az, tuzlara ve asitlere dayanımı yüksek, sıcaklık ve ateşe dayanımı yüksek olması gibi birçok farklı özelliği sayesinde çimentoya alternatif malzeme olarak kullanım potansiyeli olan ve araştırılan bir malzemedir. Çalışma kapsamında hayvan barınaklarında jeopolimer betonun etkileri araştırılması amacıyla jeopolimer malzemenin alkali aktivatörü olarak yüksek fırın cürufunun (YFC) %20’si oranında seramik tozu (ST), sodyum silikat (Na2SiO4) ile sodyum hidrosit (NaOH) %60 – 40 oranında aktivasyon çözeltisi ile kalsit agregası kullanılarak numuneler hazırlanmıştır. Boyutları 4×4×16 cm numunelerde eğilme ve basınç dayanımları ile 25×25×285 mm numuneler üzerinde de büzülme oranları belirlenmiştir. Jeopolimer betonların hayvan barınaklarındaki durumlarının belirlenmesi amacıyla numuneler %10’luk sülfirik asit (H2SO4) ve sülfat (SO4) solüsyonunda bekletilmiş ve numuneler 28, 56 ve 90. günlerdeki dayanımları karşılaştırılmıştır. Jeopolimer betonun hayvan barınaklarında kullanılmasının avantajlar sağlayabileceği görülmüştür.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Possible Use of Diatomite and Pumice-Amended Mortar and Plaster in Agricultural Structures
2017
Serkan Yazarel | Sedat Karaman
This study was conducted to investigate the potential use of diatomite (a natural pozzolana) and pumice in plasters and mortars to be used in agricultural buildings. Compacted and loose unit weights, specific weight, water absorption, organic matter content, abrasion resistance of aggregate (sand and pumice) and pozzolana were investigated and materials were found to comply with the relevant standards. Test results on fresh (unit weight and slum test) and hardened (unit weight, capillary water absorption, total water absorption, bending and compressive strength, vapor diffusion test) mortar samples revealed that pumice and diatomite could be used in agricultural structures. Diatomite and pumice should be heat-treated and grounded before to use in mortars. In plasters to be made with abundant pumice and diatomite sources, high water holding capacity of the materials should be taken into consideration and further researches should be carried out about their compliance with the other materials.
显示更多 [+] 显示较少 [-]