细化搜索
结果 191-200 的 561
The Effects of Acorn Flour on Some Quality Characteristics of Chicken Patties 全文
2024
Eylem Ezgi Fadıloğlu | Haluk Ergezer
The study was carried out to develop chicken patties by incorporating acorn flour as a meat replacer at 3%, 6%, and 9% levels in the formulation. For this purpose, the chemical (moisture, protein, fat, ash), pH, thiobarbituric acid (TBA), and color analyses in the raw and cooked chicken patties were analyzed. In addition, the cooking properties (cooking yield, diameter reduction, thickness reduction), functional properties (moisture and fat retention) and sensory properties were examined on cooked chicken patties. There were significant changes in the chemical, cooking, functional, and color properties of chicken patties with acorn flour. The moisture and protein values decreased, in both raw and cooked samples incorporated with acorn flour but fat level increased only in raw acorn flour added samples. Lightness (L*) and redness (a*) values decreased significantly. The addition of acorn flour caused an increase in b* values of raw samples and a decrease in cooked samples. Acorn flour was not effective in preventing lipid oxidation. The addition of acorn flour contents in chicken patties improved functional and cooking properties, decreased cooking loss, and increased moisture and fat retention. The use of acorn flour improved the quality parameters of patties, but the addition of acorn flour resulted in a darker color in patties. The use of acorn flour in chicken meatballs did not negatively affect sensory properties except color. In conclusion, acorn flour can be used as a filler and binder in chicken patties.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Characterization of Some Olive Varieties Consumed without Pre-Treatment: Naturally Debittered Olives in Türkiye 全文
2024
Yaşar Mert Biçici | Yeşim Elmacı
In table olive production it is necessary to remove oleuropein by brine or dry salting method because it gives bitterness. However, some olive varieties such as Throuba Thassos-Greece, Djemali-Tunisia can be consumed without any de-bittering process. Some olives in Türkiye are also consumed without any pre-treatment and these are Kilis Yağlık, Butko, Hurma (Erkence cv.), and Nizip Yağlık olives. These naturally de-bittered olives were aimed to be characterized in this research. The lowest moisture content was determined for Kilis Yağlık (6.84%) and the highest moisture content was determined for Butko (50.01%). The oil and protein content of the samples was between, 16.66-68.46% and 0.19-18.13%, respectively. Total phenolic content (mg GAE/100g) of Kilis Yağlık, Butko, Hurma and Nizip Yağlık olive varieties were determined as 458.87, 152.09, 109.73, 234.33, respectively. The lowest antioxidant capacity was determined for Butko and the highest value was determined for Kilis Yağlık. The hardness values of the olives were found between 677.44-3688.06 (g). The L*, a*, b* values of olive samples were found between 26.14-32.05, 2.02-4.78, 2.37- 7.18, respectively. Highest oleic was determined for Hurma, highest linoleic acid was determined for Butko whereas the highest linolenic acid was determined for Nizip Yağlık. Volatile component analysis results of olives showed that 24, 23, 16 and 17 volatile components were detected in Kilis Yağlık, Butko, Hurma and Nizip Yağlık olives, respectively.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Farklı Azot Dozlarının Keten Bitkisinin Verim ve Verim Özelliklerine Etkisi 全文
2024
Şaziye Dökülen
Keten bitkisi ülkemizin hemen hemen her bölgesinde yetişebilmesi, kullanım alanlarının çeşitliliği, hem lifinden, hem de yağından faydalanılması gibi özellikleri ile ön plana çıkan önemli bir endüstri bitkisidir. Çalışmada farklı azot dozlarının keten bitkisinin verim ve verim özelliklerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma Tokat-Kazova şartlarında 2020 ve 2021 yılı vejetasyon döneminde kuru şartlarda yürütülmüştür. Çalışma Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Çalışmada yağlık Atalanta çeşidi ve 750 tohum/m2 bitki sıklığı kullanılmıştır. Çalışmada 5 farklı azot (N) dozu (kontrol (0), 7, 10, 13, 16 kg/da) yer almıştır. Çalışmada; bitki boyu, bitki başına dal sayısı, bitkideki kapsül sayısı, kapsüldeki tohum sayısı, bin tohum ağırlığı, tohum verimi, yağ oranı ve yağ verimi parametreleri incelenmiştir. Yıllar ortalamasına göre bitki boyu 49,88-52,11 cm, dal sayısı 2,6-3,2 adet/bitki, bitkideki kapsül sayısı 23,55-34,00 adet/bitki, kapsülde tohum sayısı 5,25-5,66 adet/kapsül, bin tohum ağırlığı 5,17-5,29 g, tohum verimi 54,68-90,30 kg/da, yağ oranı %33,01-35,55 ve yağ verimi 17,98-31,84 kg/da arasında değişmiştir. Tokat-Kazova’da kuru şartlarda ketende azot dozlarının etkisinin araştırıldığı çalışma sonucunda; dekara tohum ve yağ verimi bakımından 10-13 kg/da azot dozları ön plana çıkmıştır. Gübre tasarrufunu düşünerek 10 kg/da azot dozunun kullanılmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Mikrodalga Destekli Damıtma Sistemi Kullanılarak Anadolu Adaçayı (Salvia fruticosa MILL.) Bitkisinin Sap ve Yapraklarından Elde Edilen Uçucu Yağ Sonuçlarının Karşılaştırılması 全文
2024
Abdullah Genç | Habib Doğan
Bu çalışmada öncelikle endüstriyel boyutta bir damıtma sistemine mikrodalga desteğinin nasıl sağlanacağı noktasında benzetim çalışmaları yapılmış ve endüstriyel boyutta bir MDD sistemi tasarlanmıştır. Damıtma kazanına 4´3 adet magnetron yerleştirilerek mikrodalga desteği sağlanmıştır. Adaçayı bitkisinin testleri hem geleneksel hem de bu MDD sistemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, adaçayının sap ve yapraklarıyla birlikte damıtılması veya sadece yapraklarının damıtılarak elde edilen uçucu yağ sonuçları karşılaştırılmıştır. Damıtma sonucu elde edilen uçucu yağların kimyasal analizleri GC-MS cihazı ile yapılmış ve önerilen sistemin damıtma süreçlerine etkileri değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, herba kullanılan iki farklı durum için MDD sistemiyle elde edilen yağ verimi geleneksel sisteme göre %10 artmıştır. Herba ve yaprak ayrı ayrı MDD sistemi kullanılarak destile edilmiştir ve sadece yaprakların damıtılması durumunda verim artışı %100 den fazla olmaktadır. Kimyasal bileşenlerdeki değişimler detaylı olarak incelenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Growth and Yield of Summer Squash (Cucurbita pepo var. sunny house) in Response to Organic and Inorganic Mulching Materials at Rampur, Chitwan 全文
2024
Abhishek Bhattarai | Aavash Shrestha | Rijwan Sai | Sameeksha Pathak | Nischal Kafle
Mulching, a widely employed agricultural practice, has been recognized for its influence on soil moisture retention, temperature regulation, and weed suppression, thereby improving growth and yield of crops. An experiment was conducted to study the effect of mulching materials on growth and yield attributes of summer squash under water constraint condition during March to May 2023 in Chitwan, Nepal. The experiment was laid in single factor Randomized Complete Block Design (RCBD) with four different mulches (rice straw, wheat straw, rice husk and silver on black plastic mulch 30 microns) and control replicated 4 times. All the Plant growth parameters, including plant height, number of leaves per plant and plant spread, were highest in silver plastic mulch and the poorest in the un-mulched plots. Mulching also significantly influenced floral characters, with plastic mulch demonstrating superiority in traits such as days to flowering, number of flowers per plant, and sex ratio compared to organic mulches and the control. Fruit length, diameter, and weight exhibited the highest values under plastic mulch and the lowest values under the control, while all organic mulches showed similar results. The highest yield of 41.44 Mt ha-1 was achieved with silver plastic mulch, highlighting its effectiveness in enhancing crop productivity, while the lowest yield of 11.77 Mt ha-1 was recorded in the control plots. Despite its higher cost, silver pastic mulch exhibited highest net return and benefit-cost ratio. Rice husk mulch, with the second highest benefit-cost ratio and relatively low cost of production, emerged as promising alternative. Although mulching did not notably affect the soil pH, the varying soil organic matter percentages were observed, with the highest on rice straw mulch and the lowest on silver plastic mulch. The study suggests that while plastic mulch can significantly boost productivity during water scarcity, rice husk mulch offers a cost-effective alternative with substantial economic benefit.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Ankara’da Yerleşim Alanlarına Yakın Tarım Topraklarında Kobalt Kirlilik Düzeylerinin Belirlenmesi 全文
2024
Zeynep Rana Demircan Ölmez | İnci Sevinç Kravkaz Kuşçu
Günümüzde şehirleşmenin artması ve şehir merkezlerinin genişlemesi, birçok kent merkezinde sanayi alanları, yerleşim alanları ve tarım alanlarının iç içe geçmesine sebep olmuştur. Bu durum tarım topraklarının antropojenik kirlilik kaynaklarından önemli ölçüde etkilenmesine sebep olmaktadır. Bu toprakların kirlenmesi, gıda olarak tüketilen ürünler yetiştirildiğinde insan sağlığı açısından risk oluşturmaktadır. Bundan dolayı bu topraklar kirlilik yönünden kontrol edilmelidir. Bu çalışmada da Ankara İli Yenimahalle İlçesi sınırları içerisinde yer alan tarım topraklarında 20 farklı örnekleme istasyonundan, üç farklı toprak derinliğinden alınan topraklar numunelerinde, insan ve çevre sağlığı açısından en tehlikeli ve zararlı ağır metallerden olan kobalt (Co) konsantrasyonunun değişimi değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda ortalama Co konsantrasyonunun 0-15 cm derinlikteki topraklarda 14556,8 ppb, 15-30 cm derinliklerdeki topraklarda 15273,4 ppb ve 30-45 cm derinlikteki topraklarda 14761,1 ppb düzeyinde olduğu belirlenmiştir. Lokasyon bazında en düşük değer 7348,3 ppb ile L1 lokasyonunda (yerleşim alanında açık alanda) belirlenirken en yüksek değer 23609,1 ppb ile L8 lokasyonunda (yerleşim alanında, sanayi bölgesine yakın açık alanda) elde edilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)Tatlısu Göletlerinin Yaz Fitoplanktonu Üzerine İlk İncelemeler 全文
2024
Haşim Sömek | Semra Cirik
Bu araştırmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan 12 göletin fitoplanktonik organizmaları taksonomik ve ekolojik yönden incelenmiştir. Her gölet için, sadece bir adet örnekleme istasyonu seçilmiştir. 22 Haziran 2002’de 12 istasyondan 60 μ göz açıklığındaki plankton kepçesi ile toplanan örnekler % 4’lük formaldehit ile fikse edilerek, optik mikroskopta incelenmiştir. Çalışmada tayin edilen organizmaların 15’i Cyanobacteria, 24’ü Heterokontophyta, 3’ü Dinoflagellata, 9’u Euglenophyta ve 34’ü Chlorophyta’ dan olmak üzere toplam 85 fitoplankton taksonu tespit edilmiştir. Göletler, fitoplankton taksonlarının varlık ve yokluklarına baz alınarak uygulanan kümelenme ve metrik olmayan çok boyutlu ölçeklendirme analizine göre 4 gruba ayrılmıştır. Yarı kurak iklim koşullarından etkilen göletlerdeki sığlaşmanın ve tuzluluğun fitoplankton dağılımında ana faktör olduğu değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda saptanan taksonlar, fitoplanktonik organizmalar üzerine çalışmaların mevcut olamadığı K.K.T.C tatlısu alg florasi için ilk kayıtlardır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Türkiye'de Yağış Ölçer Ağı Yoğunluğunun Yağış Dağılımı Modellemesine Etkisinin Değerlendirilmesi: Antalya Havzası Örneği 全文
2024
Hasan Hüseyin Aksu
Yağış deseninin ve potansiyelinin doğru belirlenmesi su kaynakları yönetimi, planlaması ve geliştirilmesi açısından çok önemlidir. Yağışlar zamana ve yere göre en fazla değişkenlik gösteren iklim elemanıdır. Bu sebeple yağış ölçümlerinde diğer iklim elemanlarından daha sık ölçüm ağına ihtiyaç duyulur. Bu çalışmada yağış ölçer ağı sıklığı ve konumunun Antalya Havzasında yağış deseni, miktarı ve hacmine olan etkisinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu maksatla çalışmada iki farklı veri seti kullanılmıştır. Veri Seti-1’de sadece Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) istasyonlarına ait yağış verileri kullanılmıştır. Veri Seti-2’de MGM ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) istasyonlarına ait yağış verileri birlikte kullanılmıştır. Veri setlerinin mekânsal enterpolasyonunda, çok yaygın bir kullanım alanına sahip olan jeoistatistik Ordinary Kriging (OK) yöntemi uygulanmıştır. Veri setlerinin sonuçları çapraz doğrulama yöntemiyle ölçülmüş ve Ortalama Mutlak Hata (MAE), Ortalama Karekök Hatası (RMSE), Belirleyicilik Katsayısı (R2) ve Nash-Sutcliffe etkinlik katsayısı (NSE) ile karşılaştırılmıştır. Veri Seti-1 ile NSE: 0.64, R2: 0,64, MAE: 123,75 ve RMSE: 145,83; Veri Seti-2 ile NSE: 0,77, R2: 0,77, MAE: 111,55 ve RMSE: 135,22 olarak hesaplanmıştır. Veri Seti-1 ile karşılaştırıldığında Veri Seti-2’nin hata miktarları daha düşük, doğruluğu ve çalışma alanını temsil etmesi daha yüksektir. MGM ve DSİ istasyonlarının birleştirilerek kullanılması çalışma alanında istasyon ağı sıklığı ve homojenliği sağlamıştır. Bu uygulama enterpolasyon metodunun da başarısını artırmıştır. Havzanın alansal ortalama yağış miktarı MGM istasyonlarıyla 763 mm, Veri Seti-2 istasyonlarıyla 887,1 mm olarak hesaplanmıştır. DSİ yağış istasyonu verilerinin kullanımı Antalya Havzanın yağış deseni ve potansiyelinde büyük farklılıklar oluşturmuştur.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Salisilik Asit Uygulamasının Ayçiçeği (Helianthus annus L.) Bitkisi Gelişimi Üzerine Etkisi 全文
2024
Aynur Bilmez Özçınar
Bitkisel hormon olarak da kabul edilen salisilik asit, fenolik maddelerin bir grubunu oluşturmakta, bitkilerde metabolik ve fizyolojik gibi birçok tepkiyi oluşturan ve dolayısıyla bitki büyüme ve gelişmesini etkileyen bir bitki büyüme düzenleyicisidir. Bu çalışma, ayçiçeği çeşitlerinin fizyolojik ve biyokimyasal özellikleri üzerine salisilik asit uygulamasının etkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Tesadüf Parselleri Deneme Desenine göre 3 tekrarlamalı olarak iklim odası koşullarında kurulmuştur. Çalışmada materyal olarak 11-TR-077, Deray ve P-64-LC-108 olmak üzere 3 ayçiçeği çeşidi ve salisilik asidin 5 dozu (kontrol, 0,5, 1, 1,5 ve 2 mM) kullanılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde ele alınan çeşitlerde salisilik asit uygulamasının spad, bitki boyu, yaprak sayısı, kök çapı, bitki yaş ağırlık ve bitki kuru ağırlık oranları yönünden Deray çeşidinde olumlu etki ettiği incelenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Türkiye’de İklim Değişikliği Perspektifinden İç Anadolu Bölgesi Hayvancılık Sektörü 全文
2024
Gürsel Dellal | Ayşe Övgü Şen | Ali Şenok | Erkan Pehlivan
Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de iklim değişikliğinin etkileri önemli bir şekilde görülmektedir. Türkiye’de İç Anadolu bölgesinde su kaynaklarında ciddi azalmalar olmakla birlikte kuraklık riski de öngörülmektdir. Atmosfer sıcaklığındaki ani değişimler hayvancılık sektörünü olumsuz etkilerken, hayvancılık sektörü de ürettiği sera gazları ile iklim değişikliğini etkilemektedir. Bu bağlamda iklim değişikliği ile hayvancılık sektörü arasında karşılıklı bir ilişki olduğu söylenebilir. Tükiye’de 2000’li yılların başından beri iklim değişikliği azaltım ve uyum çalışmaları sürdürülmektedir ve özellikle Avrupa Yeşil Anlaşmasının yayınlanması ve Paris Anlaşmasına taraf olunması ile bazı çalışmalar artmıştır. İç Anadolu bölgesinde hayvancılık sektörü incelendiğinde, bu bölgede esas olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği önemli bir yer tutmakta olup, ülke hayvancılığına ve ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada, İç Anadolu Bölgesi iklim değişikliği ve bölgenin hayvancılığı genel olarak değerlendirilerek, bu iki olgunun ilişkisi tartışılmıştır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]