细化搜索
结果 191-200 的 561
Türkiye’de Buğday Üretiminde Kullanılan Gübrelerin Karbon Ayak İzine Etkisi 全文
2024
Savaş Kuşcu | Kıvılcım Çaktü Güler
Buğday özellikle insanların beslenmesinde büyük rol üstlenmiştir. Yetiştirilmesi son derece zahmetsiz olsada yapılan araştırmalar, iklim değişikliğinden buğdayında olumsuz etkileneceğini ortaya koymuştur. Anadolu’da buğday ekili alanlarda verim ve kaliteyi arttırmak için gübreleme yapılmaktadır. Gübreleme yapılırken uygulanan miktara, uygulama zamanına ve gübre türüne dikkat edilmesi gerekir. Kontrolsüz yapılan gübreleme toprağa ve çevreye zarar vermektedir. Toprağı verimsiz hale getirirken, atmosferede sera gazı salınımına neden olacaktır. Bu durum ise buğday üretiminde ki karbon ayak izinin artmasına neden olacaktır. Yaptığımız bu çalışma da buğday üretimi yapılırken çiftçiler tarafından kullanılan gübrelerin, kullanım miktarına bağlı olarak ürettiği karbon ayak izini hesapladık.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Comparative Evaluation of Enzymatic Crude Protein Degradation in Selected Legume Forages 全文
2024
Hülya Hanoğlu Oral
For protein evaluation of feedstuffs for ruminants, the Streptomyces griseus protease test offers a purely enzymatic approach to estimate ruminal protein degradation. This study was conducted to determine the enzymatic crude protein (CP) degradability of alfalfa, sainfoin, and common vetch hays, which are commonly used in ruminant nutrition. To estimate CP degradation, fifteen samples from each type of hay were incubated in vitro with a commercial protease extracted from Streptomyces griseus. The incubation was carried out for 1, 4, 24, and 48 hours in a borate-phosphate buffer at pH 8. Significant differences in CP degradability values were found among all three types of hay across all incubation periods. For all incubation periods, sainfoin had the lowest CP degradability values (P < 0.05), due to its high content of cell wall components and condensed tannins (CTs). For incubation periods longer than 1 hour, common vetch had the highest CP degradability values, followed by alfalfa and sainfoin, respectively (P < 0.05). As a result, the use of the protease enzyme extracted from Streptomyces griseus was confirmed as an effective method for estimating the CP degradability of selected legume forages in the laboratory, eliminating the need for animal testing. However, since plant proteins are often embedded within carbohydrate complexes, it is recommended that future tests consider the combined use of protease and carbohydrase, particularly for sainfoin, which is rich in cell wall components and condensed tannins.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Estimation of Growth and Mortality Parameters for the Annular Seabream Diplodus annularis (Linnaeus, 1978) in the Southern Aegean Sea 全文
2024
Ali Uyan
The growth and mortality parameters were examined for the annular seabream Diplodus annularis collected from the Didim coast, Southern Aegean Sea. A total of 654 annular seabream individuals, 263 female (40.21%) and 391 male (59.79%), were sampled by commercial trawlers and gillnets from September 2022 to January 2024. The total length varied between 9.0 and 24.3 cm for females, 8.6 and 24.0 cm for males, and the weight varied between 8.60 and 146.57 g for females, 7.00 and 128.96 g for males. The length-weight relationships were calculated for females, males, and all individuals as W = 0.0115 x L2.9641, W = 0.0131 x L2.8995, and W = 0.0118 x L2.9440, respectively. The growth pattern was determined as negative allometric. The maximum age class was V for both females and males. The von Bertalanffy growth parameters were L∞ = 25.27 cm, k = 0.424 year-1, t0 = -0.308 years for females; L∞ = 25.63 cm, k = 0.338 year-1, t0 = -0.935 years for males; L∞ = 27.43 cm, k = 0.283 year-1, t0 = -1.121 years for all individuals. The growth performance index (Φ´) for females, males, and all individuals were 2.432, 2.347, and 2.329, respectively. This study provides the first information on the growth and mortality parameters of D. annularis along the Didim coast, southern Aegean Sea.
显示更多 [+] 显示较少 [-]The Effect of Resveratrol and Catalase on Post-Thaw Angora Buck Semen 全文
2024
Mustafa Bodu | Ali Erdem Öztürk | Zeliha Kılınç | Ömer Hatipoğlu | Mehmet Bozkurt Ataman | Mustafa Numan Bucak | Mustafa Kul
This research aimed to examine the impact of resveratrol and catalase on the motility, plasma membrane integrity, acrosomal membrane integrity, and mitochondrial activity of Ankara buck semen following freeze-thawed process. In this study, semen samples obtained from four mature bucks were divided into four groups: control (C), resveratrol 500 µM/ml (R), catalase 50 IU/ml (CAT), and resveratrol 500 µM/ml + catalase 50 IU/ml (CATR). After dilution with Tris/egg yolk extender, the semen samples were frozen in liquid nitrogen and then thawed for assessment. The CATR group gave the highest values across all evaluated parameters (motility, plasma membrane integrity, acrosomal membrane integrity, and mitochondrial activity) compared to the other groups (61 ± 1.0%, 72.6 ± 0.70%, 70.73 ± 0.67%, 60.9 ± 0.79%, respectively) (p<0.05). In conclusion, the combination of catalase and resveratrol significantly improved the quality of buck semen after freeze-thawed process, thereby contributing to enhanced reproductive outcomes and genetic preservation.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Cost-Benefit Analysis of the Fattening of Morkaraman Lambs with Different Dietary Plant Protein Sources 全文
2024
Mazhar Burak Can | Alperen Varalan | Halit İmik
This study investigated the effects of different plant protein sources incorporated into feed concentrates on the live weight gain and feed conversion ratio of Morkaraman lambs by days 28, 42 and 56 of fattening, and presents a cost-benefit analysis. The study animals included 24 male Morkaraman lambs with a mean age of 9 months, which were assigned to 3 study groups. The dietary plant protein sources provided to the animals were soybean meal and safflower meal in Group I, wheat gluten in Group II, and corn gluten in Group III. The total feed intake values (kg) of Group I, Group II and Group III were 40.75±1.08, 39.18±0.88, and 37.67±0.62, respectively, during the period between days 0-28 of fattening; 62.77±1.67, 60.14±0.96, and 57.54±1.28, respectively, during the period between days 0-42 of fattening; and 83.31±1.89, 77.79±1.43, and 75.97±1.67, respectively, during the period between days 0-56 of fattening (p<0.05). The live weight gain values (kg) of Group I, Group II and Group III during the period between days 0-56 of fattening were 14.82±0.84, 11.97±0.51, and 13.71±0.91, respectively (p<0.05). The feed conversion ratio was observed not to have a statistically significant effect on production yields (p>0.05). In conclusion, while the highest income from live weight gain during the period between days 0-56 of fattening was achieved with the use of soybean meal and safflower meal as dietary plant protein sources, the lowest fattening cost was achieved with the use of corn gluten.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Farklı Cidar Kalınlıklarına Sahip Siloların Sonlu Elemanlar Yöntemi (FEM) ile Analizi ve Yapı Ağırlığının Optimizasyonu 全文
2024
Gülşah Erdoğan | Hüseyin Güran Ünal
Bu çalışmada, tahıl depolaması amacıyla farklı sac kalınlıkları ve destek elemanlarına sahip 85 adet silo modeli oluşturulmuştur. Silo boyutları,1500×3000 mm sac tabakalar kesilmeksizin kullanılarak çapı 4,77 metre ve yüksekliği (çatı hariç) 10,5 olarak belirlenmiş ve araştırma süresince sabit tutulmuştur. Çalışmanın temel amacı, çelik siloların maliyetinin büyük kısmını oluşturan yapı malzemesini azaltarak maliyeti düşürmek için optimizasyon yapmaktır. Oluşturulan modeller için kaynaklanabilirlik, işlenebilirlik ve maliyet yönünden uygun malzeme olarak St44 yapı çeliği seçilmiştir. Silonun stabilitesini artırmak ve olası yapısal sorunları minimize etmek amacıyla, NPU ve lama destek elemanları tasarıma dahil edilmiştir. Oluşturulan silo modellerinin yapısal analizleri ANSYS sonlu elemanlar yazılımı ile gerçekleştirilmiştir. ANSYS yazılımı kullanılarak yapılan analizlerde, her bir silo modeli için statik yükleme koşulları altında oluşan toplam deformasyon, gerinim ve gerilme değerleri hesaplanmıştır. Ayrıca, her bir tasarımın toplam ağırlığı da değerlendirilmiştir. Bu analizler sonucunda elde edilen veriler karşılaştırılarak, en uygun performans ve maliyet dengesini sağlayan optimum silo tasarımı belirlenmiştir. İmalat sırasında sac kalınlığını artırmadan, yeterli destek elemanlarının kullanılması ile genel ağırlığın %58 oranında azaltılabileceği tespit edilmiştir. Bu bulgu, imalat sırasında malzeme maliyetlerini önemli ölçüde düşürmekte ve yapısal performansı koruyarak ekonomik bir çözüm sunmaktadır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)Tatlısu Göletlerinin Yaz Fitoplanktonu Üzerine İlk İncelemeler 全文
2024
Haşim Sömek | Semra Cirik
Bu araştırmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan 12 göletin fitoplanktonik organizmaları taksonomik ve ekolojik yönden incelenmiştir. Her gölet için, sadece bir adet örnekleme istasyonu seçilmiştir. 22 Haziran 2002’de 12 istasyondan 60 μ göz açıklığındaki plankton kepçesi ile toplanan örnekler % 4’lük formaldehit ile fikse edilerek, optik mikroskopta incelenmiştir. Çalışmada tayin edilen organizmaların 15’i Cyanobacteria, 24’ü Heterokontophyta, 3’ü Dinoflagellata, 9’u Euglenophyta ve 34’ü Chlorophyta’ dan olmak üzere toplam 85 fitoplankton taksonu tespit edilmiştir. Göletler, fitoplankton taksonlarının varlık ve yokluklarına baz alınarak uygulanan kümelenme ve metrik olmayan çok boyutlu ölçeklendirme analizine göre 4 gruba ayrılmıştır. Yarı kurak iklim koşullarından etkilen göletlerdeki sığlaşmanın ve tuzluluğun fitoplankton dağılımında ana faktör olduğu değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda saptanan taksonlar, fitoplanktonik organizmalar üzerine çalışmaların mevcut olamadığı K.K.T.C tatlısu alg florasi için ilk kayıtlardır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Türkiye'de Yağış Ölçer Ağı Yoğunluğunun Yağış Dağılımı Modellemesine Etkisinin Değerlendirilmesi: Antalya Havzası Örneği 全文
2024
Hasan Hüseyin Aksu
Yağış deseninin ve potansiyelinin doğru belirlenmesi su kaynakları yönetimi, planlaması ve geliştirilmesi açısından çok önemlidir. Yağışlar zamana ve yere göre en fazla değişkenlik gösteren iklim elemanıdır. Bu sebeple yağış ölçümlerinde diğer iklim elemanlarından daha sık ölçüm ağına ihtiyaç duyulur. Bu çalışmada yağış ölçer ağı sıklığı ve konumunun Antalya Havzasında yağış deseni, miktarı ve hacmine olan etkisinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu maksatla çalışmada iki farklı veri seti kullanılmıştır. Veri Seti-1’de sadece Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) istasyonlarına ait yağış verileri kullanılmıştır. Veri Seti-2’de MGM ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) istasyonlarına ait yağış verileri birlikte kullanılmıştır. Veri setlerinin mekânsal enterpolasyonunda, çok yaygın bir kullanım alanına sahip olan jeoistatistik Ordinary Kriging (OK) yöntemi uygulanmıştır. Veri setlerinin sonuçları çapraz doğrulama yöntemiyle ölçülmüş ve Ortalama Mutlak Hata (MAE), Ortalama Karekök Hatası (RMSE), Belirleyicilik Katsayısı (R2) ve Nash-Sutcliffe etkinlik katsayısı (NSE) ile karşılaştırılmıştır. Veri Seti-1 ile NSE: 0.64, R2: 0,64, MAE: 123,75 ve RMSE: 145,83; Veri Seti-2 ile NSE: 0,77, R2: 0,77, MAE: 111,55 ve RMSE: 135,22 olarak hesaplanmıştır. Veri Seti-1 ile karşılaştırıldığında Veri Seti-2’nin hata miktarları daha düşük, doğruluğu ve çalışma alanını temsil etmesi daha yüksektir. MGM ve DSİ istasyonlarının birleştirilerek kullanılması çalışma alanında istasyon ağı sıklığı ve homojenliği sağlamıştır. Bu uygulama enterpolasyon metodunun da başarısını artırmıştır. Havzanın alansal ortalama yağış miktarı MGM istasyonlarıyla 763 mm, Veri Seti-2 istasyonlarıyla 887,1 mm olarak hesaplanmıştır. DSİ yağış istasyonu verilerinin kullanımı Antalya Havzanın yağış deseni ve potansiyelinde büyük farklılıklar oluşturmuştur.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Salisilik Asit Uygulamasının Ayçiçeği (Helianthus annus L.) Bitkisi Gelişimi Üzerine Etkisi 全文
2024
Aynur Bilmez Özçınar
Bitkisel hormon olarak da kabul edilen salisilik asit, fenolik maddelerin bir grubunu oluşturmakta, bitkilerde metabolik ve fizyolojik gibi birçok tepkiyi oluşturan ve dolayısıyla bitki büyüme ve gelişmesini etkileyen bir bitki büyüme düzenleyicisidir. Bu çalışma, ayçiçeği çeşitlerinin fizyolojik ve biyokimyasal özellikleri üzerine salisilik asit uygulamasının etkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Tesadüf Parselleri Deneme Desenine göre 3 tekrarlamalı olarak iklim odası koşullarında kurulmuştur. Çalışmada materyal olarak 11-TR-077, Deray ve P-64-LC-108 olmak üzere 3 ayçiçeği çeşidi ve salisilik asidin 5 dozu (kontrol, 0,5, 1, 1,5 ve 2 mM) kullanılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde ele alınan çeşitlerde salisilik asit uygulamasının spad, bitki boyu, yaprak sayısı, kök çapı, bitki yaş ağırlık ve bitki kuru ağırlık oranları yönünden Deray çeşidinde olumlu etki ettiği incelenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Türkiye’de İklim Değişikliği Perspektifinden İç Anadolu Bölgesi Hayvancılık Sektörü 全文
2024
Gürsel Dellal | Ayşe Övgü Şen | Ali Şenok | Erkan Pehlivan
Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de iklim değişikliğinin etkileri önemli bir şekilde görülmektedir. Türkiye’de İç Anadolu bölgesinde su kaynaklarında ciddi azalmalar olmakla birlikte kuraklık riski de öngörülmektdir. Atmosfer sıcaklığındaki ani değişimler hayvancılık sektörünü olumsuz etkilerken, hayvancılık sektörü de ürettiği sera gazları ile iklim değişikliğini etkilemektedir. Bu bağlamda iklim değişikliği ile hayvancılık sektörü arasında karşılıklı bir ilişki olduğu söylenebilir. Tükiye’de 2000’li yılların başından beri iklim değişikliği azaltım ve uyum çalışmaları sürdürülmektedir ve özellikle Avrupa Yeşil Anlaşmasının yayınlanması ve Paris Anlaşmasına taraf olunması ile bazı çalışmalar artmıştır. İç Anadolu bölgesinde hayvancılık sektörü incelendiğinde, bu bölgede esas olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği önemli bir yer tutmakta olup, ülke hayvancılığına ve ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada, İç Anadolu Bölgesi iklim değişikliği ve bölgenin hayvancılığı genel olarak değerlendirilerek, bu iki olgunun ilişkisi tartışılmıştır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]