细化搜索
结果 421-430 的 598
Determination of Growth Performance of Lambs and Fertility Characteristics of Karayaka Sheep Raised in Amasya 全文
2021
Caner Tamer | Emre Şirin
This study was carried out to determine the growth and reproductive performance of Karayaka sheep in Amasya province within the scope of National Animal Breeding Project. Data were collected from 17529 Karayaka lambs of 20120 Karayaka sheep which were born during 2012 to 2015 birth season. In this study, the live weights, survival rates of the lambs in various periods and reproductive traits of Karayaka ewes were investigated. In this study, the live weights, daily live weight gain, survival rates (90th day) and reproductive traits of Karayaka ewes were investigated. The averages of reproductive traits of Karayaka sheep such as infertility, fertility, twins, fecundity, litter size and survival rate were 13.8%, 86.2%, 7.20%, 0.867, 1.01 and 89.0% respectively. The effects of year, sex and type of birth on the birth weights and the live weights of 90 days (weaning) of Karayaka lambs were found to be significant. Daily live weight gain was affected only by year and sex.
显示更多 [+] 显示较少 [-]The Bifunctional Catalase-Phenol Oxidase of Mycothermus Thermophilum (MtCATPO) Increases the Antioxidant Capacities of its Ortho-Diphenolic Substrates and of Green and Black Tea Extracts 全文
2021
Betül Söyler | Zümrüt Begüm Ögel
Catalase from the thermophilic fungus Mycothermus thermophilus is a bifunctional enzyme with a secondary phenol oxidase activity (CATPO). MtCATPO catalyses the oxidation of catechol, chlorogenic acid, caffeic acid and (+)-catechin to yield mainly dimers, and higher molecular weight oligomers and polymers. The role of this phenol oxidase activity is not known. Here, the antioxidant capacities (AC) of the phenolic substrates in the absence and presence of MtCATPO were compared. The oxidized products displayed enhanced AC reaching a maximum of 2.4-fold with catechol. Other phenol oxidases (laccase and tyrosinase) did not yield AC enhancement to the same extent. MtCATPO-treatment increased AC of green and black tea infusions, as well as water extracts of samples collected from a black tea production line up to 28%. The bifunctional MtCATPO appears to be an important antioxidant enzyme with a wide range of potential applications in the food, neutraceuticals and pharmaceuticals industry.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Response of Potato (Solanum tuberosum L.) under Different Levels of Irrigation and Fertigation through Drip System 全文
2021
Serhat Ayas
There are very few studies on cabbage at different fertigation levels in the Marmara Region, where this study was conducted. In this respect, our study has a unique quality. This study was carried out in Bursa Uludag University Yenisehir İbrahim Orhan Vocational School application greenhouses in 2014-2015 years. Five different irrigation treatments (T1: 100% (full irrigation), T2: 75%, T3: 50%, T4: 25%, T5: 0% (non-irrigated)) and two different fertigation treatments; F1.0: 100% (100:100:100 NPK) fertigation and F0.5: 50% (50:50:50 NPK) fertigation were combined together to determine the effects on yield and quality parameters of potatoes. The amount of irrigation water in 2014 and 2015 years varied between 0.0-630.0 mm and 0.0-660 mm, respectively, while evapotranspiration values varied between 180.0-670 mm and 190.0-675 mm, respectively. It was determined that irrigation water and fertigation levels, yield and quality parameters of potatoes were affected significantly. In both application years, the highest yield was obtained from T1F1.0 treatment as 45.0 and 47.0 tons’ ha-1 respectively, while the lowest yield was obtained from T5F1.0 treatment as 4.0 and 5.0 tons ha-1, respectively. In 2014 and 2015 years the crop response factor (ky) values of potato were calculated as 1.11-1.11 and 1.21-1.14, respectively. When the full fertigation (F1.0: 100% -100:100:100 NPK) and the insufficient F0.5: 50% - (50:50:50 NPK) fertigation treatments are compared, significant differences have arisen in terms of yield and quality parameters. T2F1.0 and T2F0.5 treatments can be recommended as the most effective irrigation and fertilization levels of potato.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Rekreasyon/Sportif Olta Balıkçılığı; Ankara İli Örneği 全文
2021
Şennan Yücel | Anıl Yördem
XIX. yüzyıldan itibaren endüstrileşme ve teknolojide yaşanan ilerlemeler ile iş imkânlarının şehir merkezlerinde yoğunlaşması, köyden şehre göçü hızlandırmıştır. Göç alan illerin başında Ankara; başkent olması nedeni ile ilk sıralarda yer almaktadır. Şehirlerde artan nüfus rekreasyon alanlarına rağbeti artmıştır. Özellikle göl, gölet, baraj ve akarsu kıyılarında rekreasyon olta balıkçılığı yapanlar hızla artmaktadır. Maddi ve ticari kazanç beklemeden, sadece spor veya dinlence amacıyla yapılan, avlanılan ürünün satılmadığı olta balıkçılığı, en önemli rekreasyon etkinliklerindendir. Bu çalışmada Ankara ilindeki amatör balıkçıların sosyo-ekonomik durumları araştırılmıştır. Amatör balıkçıların avlanma mevsimleri, avlanma saatleri ve süreleri, avlarının kendilerine yeterliliği, avlandıkları stokların sürekliliği ve avlanmada göreceli av miktarının durumu tespit edilmiştir. Yakaladıkların balıkların sağlık açısında güvenilirliği, avlanma kuralları hakkında görüş ve düşünceleri, amatör olta balıkçılığı belgesine sahiplik durumu, yasa ve yönetmelikleri denetleyen bir kurumlardan haberdar olup olmadıkları araştırılmıştır. Araştırma sonuçlarının, rekreasyon olta balıkçılığına gönül vermiş balıkçılara ışık tutması amaçlanmıştır. Ayrıca bilinç düzeyinin yükseltilerek sürdürülebilir ve sürekli balıkçılığın sağlanmasına katkıda bulunacak bilinç düzeyi yüksek amatör balıkçıların sayısının artırılmasına katkı sağlanması da hedeflenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Allelopathic Mechanisms in Fire-Prone Ecosystems 全文
2021
Nursema Aktepe | Ömer Küçük
Understanding the fire-prone arid-zone pine species and maquis vegetation's response to fire is very important to reveal the ecology and evolution of these species. During the succession of vegetation, there are complex relationships between allelopathic metabolites and fires. Many plant communities such as pines, maquis, savannas and woodlands are known to play a critical role in the development of succession. However, studies revealing the relationship between succession processes and allelopathic mechanisms in fire-prone ecosystems are quite limited. Most evergreen maquis vegetations are one of the most studied fire ecosystems. In maquis vegetation, fire causes the formation of plant communities that continue with allelochemicals produced by plants, as well as shaping the climate of the region. The event of a living species inhibiting another species by secreting toxic compounds is expressed as allelopathy. These toxic compounds are generally referred to as allelochemicals. Many maquis species that grow in fire-prone ecosystems excrete their allelochemicals, preventing the development of herbaceous species around them and invade their habitats. These chemicals, which accumulate in the soil during the dry season, affect the succession processes in vegetation in the event of a fire and determine which species will follow each other. Considering these relationships, it can be said that allelopathic plants have the potential to change plant diversity in vegetation by changing their functional plant characteristics. The purpose of this review is to determine the relationship between allelochemicals and fire of plant species in fire-prone ecosystems, and to reveal how this affects the succession processes.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Tüketicilerin Sosyo-ekonomik Nitelikleri ile Çevre Bilinci Düzeyleri Arasındaki İlişki ve Çevre Dostu Gıda Ürünlerini Satın Almalarında etkili olan Faktörler 全文
2021
Yusuf Çakmakçı | Harun Hurma
Bu çalışmada tüketicilerin gıda ürünleri satın alınırken sahip oldukları sosyo-ekonomik ve demografik nitelikler ile çevre farkındalığı ve bilinç düzeyi arasında bir ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Bunun yanı sıra tüketicilerin çevre dostu gıda ürünlerine güveninde etkili olan faktörler incelenmiştir. Çalışmanın verileri Tekirdağ ili Süleymanpaşa ilçesinde 171 kişi ile yapılan anketlerden elde edilmiştir. Elde edilen verilerin değerlendirmesinde frekans dağılımlarından, ki-kare ve faktör analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarında, tüketicilerin genel tüketim alışkanlıklarında çevre dostu olma düzeylerinin yaş, eğitim, 10 yaş altı çocuğa sahip olma, aylık gelir düzeyi, aylık gıda harcaması düzeyine göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Yaşı, 36 yaş üstü tüketicilerin diğer tüketicilere oranla çevresel duyarlılığı daha yüksek bulunmuştur. Benzer şekilde, lisans ve üstü eğitim düzeyine sahip tüketicilerin lisans altı eğitime sahip kişilerden daha çevre dostu olduğu görülmüştür. Diğer yandan, çevre dostu ve insan sağlığına duyarlı üretim yöntemleri ile üretilen gıda ürünlerine tüketicilerin güven düzeyine etki eden 11 değişkene faktör analizi uygulanmıştır. 11 Değişken, “Yasal düzenlemeler ve tutundurma çabaları”, “Sertifikalar ve etiket bilgileri” ve “Ürünün bilinirliği” olarak 3 faktör altında toplanmıştır. Bu açıdan değerlendirildiğinde çevre dostu gıda ürünlerinin tüketici nezdindeki güvenirliğinin artırılmasında yasal düzenlemelerin yanı sıra sertifikaların ve etiket bilgilerinin oldukça önemli olduğu ortaya konmuştur. Bununla birlikte günümüzde gıda ürünleri pazarında tüketici odaklı çalışmalarda tüketicilerin çevresel tutumlarının da dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Geleceğin Protein Kaynağı: Yenilebilir Böcekler 全文
2021
Ayşen Baş Aksoy | Sedef Nehir El
Artan dünya nüfusu göz önüne alındığında, protein kaynaklarının yeterli olamayacağının bilincinde olan araştırmacılar yeni protein kaynaklarına odaklanmışlardır. Bu nedenle yenilebilir böceklerin gıdada doğrudan veya bir bileşen olarak kullanılabilme potansiyeli ilgi görmeye başlamıştır. Yenilebilir böcekler Afrika, Asya ve Güney Amerika’da uzun yıllardır geleneksel gıda olarak tüketilmektedir. Ancak özellikle Avrupa ülkelerinde, tüketiciler böceklerin gıda olarak tüketilmesine karşı olumsuz tutum sergilemektedir. Yenilebilir böcekler, geleneksel hayvansal protein kaynaklarına kıyasla daha az olumsuz çevresel etkiye sahip gıda kaynaklarıdır. Yetişme alanı, su, enerji ve yem gibi kaynakları daha az tüketmelerinin yanı sıra düşük sera gazı üretimleri ekolojik sistemin sürdürülebilir özellikleri açısından önemlidir. Yenilebilir böcekler kaliteli protein, zorunlu amino asitler, yağ asitleri, mineral ve vitaminlerin kaynağı olarak alternatif gıda kaynağı olarak kabul edilmektedir. Besleyici özellikleri üzerine yapılan çalışmalar hem küresel gıda talebinin karşılanması hem de malnütrisyonun önlenmesinde çözüm olabileceğini göstermektedir. Bu derlemede, yenilebilir böcekler besleyici özellikleri açısından değerlendirilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Phytochemicals and Aroma Compounds Content of Crabapple (Malus tribolata C.K. Schneid.) Genotypes in Kahramanmaraş Province 全文
2021
Selma Boyacı | Akide Özcan | Mehmet Sütyemez | Şakir Burak Bükücü | Nesibe Ebru Kafkas
Crabapple (Malus tribolata C.K. Schneid.), which one of the rare wild fruit trees in Turkey. This study was carried out to determine the aroma compounds, phenolic compound, antioxidant capacity and some fruit properties of fruits obtained from 2 different crabapple genotypes. The amount of phenolic substance was done by Folin-Ciocalteu method; antioxidant analysis was done using DPPH technique. With respect to antioxidant capacities, the highest value (70.12%) was determined in 46 EL 01 genotype. We found that 46 EL 01 genotype had the highest total phenolic content (839.13 mg/100 g). Determination of volatile compounds that play a major role in fruit quality using the HS-SPME/GC/MS technique, total of 37 aroma compound, namely 7 alcohols, 2 terpenes, 5 aldehydes, 17 esters, 1 ketone, 3 acids and 2 other compounds, were found in two different crabapple genotypes. Total aroma compounds in 46 EL 01 and 46 EL 02 genotypes were calculated as 101.78 μg/L and 102.26 μg/L, respectively. As a result, it has been determined that crabapple, which is a wild fruit, has high phenolic and antioxidant contents and also has many aroma compounds.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Aktif Bileşenler ile Zenginleştirilmiş Yenilebilir Film ve Kaplamaların Taze ve İşlem Görmüş Et ve Balık Ürünlerine Uygulanması 全文
2021
Ali Kozlu | Yeşim Elmacı
Son yıllarda gıda kaynakları dünya nüfusu ve ekolojik problemlerin artışına bağlı olarak büyük bir hızla tükenmektedir. Bu nedenle gıdaların üretilmesi kadar korunması ve dayanıklılığının geliştirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Özellikle et ve balık ürünleri hassas gıdalar olduklarından uygun olmayan depolama koşulları altında çok çabuk bozulabilmektedir. Taze veya işlenmiş et ve balık ürünlerinde, depolama süresince biyokimyasal ve mikrobiyal bozulmaların bir sonucu olarak çeşitli kalite kayıpları meydana gelebilmektedir. Et ve balık ürünlerinde arzu edilen duyusal özelliklerin korunması, biyolojik, kimyasal ve mikrobiyolojik bozulmaların geciktirilmesi amacıyla kullanılan ambalajlama yöntemleri arasında ilgi çekici bir yaklaşım olarak yenilebilir film ve kaplama uygulamaları dikkat çekmektedir. Protein, lipit veya polisakkarit gibi doğal kaynaklardan elde edilen, çevre dostu ve biyolojik olarak parçalanabilir materyallerin kullanıldığı yenilebilir film ve kaplamalar düşük maliyetli ve kolay uygulanabilir olması nedeniyle ön plana çıkmaktadır. Ayrıca yenilebilir film ve kaplamalar antimikrobiyaller, antioksidanlar ve lezzet arttırıcı maddeler gibi aktif bileşenler için taşıyıcı olarak hareket edebilmektedir. Aktif bileşenleri içeren yenilebilir film ve kaplamalar, et ve balık ürünlerinin muhafaza edilmesi için uygundur. Söz konusu ambalajlama yöntemi nem kaybını engelleyerek, mikrobiyolojik bozulmaları geciktirerek ve patojen mikroorganizmaların üremesini kısıtlayarak, lipit, protein ve pigment oksidasyonunu yavaşlatarak ve ürünlerin duyusal özellikler açısından kabul edilebilirliğini uzatarak et ve balık ürünlerinin depolama süresini uzatmayı hedeflemektedir. Bu derlemede aktif bileşenler ile zenginleştirilmiş yenilebilir film ve kaplamaların et, balık ve türev ürünlerine uygulanması ve depolama süresince bu ürünlerde meydana gelebilecek mikrobiyal ve oksidatif bozulmalara ve duyusal kalite kayıplarına karşı gösterdiği koruyucu etki hakkında bilgi verilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Hayıt (Vitex agnus-castus L.) Ballarının Uçucu Bileşenlerinin ve Duyusal Özelliklerinin Tanımlanması 全文
2021
Ceyda Dadalı
Bu çalışmada Aydın, Çanakkale, İzmir ve Muğla illerinde üretilen hayıt ballarının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri ile uçucu bileşenlerinin ve duyusal özelliklerinin tanımlanması amaçlanmıştır. Değerlendirilen hayıt ballarında toplam 16 farklı uçucu bileşen belirlenmiştir (4 aldehit, 3 furan, 2 alkol, 2 sülfürlü bileşik, 2 terpen, 1 alkan, 1 benzenik bileşik ve 1 keton). Hayıt ballarının ortak uçucu bileşenlerinin dimetil sülfit, oktan, nonanal, 2-furankarboksaldehit, 2-etil-1-hegzanol, 1-(2-furanil)-etanon, benzaldehit, 5-metil-2-furankarboksaldehit ve benzenasetaldehit olduğu belirlenmiştir. Bütün hayıt ballarında benzenasetaldehit en fazla bulunan uçucu bileşen olup ardından benzaldehit ve 2-furankarboksaldehit gelmektedir. Duyusal değerlendirme sonucunda hayıt ballarında çiçeğimsi, meyvemsi, karamelimsi, acı badem, fermente, hayvanımsı, baharatımsı, vaksımsı ve odunumsu koku karakteri, tatlı ve ekşi tat karakterleri ile burukluk ağız hissi algılanmıştır. Bütün örneklerde çiçeğimsi, meyvemsi, karamelimsi, tatlı ve ekşi karakter yoğun olarak algılanmıştır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]