细化搜索
结果 701-710 的 5,301
In Praise of the Phytogenic Medicinal Plant Syzygium Aromaticum: A Review 全文
2021
Sonali Bhakta | Shonkor Kumar Das
Syzygium aromaticum commonly known as Clove is considered to be the most precious spice among others, which has been continued to be utilized for centuries for different biological and therapeutic purposes. It is a tropical tree which belongs to the Myrtaceae family and natively originated from Indonesia. However, in current times it is found in a few other places of the world including Brazil. Clove is viewed as perhaps the most extravagant source of phenolic mixes, for example, eugenol, eugenol acetic acid derivatives and so on. These mixtures have incredible potential for restorative, organic and other rural applications. In this review we have tried to figure out some of the important medicinal or therapeutic as well as phytobiotic and agricultural utilizations of the products prepared from Clove. We have tried to give an extra emphasis on the application of clove as a product of herbal contraception however for this purpose dose of the extract (either aqueous or ethanolic) of clove plays the vital role in this case. Although for establishing or making clove products commercially available as a safe product for herbal contraception or other medicinal impacts, more studies are required, and it could open a new era in the field of herbal medicine that would be much safer and feasible.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Physico-chemical Properties, Mineral Matter, Organic Acid, Amino Acid, and Plant Hormones Content of Goji Berry (Lycium barbarum L.) Grown in Turkey 全文
2021
Rabia Talay | Ümmügülsüm Erdoğan | Metin Turan
With high nutritional value, goji berry is an important fruit for human nutrition and health. Goji berry cultivation is done widely in many countries, farming has become widespread in recent years in Turkey. In study grown goji berry (Lycium barbarum L.) in Turkey are determined the physical and chemical characteristics of fruit (pH, titration acidity, dry matter content, ash content, water activity (aw) value, protein content, HMF content, total phenolic content, total sugar content, reducing sugar content, sucrose content, colour values, mineral contents, organic acid contents, amino acid contents and some plant hormone content). Goji berry fruits have pH value 5.18, titration acidity value 2.16%, dry matter content 89.40%, ash content 4.30%, water activity (aw) value 0.35, protein content 13.18%, HMF content 9.38 mg/kg, total phenolic content 9.05 mg GAE/g, total sugar content 59.26%, decreasing sugar content 57.35%, sucrose content 1.90%, L* value 40.33, a* value 22.97, b* value 33.00, C* value 40.21, H° value 55.15. In addition, the mineral content, organic acid content, amino acid content and some plant hormones of goji berry fruits were determined by analysis.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Phenotypic Characterization for Identification, Conservation and Sustainable Utilization of Boset and Minjar Shenkora Goats of Ethiopia 全文
2021
Tesfalem Aseged Ayele | Abraham Assefa | Abebe Hailu | Tesfaye Getachew | Manaye Misganaw | Seble Sinke | Fasil Getachew | Solomon Abegaz
This study was conducted on a total of 776 goats (part of Central highland goat breeds of Ethiopia), 306 from Boset district of Oromia region and 470 were from Minjar Shenkora district of Amhara region. A format developed by using food and agriculture organization discerption list was used for recording of morphological traits, bodyweight and linear body measurements. Both qualitative and quantitative traits were recorded from randomly sampled mature goats and the data were analyzed using SAS software. The goat type in the study area was characterized by a higher proportion of plain coat color patterns (62.5). Ingeneral, the majority (98.4%) of the studied goats were horned and characterized by backward orientation (67%) with a straight shape (49.3%). They presented a concave facial profile (73.8%), slop up toward the rump back profile (66.2%), no wattle (99.6%), no toggle (90.7%), no ruff (85.9%) and no beard (57.3%). The location had a significant effect on body weight and some other linear body measurements. Traits like body length, rump length, horn length, head length, head width and shin circumference were significantly higher in Boset district. In contrast, rump width and cannon bone length were significantly lower. The mean body weight of male goats in Boset and Minjar Shenkora district were 30.5±1.05 kg with a range of 16 to 47 and 27.5±0.56 with a range of 13 to 57, respectively. While for female counterpart mean body weights (kg) were 28.4±0.35 with a range of 17 to 45 for Boset and 27.5±0.33 with a range 15 to 57 for Minjar Shenkora district. Heart girth had the highest correlation with body weight in both sexes and shoulder width in Boset male goats. The wider variation in most quantitative measurement traits would open an opportunity for further improvement, conservation and utilization work.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Humik Asit Üretiminde Kullanılan Karıştırıcıların Kaotik Sistemler İle Performanslarının İyileştirilmesi 全文
2021
Onur Kalaycı | İhsan Pehlivan | Selçuk Coşkun
Bu çalışmada; ülkemizde ve dünyada en çok kullanılan bitki besleme ve toprak düzenleyici ürünlerden biri olan humik asitin üretiminde, geleneksel karıştırma metodları yerine kaotik sistemler kullanılarak, ürün kalitesi, homojenlik, zaman ve enerji tasarrufu gibi önemli kriterler açısından karıştırıcıların verimlerini arttırmak hedeflenmiştir. Kaotik sistemlerin bu özelliklerinden yola çıkılarak deneysel çalışmalar için; tüm fonksiyonları HMI (Human Machine Interface) operatör panel tarafından kontrol edilebilen, PLC (Programmable Logic Controller) kontrollü bir karıştırıcı tasarlanarak imalatı gerçekleştirilmiştir. Bu karıştırıcıda, su, leonardit ve potasyum hidroksit (KOH) karıştırılarak, sıvı humik asit elde edilmiştir. Karıştırma işlemi için literatürden farklı dinamik özelliklerde kaotik sistemler seçilmiştir. Bu kaotik sistemlerin diferansiyel denklemleri, Labview programında geliştirilen bir ara yüz programında Runge Kutta 45 (RK45) sayısal çözüm algoritmasına göre çözdürülerek her kaotik sistemin kaotik zaman serisi sonuçları elde edilmiştir. Bu sonuçlar, PLC cihazına yazılan program ile frekans verilerine dönüştürülerek frekans invertörüne bağlı karıştırıcı motorun, seçilen kaotik sistemlere göre değişken hızlarda dönmesi sağlanmıştır. Aynı karışım geleneksel yöntemlerle (sabit hız) de elde edilerek, ürün kalitesi, çözünen madde oranı, pH değerleri ve toplam enerji tüketimi açısından karşılaştırmaları yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre; kaotik sistemler kullanılarak yapılan karıştırmanın, ürün kalitesi, homojenlik, zaman, enerji tasarrufu gibi kriterler açısından geleneksel karıştırma yöntemlerine göre daha verimli olduğu gözlemlenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Artan Dozlarda Magnezyum Sülfat Uygulamalarının Tütün Bitkisinin Yaprak Verimi ve Kalitesine Etkisi 全文
2021
Ahmet Kınay | Halil Erdem
Bu çalışma, Tokat/Erbaa ve Tokat/Kazova lokasyonlarında tarla koşullarında 2017 yılında topraktan artan dozlarda (0, 3, 6 ve 9 kg da-1) MgSO4 uygulamalarının Xanthi 81 tütün çeşidinin yaprak verimi, kalitesi ile yaprağın bazı kimyasal (Mg, S, N, K, P, nikotin, şeker, klorogenik ve rutin konsantrasyonu) içeriklerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuş olup, hasat olgunluğuna gelen yapraklar üç elde hasat edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, artan dozlarda MgSO4 uygulaması ile Erbaa ve Kazova lokasyonlarında yetiştirilen tütün çeşidinin yaprak veriminde artışlar meydana gelmiştir. Yaprak veriminde ortaya çıkan artış en fazla MgSO4’ın 6 kg da-1 dozunda görülmüş ve bu artış Erbaa lokasyonunda %22, Kazova lokasyonunda ise %6,4 düzeyinde olmuştur. Artan MgSO4 uygulamaları ile yaprak Mg ve S konsantrasyonlarında istatiksel olarak önemli artışlara neden olduğu, en fazla artışın yaprak veriminde olduğu gibi MgSO4’ın 6 kg da-1 dozunda olduğu görülmüştür. Tütün için çok önemli bir alkaloid bileşeni olan nikotin konsantrasyonu MgSO4 uygulaması ile her iki lokasyonda da azalmıştır. Sonuçlar, artan dozlarda MgSO4 uygulamalarının tütün yaprağının veriminde artışa neden olduğu, yaprak Mg ve S konsantrasyonlarında artışa, nikotin konsantrasyonlarında ise azalmaya neden olduğu ortaya çıkmıştır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Gıdalarda Sous Vide Uygulama Teknolojisi 全文
2021
Nuran Erdem | Mustafa Karakaya
Sous vide, Fransızca “vakum altında” anlamına gelmekte olup yöntem; gıdaların vakum ambalajda, tam olarak kontrol edilebilen sıcaklıklarda (≤100°C) su banyosu içinde pastörize edilmesini içermektedir. Sous vide aynı zamanda bir muhafaza yöntemidir. Pişirme işleminin ardından ürün hemen tüketilmekte veya 0-3°C sıcaklık aralığına hızlı bir şekilde soğutularak tekrar ısıtma ve tüketim aşamasına kadar 3-5 hafta süreyle depolanabilmektedir. Sous vide teknolojisi ile ürünün tekstür ve kalite özelliklerine zarar verilmeden, dış yüzeyi aşırı kurumadan, istenen sıcaklıkta ve istenen sürede hazırlanması sağlanmaktadır. Bu yöntemle et, balık, tavuk ve sebzeler pişirilebilmektedir. Sous vide teknolojisi ile hazırlanan et ve et ürünleri hem daha lezzetli, sulu ve gevrek hem de bünyesindeki besin maddelerini minimum düzeyde kaybetmektedir. Sous vide teknolojisi, depolama süresinin uzatılması, duyusal ve mikrobiyolojik kalitenin korunması gibi, birçok avantaj sağlamaktadır. Vakum ambalajla anaerobik ortam sağlanması ve kontrollü sıcaklık uygulaması ile gıdalarda bulunan bakterilerin vejetatif formları inaktive edildiği için Sous vide teknolojisi ile pişirme birçok açıdan güvenilir olmaktadır.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Ekşi Maya Fermantasyonu ile Üretilen Ekmeklerdeki Biyoaktif Bileşenlerin In Vitro Biyoerişilebilirliği ve Sağlık Üzerine Etkileri 全文
2021
Özlem Çağındı | Ergun Köse | Ceren İnce
Ekşi mayalı ekmek, buğday, çavdar veya diğer tahıl unlarının su ile karıştırılması ve laktik asit fermantasyonu sonucu elde edilen geleneksel bir üründür. Ekşi maya fermantasyonu ile üretilen gıdaların sağlık üzerindeki etkilerini sağlayan mekanizmaların; mikroorganizmaların probiyotik etkisi, biyoaktif peptit ve organik asitlerin (asetik asit, bütirat, propiyonik asit) üretimi, anti-besin (fitik asit vb.) miktarının azalması, fenolik bileşik ve antioksidan biyoerişilebilirliğinin artması, nişasta ve proteinin sindirilebilirliği ve minerallerin biyoyararlılığında artış, glutenin degradasyonu ile çölyak hastalarına yeni ürün geliştirme sağlaması olduğu bildirilmektedir. Bu çalışmada, ekşi maya fermantasyonunun ekmek bileşenleri üzerine etkisi, in vitro biyoerişilebilirliği ve sağlığa faydaları irdelenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Effect of Production System (Intensive and Free-Range), Slaughter Age and Gender on Nutrient and Fatty Acid Composition of Meat in Partridges (Alectoris chukar) 全文
2021
Mehmet Akif Boz | Fatih Öz | Musa Sarıca | Umut Sami Yamak
This study was conducted to determine the effect of production system, slaughter age, and gender on the nutrient composition, fatty acids profile, and index values of breast and thigh meat in Alectoris chukar partridges. Partridges were slaughtered at 14, 16, and 18 weeks of age and skinless breast and thigh meat of male and female were used in the study (a total of 96 samples in 2 replicates). The production system affected only the crude fat level of the thigh meat in terms of nutrient composition and it was found higher in the intensive system compared to the free-range system. Age and gender did not significantly affect the composition of breast and thigh meat. In terms of fatty acid profile, erucic acid (C22:1n9) level in breast meat was higher in intensive system, while it was higher in thigh meat in free-range. While the percentage of docosahexaenoic acid (C22:6n3) increased with age in breast meat, it decreased in thigh meat with age. While eicosenoic acid (C20:1) percentage was higher in breast meat of male birds compared to females, only stearic acid (C18:0) was found to be higher in thigh meat. Saturated fatty acids (SFA), linolenic acid (n3), thrombogenic index (TI) and atherogenic index (AI) values were higher in thigh meat produced in free-range system, while polyunsaturated fatty acids (PUFA), total unsaturated fatty acids (UFA), linoleic acid (n6) and hypocholesterolaemic / hypercholesterolaemic ratio (h/H) were significantly higher in intensive system. While SFA and TI levels in thigh meat decreased with age, monounsaturated fatty acids (MUFA), UFA and oleic acid (n9) percentages increased. MUFA / SFA in thigh meat of females was higher than males, other indexes were found insignificant. The results shows that partridges had desirable fatty acid composition. Especially, the increase in MUFA and UFA values with age in thigh meat compared to breast indicates that thigh meat is enriched in terms of unsaturated fatty acids. However, the higher SFA and AI values obtained in the free-range system could be considered a negative outcome for alternative production systems that prioritize bird welfare and consumer demands.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Gıda Mühendisliği Öğrencilerinin Gıda Güvenliği Hakkında Davranış ve Risk Algıları: Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Örneği 全文
2021
Ahmet Duran Çelik
Gıda güvenliği her tüketiciyi ilgilendiren önemli bir konudur. Gıda güvenliğinin sağlanması açısından gıda ürünlerinin üretim aşamasında alınacak önlemlerin yanı sıra tüketicilerin bilinç seviyesi de ayrıca önem taşımaktadır. Bugüne kadar yapılan çeşitli araştırmalarda, gıda zehirlenmelerinin veya gıdaya bağlı olarak ortaya çıkan çeşitli hastalıkların önemli bir kısmının evde yapılan yanlış gıda uygulamalarından kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu araştırmada, gıda mühendisi adaylarının, gıda güvenliği konusunda bilgi seviyelerinin, tutum, yaklaşım ve risk algılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, görüşülen öğrencilerin %74,79’inin alışveriş sırasında ‘’her zaman’’ gıda ürünlerinin son kullanım tarihlerine baktıkları, et ürünleri satış yeri olarak en çok süper marketlere güvendikleri, genetiği değiştirilmiş ürünleri en riskli ürün grubu olarak değerlendirdikleri belirlenmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]Geleceğin Protein Kaynağı: Yenilebilir Böcekler 全文
2021
Ayşen Baş Aksoy | Sedef Nehir El
Artan dünya nüfusu göz önüne alındığında, protein kaynaklarının yeterli olamayacağının bilincinde olan araştırmacılar yeni protein kaynaklarına odaklanmışlardır. Bu nedenle yenilebilir böceklerin gıdada doğrudan veya bir bileşen olarak kullanılabilme potansiyeli ilgi görmeye başlamıştır. Yenilebilir böcekler Afrika, Asya ve Güney Amerika’da uzun yıllardır geleneksel gıda olarak tüketilmektedir. Ancak özellikle Avrupa ülkelerinde, tüketiciler böceklerin gıda olarak tüketilmesine karşı olumsuz tutum sergilemektedir. Yenilebilir böcekler, geleneksel hayvansal protein kaynaklarına kıyasla daha az olumsuz çevresel etkiye sahip gıda kaynaklarıdır. Yetişme alanı, su, enerji ve yem gibi kaynakları daha az tüketmelerinin yanı sıra düşük sera gazı üretimleri ekolojik sistemin sürdürülebilir özellikleri açısından önemlidir. Yenilebilir böcekler kaliteli protein, zorunlu amino asitler, yağ asitleri, mineral ve vitaminlerin kaynağı olarak alternatif gıda kaynağı olarak kabul edilmektedir. Besleyici özellikleri üzerine yapılan çalışmalar hem küresel gıda talebinin karşılanması hem de malnütrisyonun önlenmesinde çözüm olabileceğini göstermektedir. Bu derlemede, yenilebilir böcekler besleyici özellikleri açısından değerlendirilmiştir.
显示更多 [+] 显示较少 [-]