خيارات البحث
النتائج 291 - 300 من 5,336
Presence of Phthalates in Vacuum Packaged Kashar Cheeses Sold Retails in Türkiye النص الكامل
2023
Mustafa Kılıç | Elif Dağdemir | Ali Adnan Hayaloğlu
Phthalate esters (PAEs) are synthetic compounds, commonly used as plasticizers and softeners in plastic material production, and they are recognized as endocrine-disrupting chemicals. This study was focused on monitoring the extent of PAEs migration in vacuum-packaged Kashar cheeses and plastic materials used in their packaging. A total of fifteen cheese samples were tested for PAEs, including benzyl butyl phthalate (BBP), dibutyl phthalate (DBP), diisononyl phthalate (DiNP), di-2-ethylhexyl phthalate (DEHP), and diisodecyl phthalate (DiDP). The quantification (LOQ) and detection (LOD) limits varied between 0.197 to 0.619 µg/mL and 0.059 to 0.185 µg/mL for all analytes, respectively. All phthalate ester concentrations in both of the cheese samples and their packaging materials were below the detectable level LOQ of the analytical method. FTIR spectra also confirmed that the packaging materials which consisted of polypropylene and polyethylene.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Kestane Balının Gastronomideki Önemi ve Antioksidan Potansiyeli النص الكامل
2023
Tuba Pehlivan
Bal, insan diyetinin önemli elemanlarından biridir. Kestane balı diğer ballar içerisinde sağlığa sunduğu katkılar nedeniyle özel bir yere sahiptir ve fonksiyonel bir gıda olarak kabul edilir. Bu çalışmada değerli bir ürün olan kestane balının gastronomik açıdan Türkiye ve Dünya’da kullanım alanları ve önemi sosyal medya, internet kaynakları taranarak araştırılmış ve kullanım alanlarının arttırılması amacıyla bütünsel bir yaklaşımla doğru hammadde temininden ürün tasarımı ve sunumuna değin dikkat edilmesi gereken kritik noktalara değinilmiştir. Bu amaçla ülkemizdeki farklı yörelerden elde edilen kestane balı örneklerinde total antioksidan (TAS), total oksidan (TOS) ve oksidatif stres indeksleri (OSI) değerlendirilmiştir. Yapılan analizlerde en yüksek antioksidan potansiyelinin Bursa/Kurşunlu ilinden, en düşük antioksidan potansiyelinin ise Kastamonu/Fakaz ilinden temin edilen örneklerde bulunduğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre balın içerisinde bulunan antioksidan etkili bileşiklerin coğrafik bölgelere göre değişiklik gösterdiği ve genel olarak kestane balının antioksidan potansiyelinin yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca kestane balının gastronomik kullanımının yurt dışına göre kısıtlı kaldığı tespit edilmiştir. Ürün tasarımında tat duyusunu etkileyebilecek ürün şekli, kıvamı, tabak rengi, sunum şekli gibi etkenlerden faydalanılabileceği düşünülmektedir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Rasyona Portakal Kabuğu Tozu İlavesinin Yumurtlayan Bıldırcınlarda Performansa, Yumurta Kalitesine ve Yumurta Sarısı Antioksidan Aktivitesine Etkisi النص الكامل
2023
Alpönder Yıldız | Gözde Kılınç | Osman Olgun | Esra Tuğçe Gül
Bu çalışmada yumurtlayan bıldırcın rasyonlarına ilave edilen portakal kabuğu tozunun performans, yumurta dış ve iç kalitesi ile yumurta antioksidan aktivitesi üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlamıştır. Toplam 120 dişi Japon bıldırcını her biri 5 tekerrürlü olan 6 muamele grubuna rastgele dağıtılmıştır. Muamele grupları bazal rasyona 0, 1, 2, 3, 4 ve 5 g/kg seviyesinde portakal kabuğu tozu ilavesi ile oluşturulmuştur. Yumurtlayan bıldırcınların canlı ağırlık, canlı ağırlık değişimi, yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yumurta kitlesi, yem tüketimi ve yemden yararlanma gibi performans parametreleri ile yumurta kalite parametreleri rasyona portakal kabuğu ilavesinden etkilenmemiştir Yumurta sarısı DPPH (2,2 difenil-1-pikrilhidrazil) aktivitesi kontrol grubu ile karşılaştırıldığında rasyona portakal kabuğu tozu ilavesi ile linear olarak artmış, ancak yumurta sarısı TBARs (tiyobarbitürik asit reaktif maddeleri) seviyesinde bu etki gözlenmemiştir. Çalışma sonunda portakal tozunun bıldırcınlarda performansı ve yumurta kalitesini etkilemeksizin yumurta sarısı antioksidan aktivitesini iyileştirmek amacıyla rasyonda kullanılabileceği tespit edilmiştir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Koçansız Şeker Mısırı Silajlarının Kalitesine Sodyum Format Katkısının Etkisi النص الكامل
2023
Asuman Arslan Duru | Behlül Sevim | İlker İnal | Bülent Çakır | Osman Olgun | Tugay Ayaşan
Bu çalışma, farklı düzeylerde organik asit temeline dayalı sodyum format (SF) ilavesinin koçansız şeker mısır silajlarının ham besin madde içerikleri, fermentasyon kalitesi, kuru madde tüketimi, sindirilebilir kuru madde ve nispi yem değeri üzerine etkisini tespit etmek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada, koçansız mısır hasıllarına %0 SF (kontrol grubu); %1 SF ve %2 SF ilave edilerek gruplar oluşturulmuş ve 60 gün fermentasyona bırakılmıştır. Araştırma sonunda, SF katkısının mısır silajlarının kuru madde, ham protein, ham yağ, ADF, NDF, nişasta, ME, asetik asit, propiyonik asit, bütirik asit ve etanol içeriklerini azalttığı, buna karşılık laktik asit, ham kül ve nişasta düzeylerini artırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca araştırma silajlarının pH değerlerinin, %1 SF ilavesiyle istatistiksel olarak önemli düzeyde azaldığı belirlenirken; kuru madde tüketimi, sindirilebilir kuru madde ve nispi yem değerlerinin ise arttığı tespit edilmiştir. Araştırma sonunda, %1 SF ilavesinin koçansız mısır silajlarının pH’sını düşürücü ve laktik asit artırıcı etkisinin yanı sıra kuru madde tüketimi, sindirilebilir kuru madde ve nispi yem değerleri üzerine pozitif etkisi nedeniyle kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Bazı Bağ Hastalıklarının Faster R-CNN Modeli ile Otomatik Tespit Edilmesi ve Sınıflandırılması النص الكامل
2023
Ziya Altaş | Mehmet Metin Özgüven | Kemal Adem
Türkiye, üzüm üretiminin en çok yapıldığı dünyanın en önemli bağ alanlarına sahip olan ülkelerdendir. Bağcılıkta verimliliği olumsuz etkileyen en önemli sebeplerden birisi bağ hastalıklarıdır. Bu çalışmada, bir yapay zekâ yaklaşımı olan Faster R-CNN derin öğrenme modeli kullanılarak bazı bağ hastalıkları tespit edilmiş ve sınıflandırılmıştır. Bu hastalıklar yaygın olarak görülen ve ekonomik sorun oluşturan külleme, mildiyö, ölü kol hastalığı ile asma yaprak kıvrılma virüs hastalığı (GLRaV) ve asma kısa boğum virüs (GFLV) hastalıklarıdır. Önerilen yöntem 11000 görüntü kullanılarak eğitilmiş ve test edilmiştir. Çalışma sonunda genel doğruluk oranı %92 bulunmuştur. Önerilen yaklaşım, literatürdeki benzer yöntemlerden daha iyi sonuçlar vermiştir. Bu nedenle yöntemin, bazı bağ hastalıklarının tespit edilmesi ve sınıflandırılmasında güvenilir bir şekilde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Yumurta Tavuklarında Sıcaklık Stresinin Verim ve Üretkenlik Üzerine Etkileri ile Alınacak Önlemler النص الكامل
2023
Serpil Gençoğlan
Sıcak bölgelerde ve yaz aylarındaki yüksek sıcaklıklar, yumurta tavuklarının verim ve üretkenliğini bozmaktadır. Bu çalışmada, sıcaklık stresinin yumurta tavuklarının verim ve üretkenlik üzerine etkilerine dikkat çekerek ortaya çıkan kayıpları azaltmak için alınacak önlemler hakkında detaylı bilgi vermek amaçlanmıştır. Sıcaklık stresi, bağışıklık tepkilerini engellenmesi nedeniyle yüksek ölüm oranları ile ticari yumurta tavuğu üretiminde önemli ekonomik kayıplara yol açan ve üretim performansının tüm parametrelerini, üretkenliği etkileyen en zorlu sorunlardan biridir. Yüksek vücut ısısı, sıcak-kuru deri, felç, baş ağrısı ve bilinç kaybı gibi nörolojik belirtilerle kendini gösterir. Sıcak krampları ve çarpması sonucu ölümlere sebep olmaktadır. Ayrıca sıcaklık stresi dişi-erkek yumurta tavuklarının üreme hormonlarının durumunu da bozar. Erkeklerde canlı sperm sayısı ve hareketini azaltarak kısırlığa neden olur. Sıcaklık stresinin etkisi yaşa, cinse, vücut ağırlığına, bağıl neme ve yüksek sıcaklıkta kalış süresine bağlıdır. Sıcaklık, optimum yumurta verimi ve kalitesi için 24°C’nin, refah ve üretkenlik için ise 27°C’nin üstüne çıkmamalıdır. Bu sıcaklığın üstünde tavuklarda hızlı nefes alma, vücutlarından çevreye ısı yaymama problemi, yem tüketimi ve canlı ağırlık artışında azalma görülmeye başlar. Yüksek sıcaklıklarda 34-35°C yumurta üretimi yaklaşık %30, yem alımı da %30-50 arasında azalmaktadır. Sonuç olarak, sıcaklık stresine karşı yem yönetimi, sıcaklık stresi azaltıcı katkı maddelerinin yeme ve suya eklenmesi, barınaklarda iklimsel çevre denetimi, erken yaşam şartlandırması ve sıcaklık stresine dayanıklı ırkların genetik seçimi gibi önlemler alınabilir.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Lojistik Firma Personellerinin Organik Tarım Anlayışı; Iğdır İli Örneği النص الكامل
2023
Bayram Çavuşluk | Başaran Karademir
Organik tarım ürünü doğallığı sertifikalandırılan gıda olup son kullanıcıya kadar doğallığını kaybetmemesi gerekmektedir. Bu araştırmada ise lojistik (nakliye) sektörü çalışanlarının organik tarım ürünleri taşımacılığına olan yaklaşımının ortaya konulması amaçlandı. Araştırma Iğdır ilindeki 115 lojistik çalışanı üzerinde yüz yüze anket uygulaması şeklinde yürütüldü. Toplanan veriler sayısal ve oransal olarak değerlendirildi ayrıca karar ağacı metodu CART algoritmasının da içinde olduğu istatistik yöntemlerle analiz edildi. Çalışanların %96,5’i, organik gıdanın ne olduğunu bildiğini, %100’ü organik gıda yediğini, hatta %59,1’i organik gıda sertifikasının ne olduğunu bildiklerini iddia ettiler, fakat katılımcıların yalnızca %4,3’ü "Sence Organik gıda nedir" sorusuna organik gıda için "organik sertifikalı gıda", %27,8’i organik gıda satın alırken sertifikasına dikkat ettiği cevaplarını verdiler. Hatta katılımcıları %27,8’i ise ürüne gözle bakınca gıdanın organik olup olmadığını anladığını iddia etti. Bununla birlikte lojistik çalışanlarının %78,3’ü organik gıda taşımacılığı yaptıklarını, organik gıda taşımacılığında normal gıdaya oranla taşıma süresinin %94,8 oranında, soğutma sisteminin %100 oranında ve temizliğin %100 oranında önem arz ettiğini bildirdiler. Bunların dışında kendilerinin dışındaki sektör çalışanlarının organik gıda taşımacılığı konusunda yeterli düzeyde bilgilerinin olmadığını (%69,6) belirtirken kendilerinin ise konu hakkındaki büyük oranda (%61,7) yeterli düzeyde bilgi sahibi olduklarını iddia ettiler. Sonuç olarak, Iğdır yöresi lojistik firma çalışanlarının genel olarak organik gıdayı bildiklerini iddia etmelerine rağmen bilgi düzeylerinin yeterli olmadığı ortaya çıktı. Bu sonuçlara rağmen personellerin organik gıda taşımacılığında nelere dikkat etmeleri gerektiğini bildikleri gözlendi. Konu hakkındaki bilgi noksanlığının giderilmesinde TV-Radyo ve internet kullanımının bir araç olarak kullanılabileceği kanaati oluştu.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Youth Knowledge on the Utilization of Edible Insects as Food and Feed النص الكامل
2023
Keineetse Emelda Morris | Arnold O Watako | Walter Akuno
The utilization of edible insects as food and feed is not a new concept, it is a practice that has been part of the tradition of many communities around the world. They have been primarily used as supplementary food in most African countries. However, there has been a significant decline in the consumption of insects over the years, especially among young people. Therefore, this study aimed to investigate the knowledge on entomophagy and the utilization of insects among the youth. The study revealed that the majority of youth had limited knowledge about consumption, nutrition, harvesting, preparation and use of edible insects as livestock feed. From the Chi-square analysis it was observed that age and education level have a significant relationship to the familiarity of consumption of edible insects, P=0.014 and P=0.009 respectively. The results also show that there is a significant association between awareness on the nutritional value of insects with age and education level, P=0.001 and P=0.009 respectively. Logistic regression analysis was used to find the association between demographic characteristics, knowledge and the utilization of edible insects. The results revealed that education level, age and knowledge have an impact on the utilization of edible insects. Lack of knowledge contribute to the unwillingness of youth to consume insects. It is noticeable that indigenous knowledge on entomophagy is slowly disappearing with the shift in eating habits and changes in the socio-economic environments. As such, it is imperative that indigenous knowledge is preserved and educational interventions are done to raise awareness on the benefits of entomophagy in order to improve the utilization of insects among the youth.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Shelf-Life Evaluation of a Novel Functional Product from a Blend of Powdered Vegetables النص الكامل
2023
Aisha Idris Ali | Virginia Paul | Munir Abba Dandago | Fatima Idris Ali | Daniel Amiteye
Perishable fresh vegetables that do not meet cosmetic standards and other crop waste rich resources are presently wasted. Mangifera indica leaves, Psidium guajava leaves, Petroselinum crispum leaves and Daucus carota were selected as model vegetables to show that they can be converted into a shelf-stable novel functional powdered product. A novel functional product from a blend of these powdered vegetables (FPPV) was formulated. To evaluate the shelf-life of FPPV. The novel functional product from a blend of powdered vegetables (FPPV) was prepared in the Food Science and Nutrition laboratory, Sam Higginbottom University of Agriculture Technology and Sciences, India. The samples were subjected to accelerated stability study maintaining temperature and relative humidity 40°C ± 2°C and 75% ± 5% respectively. Organoleptic, physico‑chemical and microbiological properties of FPPV was analyzed at an interval of 0, 1, 3 and 6 months to check the degradation levels in the formulation. Organoleptic characters showed no significant changes in accelerated stability condition. There were insignificant changes in physico-chemical profiles and product was free from microbial contamination at different intervals of analysis. On extrapolation of the observations the shelf-life of FPPV was found to be 51 months (4 years and 3 months) for climatic zone I & II countries and 34 months (2 years and 10 months) for climatic zone III & IV countries, respectively. The conversion of perishable vegetables and crop wastes into shelf-stable functional food products will reduce food loss and waste in the vegetable industry.
اظهر المزيد [+] اقل [-]Effect of Different Organic and Inorganic Fertilizers on Spring Rice Var. (Hardinath 1) Production in Rural Gorkha, Nepal النص الكامل
2023
Sandesh Adhikari | Sudip Tiwari | Binaya Baral | Sandeep Gouli | Shiva Chandra Dhakal | Manisha Shrestha
The effect of different organic and inorganic fertilizers had a significant effect on the yield of spring rice. A field experiment was carried out to determine the effects of different organic and inorganic fertilizers on the yield of spring rice var Hardinath-1 at Siranchowk rural municipality-4, Gorkha during the spring season of 2021 with four replications and five treatments: T1[Recommended inorganic fertilizer Nitrogen, Phosphorous, and Potassium (@100:30:30 kg/ha)], T2[75% recommended inorganic fertilizer + 25% recommended organic fertilizer: i.e. (Farm Yard Manure (6 ton /ha)], T3(50% recommended inorganic fertilizer + 50% recommended organic fertilizer), T4(25% recommended inorganic fertilizer + 75% recommended organic fertilizer ), and T5 (Recommended organic fertilizer) using simple Randomized Complete Block Design with 3*3 m of individual plot size. A biometrical observation like plant height (95.33 cm), and the number of tillers (340.75/ m2) were found significantly highest on T2. Similarly, yield attributing characteristics like the number of effective tillers (315.75/m2), several filled grains per panicle (150.25), and highest panicle length (25.06 cm) were also significantly highest on T2. The highest grain yield (8.27 ton/ha), straw yield (12.14 ton/ha), and harvest index (0.40) were also observed on T2. Total net return was found highest on T2: 287330 Nepalese Rupees(NPR) incurring the cost of fertilizer Rs NPR 18940 per hectare returning the gross return of NPR 268390 per hectare. In conclusion, T2 was the best combination of other biofertilizer combinations. So, the spring rice productivity can be enhanced via the adoption of 75% recommended inorganic fertilizer + 25% recommended organic fertilizer in fertilizer management practice at Chorkate, Gorkha.
اظهر المزيد [+] اقل [-]