Refine search
Results 41-50 of 426
Kırmızı Et Fiyatlarının GARCH Yöntemiyle Analizi: Türkiye Örneği Full text
2018
Merve Ayyıldız | Adnan Çiçek
Türkiye’de kırmızı et tüketiminin yaklaşık %90’ını sığır eti oluşturmaktadır. Tüketim bazında ele alındığında sığır eti daha çok dana eti ile eş tutulmakta ve bu nedenle fiyat değerlendirmelerinde dana eti fiyatları yaygın olarak kullanılmaktadır. Dana eti fiyatlarındaki değişimin tüketim üzerinde oldukça etkin bir faktör olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada dana eti fiyatlarındaki dalgalanmaların araştırılması amaçlanmıştır. 2005 Ocak- 2017 Aralık dönemini kapsayan süreçte dana eti fiyat belirsizliğinin tespitinde GARCH(1,1) modeli kullanılmıştır. Model sonucuna göre dana eti fiyatlarının ekonomik ve siyasi istikrarsızlık, gıda krizi, doğa olayları vb. herhangi bir şok karşısında büyük sıçramalar ile tepki verdiği ve dana eti fiyatlarının ortalama fiyata göre uzun bir zaman sürecinde normale dönebileceği tespit edilmiştir. Çalışmada, Türkiye’de kırmızı et fiyatlarının istikrarlı bir yapı kazanmasına yönelik dış ticaret politikaları ile birlikte büyükbaş hayvancılığa ilişkin arz politikaları ile tamamlayıcı olarak küçükbaş arzını destekleyici politikaların geliştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Show more [+] Less [-]Effects of 2,4-DP- P (2,4-Dichlorophenoxypropionic Acid-P) Plant Growth Regulator on Fruit Size and Yield of Star Ruby Grapefruit (Citrus paradisi Osb.) Full text
2018
Bilge Yilmaz | Berken Çimen | Turgut Yesiloglu | Meral Incesu | Muge Uysal Kamiloglu | Muharrem Yilmaz
Star Ruby is the main grapefruit (Citrus paradisi) variety grown in Turkey; however, small fruit size is a common problem in ‘Star Ruby’ grapefruit. Fruit size is a decisive external quality parameter in citrus at the marketing of fresh citrus fruits. Fruit size can be enhanced by several techniques such as girdling and thinning. Various plant growth regulators are known to affect the growth and size of citrus fruit. The objective of the present study was to observe the effects of 2,4 dichlorophenoxypropionic acid-p (2,4-DP-P) on the fruit size, yield and quality of Star Ruby from 20-year-old trees budded on sour orange rootstock in Adana, Turkey in 2007. Four concentrations (50, 100, 150 and 300 ppm) of 2,4-DP-P were applied 8 weeks after anthesis during physiological fruit drop when the mean fruit diameter was 13-15 mm. The results indicated that the application of 2,4-DP-P increased the fruit size of Star Ruby grapefruit without reducing yield. The application had a significant effect on fruit yield except for trees treated with 50 ppm 2,4-DP-P. Compared with the control trees, applications of 2,4-DP-P increased the number of large, commercially valuable Star Ruby (>93 mm, 89-93 mm and 84-89 mm). No effects were determined on fruit internal quality parameters. Thus, the results of the present study revealed that 2,4-DP-P can be used to improve the fruit size of Star Ruby fruitlets during the June drop.
Show more [+] Less [-]Türkiye’de Organik Bal Üretiminin Yıllara Göre Değişiminin Regresyon Analizi ile İncelenmesi Üzerine Bir Çalışma Full text
2018
Şenol Çelik | Turgay Şengül | Bünyamin Söğüt | A. Yusuf Şengül
Bu çalışmada, Türkiye’de 2004-2016 yılları arasındaki organik bal üretimdeki değişimler regresyon analizi ile incelenmiştir. Regresyon analizinde, lineer, kuadratik, kübik, logaritmik ve ters regresyon modelleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu modeller ile elde edilen R2 değerleri sırasıyla; 0,16; 0,62; 0,70; 0,37; 0,52, R ̅^2 değerleri 0,08; 0,54; 0.60; 0.31; 0.48 ve hata kareler ortalaması (HKO) değerleri 48743,01; 24376,61; 21228,61; 36580,48; 27563,47 olarak bulunmuştur. Parametre tahminleri anlamlı bulunan, R ̅^2 değeri en yüksek ve HKO değeri en düşük olan kuadratik regresyon modeli en uygun model olmuştur. Bu regresyon modeline göre, 2017 ve 2018 yıllarında organik bal üretim miktarının sırasıyla; 693 ve 891 ton olacağı tahmin edilmiştir. Ayrıca, aynı dönem içinde organik olmayan bal üretiminin regresyon analizi de yapılmış ve lineer regresyon modeli en uygun model olarak belirlenmiştir. Bu model için R2=0,77 ve R ̅^2=0,75 olarak hesaplanmıştır. Sonuç olarak, organik ve organik olmayan bal üretim miktarlarının farklı regresyon modelleri ile tahmin edilebileceği kanısına varılmıştır.
Show more [+] Less [-]Investigation of The Effectiveness of Teucrium Orientale L. Plant in Hemorrhoid Treatment Full text
2018
Nuray Emin | Kıymet Nural | Ayşegül Güzel
Hemorrhoids are swollen vascular vein pads in the upper part of the anal canal. The deformations in these tissues cause serious disturbances, and most important one is hemorrhoid, which is a symptomatic degenerative disease. Due to various etiologic factors, weakening and disintegration of connective tissue cause this disease. Many methods have been developed in the treatment of hemorrhoids from the past to the present day, and drug therapy is used as primary care. However, surgical treatment methods are applied in advanced stages in which the disease can not be treated with medication and when there is a life-threatening risk. As alternative medicine applications, herbal remedies have been used in hemorrhoid treatment for centuries. Prepared herbal mixtures or extracts are still frequently preferred by the patients today. In this context, in the research we have carried out in Beyköy village of Havza district; Teucrium orientale L. are used by regional people in the treatment of hemorrhoids and it was detected that the awareness of this herbal treatment is limited. In this study, the efficacy of T. orientale L. plant in hemorrhoid treatment was evaluated by conducting a questionnaire survey on the patients using plant extract. Of the approximately 500 patients using plant extracts, 89 agreed to fill out the questionnaire. Due to the results of the survey, it was found that all of the patients using the extract of T. orientale L. plant are healed partly or completely, and the benefit from the extract changed according to the patient's age and the stage of the disease. There has been no study on the use of this plant in the treatment of hemorrhoids in literature, and it is the first study to be done in this respect.
Show more [+] Less [-]Evaluation of Lentil Genotypes (Lens culinaris Medikus) for Growth and Yield Performances across Climate Conditions of Central Highlands of Ethiopia Full text
2018
Nano Alemu Daba | Eba Muluneh Sorecha
Lentil crop has largely been affected by global climate changing, particularly, due to rainfall and temperature changing and variability. Hence, the experiment was conducted in Central Highlands of Ethiopia, namely Akaki, Chefe Donsa and Bishoftu Agricultural Research Centre, in the 2009 and 2010 cropping seasons to assess the genotypic variation of lentil for growth and yield performances. Five lentil genotypes viz. 87S-93549 X EL-103-16, 87S-93549 X EL-103-9-1, Alemaya X FLIP 88-41L-02-AK-14, Alemaya X FLIP 88-41L-02-AK-6 were arranged in randomized complete block design with four replications at all locations. The result of study revealed that the genotype 87S-93549 X EL-103-9-1 produced the highest seed yield of 1985.90 and 2500.00 kg ha-1 during 2009 and 2010 cropping seasons, respectively, at Akaki. On the other hand, the genotype Alemaya X FLIP 88-41L-02-AK-14 gave the highest seed yield (4189.1 kg ha-1) at Chefe Donsa in 2009 cropping season. The genotype X FLIP 88-41L-02-AK-14 was found to be the earliest in physiological maturity, accounting 128.75 days, and the genotype 87S-93549 X EL-103-9-1 had yield advantage of 27.6% over the local check at Chefe Donsa in the 2010 cropping season. Generally, all lentil genotypes were performed better at Chefe Donsa, followed by at Akaki and Bishoftu locations during both cropping seasons. Rainfall and temperature conditions have enormous influences on the growth and yields performances of lentil genotypes at all research locations. The study inspires other studies to be conducted on other factors than climate events thwarting the production of lentil crops in the study areas.
Show more [+] Less [-]Limni Gölü Tabiat Parkı Peyzaj Değerlerinin Rekreasyonel Açıdan Değerlendirilmesi Full text
2018
Pervin Yeşil | Veysel Hacıoğlu
Hızla gelişen sanayi ve kentleşme çevrenin tahrip olmasına neden olmaktadır. Bu süreç şüphesiz ki tüm canlılar üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Nitekim mevcut tabiat alanlarının koruma altına alınarak başta o ekosistem içerisinde yaşayan canlılar olmak üzere, insanların da çeşitli gereksinimlerini karşılayabilecek alanlara dönüştürülmesi dünyamız için çok büyük bir önem teşkil etmektedir. Bu araştırma Gümüşhane ili sınırları içinde bulunan Limni Gölü Tabiat Parkı’nın rekreasyon potansiyelinin belirlenmesi amacıyla 2016 yılında yürütülmüştür. Çalışma sonucunda Limni Gölü Tabiat Parkı’nın sahip olduğu florası, faunası, temiz havası, alan içinde barındırdığı vista noktaları, ana ulaşım güzergahında bulunması, çevresinde bulunan turizm imkanlarının çeşitliliği, insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri gibi özellikleriyle orman içi rekreasyon potansiyelinin yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Alanda var olan ve insan eliyle değiştirilmesi mümkün olan çeşitli unsurların iyileştirilmesi ile ilgili önerilerde bulunulmuş ve alanın gelecekteki rekreasyon potansiyeline dikkat çekilmiştir.
Show more [+] Less [-]Hatay İli Yonca Üretim Alanlarında Bulunan Böcek Faunasının Tespiti ve Bazı Türlerin Popülasyon Yoğunlukları Full text
2018
Kamuran Kaya
Bu çalışma 2009-2010 yıllarında Hatay ilinin, Antakya merkez ilçeye bağlı, Narlıca beldesinde bulunan iki farklı yonca tarlasında yürütülmüş olup, yonca bitkisinde bulunan fitofag türler, doğal düşman türleri ve bunların popülasyon yoğunluklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. İlk yıl iki haftada bir, ikinci yıl haftalık olarak yapılan örneklemelerde, köşegenler doğrultusunda yürüyerek 25 atraplık örnekleme yapılmış, ayrıca farklı doğrultularda yürürken 8-10 adımda bir durularak alınan toplam 30 yonca sapı üzerinde bulunan yaprakbitleri ve thrips bireyleri ile galeri sineklerine ait galeriler sayılarak kaydedilmiştir. Yapılan örnekleme ve sayımlar sonucunda beş takıma ait 14 familyaya bağlı 53 fitofag tür ve altı takıma ait dokuz familyaya bağlı 20 predatör ve 10 parazitoit olmak üzere 30 doğal düşman türü elde edilmiştir. Cicadellidae, 19 tür ile en fazla tür içeren familya olmuş, bu familya içerisindeki türlerden ise Asymmetrasca decedens ve Empoasca decipiens en yoğun bulunan türler olmuştur. Lygus rugulipennis ise tüm fitofag türler içerisinde en baskın bulunan tür olarak görülmüştür. Tüm zararlı tür popülasyonlarının her defasında biçimlerden etkilenerek düşüş gösterdiği saptanmıştır. Tür sayısı bakımından zengin olan doğal düşmanlara bakıldığında ise predatör türlerin ağırlıkta olduğu ve bölgede yılda yapılan yaklaşık 7-8 biçime rağmen tarlada popülasyonlarının süreklilik arz ettiği görülmüştür.
Show more [+] Less [-]Comparison of Biodynamic and Organic Agriculture Full text
2018
Özlem Çakır | Hilal Yıldız | Neva Karataş
Modern agricultural applications contain various biologic physical and chemical process steps to maximize the durability and fertility of the products. Because of the apprehensions that come out as a result of increase in usage of chemical input in these processes, some alternative concepts have been come to exist for modern agricultural applications. Even these approaches match with traditional applications, they differ by their some outstanding features. By the help of industrial devolution in 18TH century, the increasing popularity and global warming caused the people to notice the ecologic deformation on the earth and accordingly saving the ecology and the earth became one of the main topics of current issues. The biodynamic agriculture system is founded in 1924 by Rudolf Steiner (philosopher) and E. Pfeiffer (agronomist) and built on an anthropologic theory that based on human-nature-universe concept. Biodynamic agriculture is familiar with organic agriculture. Mainly both of them are originated by oppositional perspective on using chemical input (manure, pesticide, herbicide, hormone e.g.). The main dissimilitude of biodynamic agriculture with organic apart from philosophical and historical aspects is, using the biodynamic preparations includes some minerals or specific herbs those are fermented with animal organs. In this review study, the differences between organic and biodynamic agriculture are analysed by emphasizing the main advantages of biodynamic agriculture.
Show more [+] Less [-]Şalgam Suyu Üretiminde Gerçekleştirilen Havuç Fermantasyonu Sırasında Mikrobiyal Değişim Üzerine Sıcaklığın Etkisi Full text
2018
Akkız Çankaya | Hasan Tangüler
Ülkemize özgü geleneksel fermente bitkisel ürünlerimizden biri olan şalgam suyu üretimi ile ilgili standart bir teknik ve kullanılan sıcaklık bulunmamaktadır. Bununla beraber Adana, İçel, Hatay gibi illerimizde oldukça popüler olan şalgam suyu üretiminde genellikle endüstriyel boyutta geleneksel yöntem adı verilen bir yöntem kullanılmaktadır. Bu çalışmada, şalgam suyu üretiminde geleneksel yöntem kullanılarak farklı sıcaklığın mikrobiyal flora üzerine etkisine bakılmıştır. Bu amaçla öncelikle hamur fermantasyonu gerçekleştirilerek ekstrakt elde edilmiş ve ardından diğer hammaddeler ile karıştırılarak havuç fermantasyonu farklı sıcaklıklarda (10°C, 22°C ve 35°C) gerçekleştirilmiştir. Denemelerde fermantasyon sırasında ortamda bulunan laktik asit bakterileri (LAB), toplam mezofil aerob bakteri (TMAB), koliform bakteri (KB) ve toplam maya (TM) sayıları belirlenmiştir. Fermantasyonun başlamasıyla beraber LAB, TMAB ve TM sayılarında artış ve KB sayısında bir azalma gözlenmiştir. İlave olarak farklı sıcaklık uygulaması, havuç fermantasyonunun süresi üzerinde de önemli derecede etkiye neden olmuştur. Sıcaklık arttıkça fermantasyon süresi kısalmıştır.
Show more [+] Less [-]Antalya İli Otbiçen Faunası (Arachnida: Opiliones) Full text
2018
İlkay Çorak Öcal
Antalya ilinin otbiçen faunası 2005-2009 yılları arasında ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında bölgenin vejetasyon tipleri, habitatı, rakımı ve denize olan uzaklığı gibi faktörler dikkate alınarak incelenmiştir. Çalışmada 538 dişi, 186 erkek ve 46’si nimf olmak üzere toplam 770 adet otbiçen incelenmiştir. Ergin bireylere ait örneklerin sistematik ve biyoekolojik yönden değerlendirilmesi sonucu, 5 familya içinde 19 otbiçen türü tespit edilmiştir. Bu araştırmada Leibunum albigenum türü Türkiye otbiçen faunası için yeni kayıttır.
Show more [+] Less [-]