Refinar búsqueda
Resultados 231-240 de 426
Antioxidant and Antimicrobial Activities of Salvia multicaulis Texto completo
2018
Mustafa Pehlivan | Mustafa Sevindik
The present study aimed to determine antioxidant and antimicrobial activities of Salvia multicaulis Vahl plant collected in Gaziantep province, Turkey. Total antioxidant status (TAS), total oxidant status (TOS) and oxidative stress index (OSI) were determined using Rel Assay kits. Antimicrobial activity was determined with modified agar dilution method. The findings demonstrated that S. multicaulis had high antioxidant activity. However, it is recommended to avoid excessive consumption of the plant due to high OSI. It was also determined that plant extracts possessed antimicrobial potential. As a result, it was determined that the plant can be used as a natural antioxidant and antimicrobial resource.
Mostrar más [+] Menos [-]Türkiye’de Orman, Park ve Fidanlıklarda Görülen Phytophthora Kök Çürüklüğü Hastalıkları ve Korunma Önlemleri Texto completo
2018
Seçil Akıllı Şimşek | Yakup Zekai Katırcıoğlu | Salih Maden
Phytophthora spp., Oomycetes sınıfında yer alan, tek ve çok yıllık bitkilerde kök, kök boğazı ve yaprak yanıklığı oluşturarak ani ölümlere yol açan önemli bir hastalık grubudur. Orman ağaçlarında ilk Phytophthora çalışması, Türkiye ormanlarının en yaygın ağacı olan meşelerde yapılmış ve ülkenin birçok bölgesinde, Phytophthora türlerinin bitkilerde kurumalar ve geriye ölüm belirtileri oluşturduğu, bu hastalıklara P. cinnamomi, P. citricola, P. cryptogea, P. gonapodyides, P. quercina, Phytophthora sp. 1 ve Phytophthora sp. 2’ in neden olduğu, en yaygın türün ise P. quercina olduğu belirlenmiştir. Phytophthora türlerinin yaygın olarak görüldüğü ikinci orman ağacı kestanedir ve ülkemizin hemen hemen her yöresinde Phytophthora kök çürüklüklerine rastlanmıştır. Kestanede dört türün hastalık yaptığı, bunlardan P. cambivora’nın daha çok iç bölgelerde bulunduğu, P. cinnamomi’ nin ise ılıman yerlerde sahil bölgelerde bulunduğu, P. plurivora ve P. cryptogea’ nın daha az oranda bulunduğu belirlenmiştir. Bu türlerden P. cambivora ve P. cryptogea, karaçamlarda da saptanmıştır. Diğer orman ağaçlarından Dişbudaklarda P. lacustris, Şimşirlerde P. plurivora, P. occultans; Atkestanelerinde P. citrophthora ve P. cactorum; Kokarağaçta P. nicotianae tespit edilmiştir. Ülkemizde incelenen birçok orman ve süs bitkisi üreten fidanlıklarda da Phytophthora hastalıkları belirlenmiştir. Değişik fidanlıklarda; P. cinnamomi, P. cryptogea, P. cactorum, P. citricola, P. megasperma ve P. syringae türlerinin hastalık oluşturduğu belirlenmiştir. Bu derlemede bu bulgular ile ilgili detaylı bilgi sunulmuştur.
Mostrar más [+] Menos [-]Challenges for a Transition from Peasant Agriculture to a Business Agriculture in Burkina Faso Texto completo
2018
Babou Sogue | Handan Akçaöz
Since the national farmers' day on May 12, 2017 in Kaya, Burkina Faso, the debate on agriculture has been to establish the agricultural entrepreneurship through the concept of agriculture as a family business (ACEF). And it is from this perspective that this study was conducted to analyse the financing possibilities open to family farming and to deduce the constraints of the transition from family farming to enterprise farming. To do this, we used the exegetical method to characterize the existing agricultural formations, to identify the means of financing and the constraints of the agricultural transition. The agricultural sector is strongly dominated by family farming with low physical and financial capital. The means of financing are self-financing and external financing. However, the transition will not be without problems because there are technical and political constraints to overcome.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Leonardit Düzeylerinin Kıvırcık Yaprak Salatada (Lactuva sativa var. crispa) Su Tüketimi ve Bazı Gelişim Parametreleri Üzerine Etkisi Texto completo
2018
Sertan Sesveren | Berrin Taş
Araştırmada önemli bir hümik ve fülvik asit kaynağı olan leonarditin ağırlık esasına göre değişik miktarlarda toprağa karıştırılmasının kıvırcık yaprak salatada (Lactuva sativa var. crispa) su tüketimi ve tarımsal verimliliğe olan etkileri incelenmiştir. Çalışma sera koşullarında saksı denemesi olarak yürütülmüştür. Kullanılan toprak killi-tınlı bünyeye sahip olup, denemede 10 L hacimli PE saksılar kullanılmıştır. Araziden alınan topraklar sera içerisinde yere serilerek kurutulmuş ve leonardit ile karıştırılıp inkübasyon süresince bekletilmiş sonrasında saksıya alınmıştır. Çalışma 3 yinelemeli olmak üzere 4 farklı konuda tesadüf blokları deneme deseninde tasarlanmıştır. Konular L0: (Kontrol), L5: (%5 leonardit + %95 toprak), L10: (%10 leonardit + %90 toprak) ve L20: (%20 leonardit + %80 toprak) şeklinde oluşturulmuştur. Bitki su tüketimi saksıların tartımı yoluyla belirlenmiştir. En yüksek su tüketimi L0 kontrol konusunda (leonardit uygulanmayan saksı toprağı) 9,74 L ile gerçekleşmiş iken, en düşük L20 konusunda 7,20 L olmuştur. Farklı miktarlarda uygulanan leonardit düzeylerinin verim ve bazı gelişim parametreleri üzerine etkileri ayrı ayrı istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P
Mostrar más [+] Menos [-]The Amino Acid Composition of Blue Swimming Crab (Portunus Segnis, Forskal, 1775) from The North Eastern Mediterranean Sea of Turkey Texto completo
2018
Engin Artar | İlkan Ali Olgunoğlu
This study was carried out to detect the content of amino acid in female and male specimens of blue swimming crab (Portunus segnis) obtained from (including 12 male crab and also 12 female crab) North Eastern Mediterranean Sea, Turkey. The protein was identified as 17.63% and 18.13% for female and male crab respevtively. Totally 9 essential amino acids were recorded in the present study. Lysine and leucine constituted the highest essential amino acid (EAA) concentrations in P. segnis. This species was found to be in good score in terms of the level of EAA and the EAA/Non-EAA ratios when compared with other economical crab species.
Mostrar más [+] Menos [-]Kiraz ve Kayısı Ağacı Reçinelerinden Elde Edilen Yenilebilir Filmlerin Çilek (Fragaria ananassa) ve Yenidünya (Eriobotrya japonica) Meyvelerinin Kaplanmasında Kullanımları Texto completo
2018
Sema Özmert Ergin | Hilmi Yaman | Meltem Dilek
Bu çalışmada kiraz ve kayısı ağaçlarından sızan reçineler yenilebilir kaplama materyali olarak kullanıldı. Reçinelerin yenilebilir kaplama olarak uygun olup olmadıkları bazı kimyasal özellikleriyle incelendi. Karbon, hidrojen, azot ve kükürt yüzdeleri elementel analiz ile belirlendi. Yapılan analizler sonucunda her iki reçinenin de fenolik madde bakımından zengin olduğu bulundu ve antioksidan kapasitelerinin yüksek olduğu tespit edildi. Termal analizlerle reçinelerden elde edilen filmlerin ısıya karşı davranışları ve ağırlık kayıpları belirlendi. Bu analizlere göre, filmlerin 400°C’ye kadar ısıya dayanıklı oldukları bulundu. Filmlerin SEM ile elde edilen yüzey görüntülerinin homojen ve düzgün bir yapıda oldukları görüldü. Daha sonra, reçinelerden elde edilen film çözeltileriyle çilek ve yenidünya meyveleri kaplandı. 4±1°C’de buzdolabında muhafaza edilen kaplamalı/kaplamasız meyveler; raf ömrü, organoleptik ve mikrobiyolojik özellikler bakımından karşılaştırıldı. Filmlerin kaplanmış meyvelerin raf ömrünü uzattığı görüldü. Depolama sonunda kaplamasız örneklerin toplam bakteri, maya-küf ve koliform bakteri düzeyleri en yüksek seviyedeydi. Ayrıca, kaplamalar meyvelerin organoleptik özelliklerini olumlu etkiledi. Duyusal analiz testine göre kaplamalı meyveler, kaplamasız meyvelerden daha yüksek puanlara sahip oldular. Kiraz ve kayısı ağacı reçineleri yenilebilir kaplama olarak kullanıma uygun materyallerdir.
Mostrar más [+] Menos [-]Low Cost Provides of the Energy Needs of Plateau Houses by Using Photovoltaic Systems Texto completo
2018
Hilmi Zenk
Renewable energy interest is increasing day by day due to the progressive decline of fossil fuels and negative effects on the environment. As is known, generating energy using solar energy is the most popular of renewable energy source applications. One of the reasons for this is that the sun, which is the source of all the energy in the world, will give energy for a very long time. Another important reason is the rapid developments in semiconductor electronics technology. Direct solar water heating with solar collector, power generation without photovoltaic panels, and even power generation with concentrated parabolic systems. In this research, electricity is generated by solar panels used in a traditional plateau house, photovoltaic solar batteries from solar energy and electricity stored in battery benches and electricity stored in the battery is converted to mains electricity through an inverter if necessary. Saving electric elements at home are selected, and the minimum power required for basic needs is provided. In addition, the economics of the designed system was investigated and efficiency analysis was carried out considering the energy efficiency at the optimum level.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Enerji Kaynaklarında Geliştirilen Bazı Bacillus Suşları Tarafından Üretilen Sekonder Metabolitlerin Antimikrobiyal Etkisi Texto completo
2018
Ferit Can Yazdıç | Altuğ Karaman | Fadime Yazdıç
Bu çalışmada, Kahramanmaraş’taki tarım arazilerinde bulunan Bacillus sp. izolatlarının antimikrobiyal aktivite özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Toplanan tarım arazisi toprak örneklerinden Bacillus izolasyonu yapılmıştır. Bu izolatlar morfolojik ve biyokimyasal olarak tanımlanmıştır. Farklı karbon kaynaklarındaki (glukoz, fruktoz ve sakkaroz) Bacillus izolatlarının ve referans Bacillus türlerinin bazı bakterilere ve patojenik mayaya (Candida albicans) karşı antimikrobiyal aktiviteleri disk difüzyon yöntemine göre araştırılmıştır. Araştırma sonucunda, çalışmada kullanılan Bacillus izolatlarının sekonder metabolitleri test edilen mikroorganizmaların gelişmelerini değişik oranlarda engellemiştir (1-25,2 mm inhibisyon zonu). Üç izolat (Bacillus sp. B6, B13 ve B43) yüksek antibakteriyel aktivite göstermiştir. Bacillus sp. B6, Bacillus sp. B13 ve Bacillus sp. B43’ün, kullanılan tüm karbon kaynaklarında Candida albicans’a karşı (Bacillus sp. B6-sakkaroz hariç) antifungal sekonder metabolitleri ürettiği belirlenmiştir. Daha da önemlisi karbon kaynağı olarak fruktoz kullanıldığında Bacillus sp. B13 (1-11,67 mm inhibisyon zonu) ve Bacillus sp. B43’ün (1,4-19 mm inhibisyon zonu) tüm patojen mikroorganizmalara karşı antibakteriyel ve antifungal etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Determination of Listeria monocytogenes and Serotypes in Modified Atmosphere Packed Ground and Cubed Beef Samples Texto completo
2018
Adem Özkiraz | Ali Gücükoğlu
This study was conducted to determine the Listeria monocytogenes’s presence, serotypes and resistance against various antibiotics in modified atmosphere packaged (MAP) ground and cubed beef samples. Five of ground (5/50-10%) and 3 of cubed beef samples (3/50-6%) were identified as L. monocytogenes positive in MAP samples. Eleven L. monocytogenes isolates that obtained from samples being investigated in term of hlyA gene by PCR method have verified that this gene (100%). In serotyping results, 3 of 8 isolate that obtained from MAP ground beef samples were 1/2a, the other 3 isolate was 1/2b and the remaining 2 isolate was 4b. Also, 1 of 3 isolate that obtained from MAP cubed beef samples were 1/2b, the other one isolate was 1/2c and the last one was 4b. One isolate against (9%) ampicillin, 2 isolate against (18.2%) chloramphenicol, 3 isolate against (27.2%) erythromycin, 4 isolate against (36.3%) oxytetracycline and 4 isolate against (36.3%) penicillin G, 6 isolate against (54.5%) tetracycline and 3 isolate against (27.2%) vancomycin was resistant in 11 L. monocytogenes isolates that confirmed by PCR. The L. monocytogenes isolates were found to be resistant to one or more antibiotics in antibiotic-resistance test results. In conclusion, applying of national residue monitoring program by official authority for prevention of intensive antibiotic use in order to prevent the development of resistant strains to antibiotics has great importance.
Mostrar más [+] Menos [-]Use of Non-Parametric Approaches on Normality of Hydrologic Variables Texto completo
2018
Kadri Yürekli | Müberra Erdoğan | Mehmet Murat Cömert
Parametric approaches in statistical analysis assume that any given data are normally distributed. Therefore, the test of whether this conventional assumption is valid should be made in this context of the available data’s normality before being passed to the application of statistical tests. The paper is focused on the normality methodologies commonly used in literature, named Kolmogorov-Smirnov, Jarque-Bera, D’agostino, Anderson Darling, Shapiro-Wilk and Ryan Joiner. In the study, the seasonal maximum data from eight streamflow gauging stations in Yesilirmak Basin was used as material. The normality in the 59% of the whole data sets were obtained as the highest result by the Kolmogorov –Smirnov approach, when compared to the other normality tests considered in the study.
Mostrar más [+] Menos [-]