Refinar búsqueda
Resultados 311-320 de 5,336
Yapraktan Yapılan Gibberellik Asit Uygulamalarının Patates (Solanum tuberosum L.)’de Yumru Verimi, Kalitesi ve Dormansi Süresine Etkileri Texto completo
2024
Fatma Zehra Ok | Arif Şanlı
Bu çalışma, farklı dozlarda Gibberellik asit (GA3) uygulamalarının patateste yumru verimi, kalitesi ve dormansi süresi üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. GA3 uygulamalarına (0, 50, 100 ve 200 mg/L GA3) dikimden 45 gün sonra (çiçeklenme öncesi dönem) başlanarak 15 gün aralıklar ile 4 farklı dönemde yapraklara püskürtme şeklinde yapılmıştır. Çalışmada GA3 uygulamaları ile birlikte ocak başına yumru sayısında % 56, yumru veriminde ise % 36’ya varan artış meydana gelmiş, ortalama yumru ağırlığı ve pazarlanabilir yumru oranları ise önemli derecede azalma göstermiştir. En yüksek yumru verimi dikimden 75 gün sora yapılan 100 ve 200 mg/L GA3 dozlarından elde edilmiştir. GA3 uygulamaları yumrularda şekil bozulmalarına yol açmış, genel olarak doz artışı ile birlikte çatlak yumru oranı ve sekonder gelişme gösteren yumru oranı artmıştır. GA3 uygulamaları yaprak klorofil içeriği (SPAD değeri) ile yumru kuru madde oranının azalmasına neden olmuştur. Kontrolde ortalama 110 gün olan dormansi süresi dikimden 90 gün sonra yapılan 200 mg/L GA3 uygulamaları ile 80 güne kadar kısalmıştır. Çalışmada, tohumluk amacıyla yapılacak üretimlerde yapraktan yapılan GA3 uygulamaları ile patateste yumru sayısı ve veriminin önemli derecede arttırılabileceği ve yumruların hasat sonrası depolama devresinde dormansi sürelerinin kısaltılarak özellikle ikinci üretimler için avantaj sağlanabileceği anlaşılmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]Ankara’da Yerleşim Alanlarına Yakın Tarım Topraklarında Kobalt Kirlilik Düzeylerinin Belirlenmesi Texto completo
2024
Zeynep Rana Demircan Ölmez | İnci Sevinç Kravkaz Kuşçu
Günümüzde şehirleşmenin artması ve şehir merkezlerinin genişlemesi, birçok kent merkezinde sanayi alanları, yerleşim alanları ve tarım alanlarının iç içe geçmesine sebep olmuştur. Bu durum tarım topraklarının antropojenik kirlilik kaynaklarından önemli ölçüde etkilenmesine sebep olmaktadır. Bu toprakların kirlenmesi, gıda olarak tüketilen ürünler yetiştirildiğinde insan sağlığı açısından risk oluşturmaktadır. Bundan dolayı bu topraklar kirlilik yönünden kontrol edilmelidir. Bu çalışmada da Ankara İli Yenimahalle İlçesi sınırları içerisinde yer alan tarım topraklarında 20 farklı örnekleme istasyonundan, üç farklı toprak derinliğinden alınan topraklar numunelerinde, insan ve çevre sağlığı açısından en tehlikeli ve zararlı ağır metallerden olan kobalt (Co) konsantrasyonunun değişimi değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda ortalama Co konsantrasyonunun 0-15 cm derinlikteki topraklarda 14556,8 ppb, 15-30 cm derinliklerdeki topraklarda 15273,4 ppb ve 30-45 cm derinlikteki topraklarda 14761,1 ppb düzeyinde olduğu belirlenmiştir. Lokasyon bazında en düşük değer 7348,3 ppb ile L1 lokasyonunda (yerleşim alanında açık alanda) belirlenirken en yüksek değer 23609,1 ppb ile L8 lokasyonunda (yerleşim alanında, sanayi bölgesine yakın açık alanda) elde edilmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Sofralık Yumurtaların Kaplanmasında Protein, Lipit ve Polisakkarit Biyomoleküller Texto completo
2024
Çiğdem Şeremet
Yumurta her toplumda ve yaş grubunda severek tüketilen besin değeri yüksek bir gıda maddesidir. Yumurta ve yumurta ürünlerinin gıda endüstrisinde yaygın kullanımı insan sağlığı açısından tüketim süresi yanında hijyenik kaliteyi de ön plana çıkarmaktadır. Gıda kaynaklı zehirlenmelere, hastalıklara ve hatta ölümlere kadar giden vakalarda özellikle salmonelloz salgınlarının yarıya yakını yumurta ve yumurta ürünleri tüketimi ile ilişkilendirilmektedir. Diğer taraftan kabuklu yumurtanın tüketim süresini belirleyen iç ve dış kalitesinin korunması gıda kaybı ve atık miktarlarının azaltılması açısından büyük önem taşımaktadır. Sofralık yumurtalarda depolama süresini/raf ömrünü uzatmak amacıyla yumurtaların yağ veya mum içeren çözeltilerle kaplanması çok eski zamanlardan beri uygulanan bir yöntemdir. Günümüzde yenilebilir film veya kaplamalar olarak adlandırılan bu yöntemde amaç yumurtanın iç ve dış kalitesi ile mikrobiyolojik kalitesini koruyarak raf ömrünü uzatmak, ayrıca yumurta kabuğunun mukavemetine de katkı sağlamaktır. Bu derlemede, sofralık yumurtaların kaplanmasında kullanılan protein, lipit ve polisakkarit bazlı biyomoleküller özetlenerek olumlu ve olumsuz yönlerine vurgu yapılmıştır.
Mostrar más [+] Menos [-]Hayvancılıkta Akıllı Yaklaşımlar: Derin Öğrenme Modellerinin Kullanımı Texto completo
2024
Berkant İsmail Yıldız
Geleneksel olarak kullanılan hayvansal üretim yöntemleri, artan nüfus ve yetersiz kaynaklar ile başa çıkmakta zorlanmaktadır. Hayvansal üretimde karşılaşılan bu zorluklara çözüm olarak ortaya çıkan makine öğrenmesi, hayvancılık sektöründe verimlilik, sağlık izleme ve ıslah alanlarında önemli gelişmeler sağlayarak çeşitli avantajlar sunmaktadır. Hayvancılıkta makine öğrenimi, önemli avantajlarıyla sadece çiftlik yönetimini optimize etmekle kalmaz, aynı zamanda sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada çiftçilere güçlü bir araç sağlamaktadır. Bu teknolojik gelişmelerin hayvancılık sektörüne entegrasyonu, gelecekte daha akıllı, verimli ve sürdürülebilir bir hayvancılık pratiğine doğru önemli bir adımı temsil etmektedir. Özetle, bu derleme, derin öğrenme ve yapay sinir ağları gibi makine öğrenmesi yöntemlerinin çiftlik hayvanları yönetimine getirdiği somut faydaları ve yenilikçi olanakları içeren kapsamlı bir keşif sunmaktadır. Gelişmiş sağlık izleme, optimize edilmiş besleme uygulamaları ve stratejik üreme yönetimi konularındaki içgörüleri ile tarımsal sürdürülebilirlik ve üretkenlik konusundaki devam eden tartışmaya katkıda bulunur.
Mostrar más [+] Menos [-]Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde Biyostimülant Uygulamaları: Avantajlar, Zorluklar ve Gelecek Perspektifleri Texto completo
2024
Merve Göre
Bu derleme, tıbbi ve aromatik bitkilerin abiyotik stres toleransını artırmada biyostimülantların rolünü araştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Biyostimülantlar, bitki büyümesini teşvik eden ve çevresel stres koşullarına karşı dayanıklılığı artırmada önemli rol oynamaktadır. Kuraklık, tuzluluk, sıcaklık ve ağır metal stresi gibi abiyotik stres türlerinin bitkiler üzerindeki olumsuz etkileri, bu ürünlerin kullanımı ile azaltılabilmektedir. Bu derlemede, biyostimülantların çeşitli türlerini, bu ürünlerin bitki metabolizması üzerindeki etkilerini ve bu uygulamaların bitki kalitesi üzerindeki sonuçları ele alınmıştır. Biyostimülantların tarımda kullanımı, doğal kaynakların korunması, toprak sağlığının iyileştirilmesi ve su kullanımının optimize edilmesi gibi avantajlar sunmaktadır. Ancak, standartlaşma eksikliği, yetersiz bilgi ve farkındalık, regülasyon süreçleri gibi bazı zorluklar, bu ürünlerin yaygın kullanımını sınırlamaktadır. Gelecekte, biyostimülantların etkinliğini artırmak için daha fazla araştırma yapılması ve yeni uygulama stratejilerinin geliştirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Sonuç olarak, biyostimülantlar, tıbbi ve aromatik bitkilerin verimliliğini artırma potansiyeline sahip önemli araçlardır ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının bir parçası olarak dikkate alınmalıdır.
Mostrar más [+] Menos [-]Ohmik Evaporasyon İşlemiyle Elde Edilen Dut Pekmezinde Renk Değerlerinin İncelenmesi Texto completo
2024
Ferit Ak | Serdal Sabancı
Evaporasyon işlemi sıvı gıda ürünü içerisinde bulunan suyun fiziksel olarak uzaklaştırılmasıdır. Bu işlemde geleneksel ısıtma teknikleri sonucunda istenmeyen bileşen oluşumu, kalite kaybı ve aroma kayıpları meydana gelmektedir. Bu nedenle gelişen teknoloji ile geleneksel gıda işlemi uygulamalarının yerini alternatif teknikler almaktadır. Bu tekniklerin başında ohmik ısıtma işlemi gelmektedir. Ohmik ısıtma işlemi iki elektrot arasında alternatif akım geçirilerek ürünün ısınma prensibine dayanmaktadır. Bu çalışmanın ana amacı üç farklı voltaj gradyanı kullanılarak elde edilen dut pekmezinin renk değerlerinin incelenmesidir. Örnekler ohmik evaporasyon işlemi ile üç farklı voltaj gradyanında atmosferik koşullar altında %22,2 Suda Çözünür Kuru Madde (SÇKM) içeriğinden %68 SÇKM değerine kadar evaporasyon işlemine tabi tutulmuştur. Örneklere ait L*, a*, ve b* renk değerleri ölçülmüştür. Elde edilen L*, a*, ve b* değerlerinden beyazlık ve kahverengileşme gibi bazı renk indeksleri hesaplanmıştır. Beyazlık indeksi (Bİ) ve kahverengileşme indeksi (Kİ) incelendiğinde, en yüksek değerler geleneksel yöntemde elde edilirken en düşük değerler 15 V/cm voltaj gradyanında elde edilmiştir. Toplam renk değişim değerinin 3,73-8,97 arasında değiştiği, en düşük renk değişim değerinin geleneksel yöntemle elde edildiği ve bu değerin yükselen voltaj gradyanı ile arttığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, dut pekmezi örnekleri renk değişimleri açısından incelendiğinde genel anlamda voltaj gradyanın artmasından olumsuz etkilendiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte fiziksel kalite değerlerinin başında yer alan renk değerleri bakımından nispeten daha düşük voltajlı ohmik evaporasyon işleminin kullanılabileceği düşünülmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]Sağlıklı Asma Fidanı Üretiminde Sıcak Su Uygulamaları Texto completo
2024
Zeki Kara | Mohammed Salah Mohammednoori Fakhar
Asmalarda gövde hastalıkları (AGH) arasında, Esca sendromu (Phaeomoniella chlamydospora ve Phaeoacremonium oleophilum, Botryosphaeria spp., Eutypa lata, Phomopsis viticola, Cylindrocarpon spp.), Petri hastalığı (Phaeomoniella chlamydospora, Phaeoacremonium spp., Cadophora luteo-olivacea ve Pleurostoma richardsiae), Siyah ayak (Dactylonectria, Ilyonectria, Campylocarpon, Cylindrocladiella veya Neonectria), Botryosphaeriae dieback (Lasiodiplodia theobromae, Neofusicoccum parvum ve Botryosphaeria dothidea) Eutypa dieback, (Eutypa lata ve Diatrypaceae spp.) Phomopsis dieback, (Phomopsis viticola) yer almaktadır. AGH enfeksiyonları kısa veya uzun vadede asmaların ölümüne neden olur. Global ölçekte, bağcılığın sürdürülebilirliğini etkidiğinden ve tüm bağcı ülkelerde hızla yayıldığından, son otuz yıldır asmanın en yıkıcı hastalıkları olarak kabul edilmektedir. AGH’nın kontrolünde sıcak su uygulaması (SSU), tarım kimyasalları ve dezenfektanlar kullanılmaktadır. SSU′na genç asmalar, dinlenme halindeki aşı gözü veya anaç çelikleri, köklü veya aşılı köklü asma fidanları ve Vitis vinifera çeşitleri farklı düzeyde hassasiyet gösterebilirler. Bu hassasiyet çeliklerin veya fidanların büyüdüğü mevsim sıcaklıklarından etkilenebilir ve uygulanacak sıcaklık aralığı, kontrol edilecek patojenlere göre değişebilir. Asma çeliklerindeki AGH′nı baskılamak için çeşidine göre değişen aralıklarda SSU′ları (30-45 dakika süreyle 45-54°C) önerilmektedir. SSU, asma çoğaltma materyalleri ile taşınabilecek filoksera, nematod ve fitoplazma patojenleri için etkin bir kontrol yöntemidir. Kaliteli bir asma fidanı, sağlıklı, ismine doğru, iyi bir bitki formuna sahip, iyi kaynaşmış, virüsler ve patojenlerden arındırılmış, çevresel strese maruz kalmamış olmalıdır. Bu derlemede, asma çoğaltma materyallerinin patojenik bakteri, mantar, nematod, fitoplazma ve filoksera enfeksiyonlarının kontrolünde kullanılan SSU çalışmalarının bir özeti sunulmuştur.
Mostrar más [+] Menos [-]Moisture Optimization and Energy Saving Effects of Combined Organic Acid and Surfactant Inclusion in Pelleted Feed Production Texto completo
2024
Duygu Budak | Kazım Bilgeçli
The purpose of the present study was to determine the effects of inclusion of an organic acid and surfactant (OS) combination on moisture optimization and energy sparing in the production of pelleted compound feeds for dairy and beef cattle. The trial was carried out in two independent private commercial feed factories (factories A and B) producing cattle feed in pellet form. Each factory produced 21 tons of commercial cattle feed (7 batches; 3 tons per batch); factory A, a dairy feed containing 2620 kcal/kg metabolizable energy (ME) with 18.90% crude protein (CP); and factory B, a fattening feed containing 2550 kcal/kg ME with 13.00% CP. Batches for the treatment groups were prepared by adding 0.5, 1.0 and 1.5 kg/ton of OS (Fylax flow) respectively to these basal feeds in the mixer. The moisture retention capacity during pelleting process of all three OS supplemented feeds increased in comparison to the basal feed, whilst moisture content of the finished feeds and energy consumed for production decreased significantly. It was observed that increasing the OS supplementation to 1.5 kg could further increase the moisture retention capacity and moisture content in pellet production compared to the feeds supplemented with 0.5 and 1.0 kg OS, due to the lower power rating of the equipment. It has thus been concluded that adding 0.5, 1.0 and 1.5 kg of OS to commercial compound feeds for dairy resulted in a profitable production with good moisture optimization and energy savings during pelleting.
Mostrar más [+] Menos [-]Morphological and Phenological Attributes of Chickpea (Cicer arietinum L.) Affected by Different Growing Conditions, Zeolite and Nitrogen Applications Texto completo
2024
Engin Takıl | Nihal Kayan
The present study investigated the effects of two different zeolite applications and different nitrogen-based fertilizers on chickpea’s yield and yield components in dry and irrigated conditions. The field experiment was conducted during 2019 and 2020 in the experimental area of the Faculty of Agriculture, Eskisehir Osmangazi University, Eskisehir, Türkiye. The experimental design was a split-split plot with four replicates. The main plots were grown under dry-irrigated conditions. At the same time, subplots received zeolite applications (zeolite+- zeolite-), and sub-sub plots received nitrogen applications [control, traditional, chemical, farmyard manure, and Isabion, (an animal collagen-derived biostimulant)]. The experiment found that irrigation caused a delay in phenological characters but had a favorable impact on morphological characters and yield. The effect of zeolite applications was different in the first and second years of the experiments for the investigated characters. In the first year, the application of zeolite had a significant impact on grain yield, but there was no discernible effect in the second year. The experiment demonstrated that both chemical fertilizer and farmyard manure positively impacted phenological and morphological characteristics. In both years, the farmyard manure plots produced the highest grain yield. Farmers in Türkiye are advised to apply nitrogen to their crops as the profitability of chickpeas has risen in recent years. If the high cost of farmyard manure renders its use impracticable, farmers can opt for chemical fertilizer as an alternative.
Mostrar más [+] Menos [-]Bitkisel Sütlerin Gıda Endüstrisindeki Önemi Ve Mikrobiyal Güvenliğinin Sağlanması Texto completo
2024
Ulaş Baysan
Dünya genelinde insanlarda sağlıklı tüketim farkındalığının oluşmasıyla zengin besin içeriklerine sahip bitkisel sütlere yönelim artmaktadır. Tüketicilerden laktoz intoleransı, kalori endişesi ve hiperkolesterolemi olanlarında rahatça tüketimine imkan sağlaması ile tüketici taleplerinden enerjiyi artırıcı, yaşlanmayla mücadele, yorgunluk ve stres azaltıcı etkilerine yanıt olabilme potansiyelinden dolayı bitkisel süt üretiminin ve tüketiminin artması beklenmektedir. Bu derleme çalışmasında bitkisel sütlerin üretim aşamaları ele alınarak, bu üretim basamaklarının son ürün üzerine etkileri değerlendirilmiştir. Bitkisel sütlerde besin içeriklerinin zengin olmasından kaynaklı olarak bozulmayan sebep olan mikroorganizmaların büyümesinin önlenebilmesi için ısıl işlem gereklilikleri incelenmiştir. Bitkisel sütlerde bozulmaya sebep olan mikroorganizmaların inhibisyonu için uygulanan yenilikçi ısıl ve ısıl olmayan teknolojiler ele alınmıştır. Gelişen yenilikçi teknolojiler ile bitkisel sütlerin mikrobiyal güvenliğini sağlanmasının yanısıra kalite özelliklerinin de korunması önem kazanmaktadır. Sonuç olarak Dünya’da ve ülkemizde popüler olmaya başlayan bitkisel sütlerin; yeni teknolojiler ile birlikte gıda endüstrisinde yaygınlaşma potansiyeli yüksektir.
Mostrar más [+] Menos [-]