Refinar búsqueda
Resultados 361-370 de 5,301
Artvin Merkez İlçe ve Yakın Çevresinde Heyelan Duyarlılığının Analitik Hiyerarşi Yöntemi ile Belirlenmesi Texto completo
2023
Manolya Özdemir Durak | Tevfik Hakan Altınçekiç
Heyelanlar, tıpkı diğer afetler gibi dünyada ve Türkiye’de yüksek can ve mal kayıplarına neden olan ancak doğru arazi planlaması ve önlemlerle zararı en aza indirilmesi mümkün doğa olaylarıdır. Heyelan olayları Türkiye’de arazinin eğimli yapısı, yağışlı iklim koşulları, yanlış arazi örtüsü kullanımları gibi faktörlerin etkisi ile Karadeniz Bölgesi’nde sıklıkla yaşanmaktadır. Çalışma alanı olarak belirlenen Artvin Merkez İlçe ve yakın çevresi, içinde bulunduğu Karadeniz Bölgesi ile benzer şekilde sahip olduğu topografik yapı, iklim koşulları, yoğun yapılaşma, hidroelektrik santraller, maden sahaları, barajlar ve yol yapım çalışmalarının etkisi altında sıklıkla heyelanların yaşandığı bir bölgedir. Bu noktadan hareketle, çalışma kapsamında Analitik hiyerarşi süreci (AHP) ile Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılarak alanı ile birlikte alandaki mikro havzaların heyelan duyarlılığının belirlenmesi ve heyelan duyarlılığı yüksek alanlar için heyelan riskini azaltmaya yönelik çözüm önerileri geliştirilmesi hedeflenmiştir. Yapılan analizler sonucunda çalışma alanının yüzölçümünün %48,55’inin orta düzeyde %46,21’inin ise yüksek düzeyde heyelan duyarlılığına sahip olduğu belirlenmiştir. Aritmetik ortalama ile oluşturulan mikro havzalar düzeyinde haritalara göre ise çalışma alanında yüksek heyelan duyarlılığına sahip 230 mikro havza yer almaktadır. Alanda belirlenen heyelan duyarlılıkları göz önünde bulundurulduğunda, heyelan riskinin azaltılması için alan kullanım planlama kararları alınırken heyelan duyarlılık analizleri ve haritaları dikkate alınmalıdır.
Mostrar más [+] Menos [-]Gıda ve İçecek Tüketiminde Helal Farkındalık ve Bilinç Düzeyinin İncelenmesi: Bingöl İli Örneği Texto completo
2023
Hakiye Aslan
Bu çalışmada, Bingöl ilindeki tüketicilerin helal gıda ve içecekler konusundaki bilgi düzeyenlerinin ve farkındalıklarının tespit edilmesi amacıyla tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak 374 kişiyle yüz yüze anket araştırması yapılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatiksel yöntemler, Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; tüketicilerin satın alırken helalliği konusunda en çok şüphe duydukları ürün grubunun et ve et ürünleri olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, tüketicilerin %61,2’sinin helal gıda sattığını beyan eden marketlere güvenmediği, %81,3’ünün ambalajlı ürünlerin helalliği konusunda şüphelerinin olduğu belirlenmiştir. Tüketiciler, helal gıdaları, %80,7 oranında kaliteli ve %77,0 oranında sağlık ürünler olarak düşündüğünü ifade etmişlerdir. Tüketicilerin helal ürün satın alma eğiliminde ise dini hassasiyet, aileden gelen alışkanlık ve helal gıdaların daha sağlıklı olduğu düşüncesi en önemli üç faktör olarak belirlenmiştir. Tüketicilerin bir gıda ürününü satın alınırken, sırasıyla ürünün fiyatına, güvenilirliğine, kalitesine ve helal olmasına önem verdiği saptanmıştır. Kadın tüketicilerin helal gıda konusunda daha hassas davrandığı tespit edilmiştir. Helal gıda satın alırken tüketicilerin en çok ürünün helal sertifikalı olmasına dikkat ettikleri belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre marketlerde satılan gıda ürünlerinin helalliğine yönelik ciddi şüphelerin olduğu ve Müslüman tüketicilerin güvenini artırmak için helal sertifikalı ürünlerin satılması gerektiği belirlenmiştir. Türkiye’de gıdaların helalliğinin belirlenmesinde ve belgelendirilmesinde genel bir helal standardın uygulanması tüketicilerin helal sertifikalı gıdalara güvenini arttıracak ve oluşan şüpheleri azaltacaktır.
Mostrar más [+] Menos [-]Samsun İlindeki Tarım Danışmanlarının Karşılaştıkları Sorunlar ve Çözüm Önerileri Texto completo
2023
Nur İlkay Abacı
Bu araştırmada Samsun ilindeki tarım danışmanlarının karşılaştıkları sorunlar ele alınmaktadır. Bu doğrultuda Samsun ilinde görev yapan 51 tarım danışmanı ile anket yapılarak, ele alınan tarım danışmanlarına ait bilgiler ve yaşadıkları sorunlar tespit edilmiştir. Araştırmanın sonuçları, Samsun ilindeki tarım danışmanlarının genç, eğitimli ve iletişim becerilerine önem veren bir grup olduğunu ve düzenli olarak kendilerini geliştirdiklerini göstermektedir. Araştırma aynı zamanda tarım danışmanlarının yaşadıkları sorunları da ortaya koymaktadır. Bu sorunlar arasında tarım danışmanlığı sisteminin yeterince kurumsallaşmamış olması, hukuki düzenlemelerin eksikliği ve görev-yetki belirsizlikleri gibi önemli konular yer almaktadır. Ayrıca çiftçilerin danışmanlık hizmetlerine olan talebinin düşük olması ve kamu kuruluşları arasındaki koordinasyon eksiklikleri de sektörün sorunları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, tarım danışmanları için düzenli hizmet içi eğitim sağlanmalıdır. Tarım danışmanlarının saha çalışmalarını daha etkin bir şekilde sağlamak için teknolojik araçlardan yararlanılabilir. Tarım danışmanlarının çalışma usul ve esaslarını belirleyen yasal düzenlemeler daha açık ve net hale getirilebilir. Çiftçi bilinçlendirme çalışmaları ve aynı zamanda tarım danışmanlarının saha faaliyetlerini sürdürülebilmeleri için finansman kaynaklarının önceden planlanması ve güvence altına alınması önemlidir.
Mostrar más [+] Menos [-]Nüfus Değişimlerinin Köyün Bazı Özellikleri ile İlişkisi ve KırsaldaNüfus Sürdürülebilirliği: Tokat İli Örneği Texto completo
2023
Aysel Ergün | Esen Oruç
Bu araştırma Tokat ili kırsalında nüfus hareketlerini değerlendirmek, köylere ait bazı özellikleri belirlemek ve nüfus hareketleri ile bu özellikler arasında ilişkiyi ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan nüfus verileri TÜİK veri sisteminden derlenmiş, köylere ait özellikler ise 600 köy muhtarı ile görüşülerek belirlenmiştir. 16 yıllık süreci kapsayan veri setinin değerlendirilmesi ile varılan sonuçlara göre, Tokat il ve ilçelerine bağlı köylerden %78,8’i azalış göstermiştir. Artan veya sabit kalan köylerin oranı ise %21,2’dir. Araştırma alanında çiftçilik faaliyetlerini devam ettirerek geçimini sağlayan bir nüfusun varlığından söz edilebilir. Tarım dışı meslek çeşitliliğinin yörede kısıtlı düzeyde olduğu, köylerin genellikle orta gelir grubu hanelerden oluştuğu söylenebilir. Kuru tarım alanlarının fazla olmasına bağlı olarak üretimin en yoğun olduğu ürün grubu tarla bitkileridir. Hayvancılık faaliyetleri düşük oranlı bir nüfus tarafından sürdürülmektedir. Köylerin il merkezine mesafesi ortalama 66,2 km’dir. Ki-kare analiz sonuçlarına göre nüfus değişimi ile il merkezine mesafe, çiftçilik ve tarım dışı meslek oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Şiddetli azalan köyler il merkezine en uzak köylerdir. Ayrıca, çiftçiliğin ve diğer meslek çeşitliliğinin fazla olduğu köylerde de şiddetli göç yaşandığı tespit edilmiştir. Kırsalda var olan genç ve orta yaş grubun kırsalda yaşamaya devam etmesi ve kente göç etmiş aynı grubun köyde yaşamayı tercih etmesi için genel desteklerden farklı destekleme çalışmaları yapılabilir. Özellikle hayvancılık faaliyetlerinin canlandırılması gençlerin köyde kalması veya gidenlerin köye dönmesi için bir alternatif olabilir.
Mostrar más [+] Menos [-]Şırnak İli ve İlçelerinin Tarımsal Mekanizasyon Düzeyi Texto completo
2023
Muhammed Cemal Toraman
Güvenilir gıdaya sürdürülebilir koşullarda ulaşılabilmesi için değişen dünya ve çevre koşullarında tarımsal üretim yapılması, teknolojik ve mekanizasyon kullanımını daha önemli hale getirmiştir. Bu çalışmada Şırnak ilinin tarımsal mekanizasyon düzeyi araştırılarak Türkiye ortalaması ile karşılaştırılmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu istatistiki verilerine dayanarak traktör sayısı, tarım alet ve makineleri sayısı ile tarımsal mekanizasyon düzeyi göstergeleri hesaplanarak özetlenmiştir. 2012-2022 yılları arasında Şırnak ili ortalama mekanizasyon verilerine göre, kullanılan tarım alanlarında %12, traktör güç değerlerinde %16 oranında artış gerçekleşmiştir. Birim alana düşen güç 0,66 kW ha-1, 1000 ha alana düşen traktör sayısı 18,72 olmuştur. Bir traktöre düşen toplam alan 53,43 ha olurken, traktör başına düşen alet makine sayısı 3,78 olarak bulunmuştur. Şırnak ilçeleri arasında mekanizasyon düzeyi yönünden en iyi sonuçları Cizre ilçesi verirken, Uludere ve Beytüşşebap ilçeleri düşük mekanizasyon değerlerine sahip verileri ile sonuçlanmıştır. Ayrıca Şırnak ili mekanizasyon verileri, bölge illeri ile benzer mekanizasyon sonuçları vermiştir. Ortalama traktör güç değeri 47,03 kW olarak, Türkiye ortalamasından daha yüksek sonuçlar oluştururken, diğer mekanizasyon parametreleri bakımından düşük mekanizasyon sonuçlarına sahiptir. İki ülkeye sınırı bulunan ilin tarımsal potansiyelini arttırmak için mekanizasyon düzeyinin en kısa sürede yükseltilerek işletme refah seviyesi arttırılmalı ve bölge kalkınması desteklenmelidir.
Mostrar más [+] Menos [-]Robotik Hasat Sistemlerinde Kullanılmak Amacıyla Lahana ve Brokolinin Derin Öğrenme Metodu ile Sınıflandırılması Texto completo
2023
Erhan Kahya | Fatma Funda Özdüven
Robotik hasat sistemlerinde lahana ve brokolinin derin öğrenme kullanılarak sınıflandırılması oldukça önemlidir. Derin öğrenme, yapay sinir ağları ve büyük veri setleri kullanılarak karmaşık modellerin öğrenilmesine olanak sağlayan bir makine öğrenme yöntemidir. Bu yöntem yardımıyla bitki sınıflandırmasında ve görsel tanıma problemlerinde etkili bir şekilde kullanılabilir. Lahana ve brokoli gibi bitkilerin sınıflandırılması için öncelikle bir derin öğrenme modeli oluşturulması gerekmektedir. Bu nedenle yapılan çalışmada derin öğrenme yöntemlerinden olan Inception_v3 görüntü tanıma ve sınıflandırma modellemesi kullanılmıştır. Çalışma oluşturulan 2 sınıf üzerinden yürütülmüştür. Oluşturulan sınıflar lahana ve brokoli’dir. Modelin eğitimi için Google Colab’ın sağladığı tpu donanım hızlandırıcısı kullanılmıştır. Eğitim döngüsü (epoch) sayısı 10’dur.Eğitim parametreleri olarak öğrenme hızı 0,001 tespit edilmiştir. Bu sonuçlara göre brokoli ve lahana data setin eğitimi için Inception_v3 modelinin başarılı olduğu sonucuna varılmıştır. Eğitim sürecinde modelin kayıp değeri giderek düşmüş ve doğruluk değeri artmıştır. Son aşama olan doğrulama aşamasında kayıp değeri 0,0005, doğruluk değeri 1,0000 olarak gözlenmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Gümüş Nanoparçacıkların Sentezi, Fonksiyonları, Etki Mekanizmaları ve Et ve Et Ürünlerinin İşlenmesinde ve Muhafazasında Kullanımları Texto completo
2023
Güliz Akyüz | Şule Bıyık | Hilal Soyocak | Müberra Andaç | Sadettin Turhan
Boyutları 1-100 nm arasında değişen organik ve inorganik yapılar olan nanoparçacıklar, günlük hayatımızın bir parçası olup, tarım, çevre ve tıp gibi alanlarda büyük ilgi görmektedir. Metal nanoparçacıklar arasında optik, elektriksel ve antimikrobiyal özelliklere sahip olan gümüş nanoparçacıklar (AgNP'ler) en fazla araştırılan ve kullanılan parçacıklardır. Günümüzde ileri gıda teknolojisi uygulamalarında, gıdaların besin içeriğini geliştirmek ve raf ömrünü uzatarak gıda bileşenlerinin veya nihai gıda ürününün stabilitesini artırmak amacıyla nanoparçacık ve nanoparçacık içerikli katkı maddelerinden yararlanılmaktadır. AgNP’ler, benzersiz özellikleri sayesinde patojenik mikrobiyal aktiviteye karşı mücadelede ve gıda endüstrisinde mevcut problemlerin çözümünde lider olarak görülmektedir. AgNP’ler, geniş bir patojenik bakteri spektrumunun yanı sıra antibiyotiğe dirençli bakterilerin antimikrobiyal aktivitelerini yavaşlatma konusunda da güçlü bir etkiye sahiptir. Bu derlemede, gümüş nanoparçacıkların üretiminde kullanılan fiziksel, kimyasal ve biyolojik yöntemler, parçacıkların fonksiyonları ve etki mekanizmaları, gümüş nanoparçacıkların et ve et ürünlerinde ve onların yeni nesil paketleme sistemlerinde koruyucu olarak kullanımı ayrıntılı olarak sunulmaktadır.
Mostrar más [+] Menos [-]Ağır Metal ile Kontamine Toprakta Fungal Mikrobiyomun Metagenomik Analizi Texto completo
2023
Melike Çebi Kılıçoğlu
Gelişen sanayi faaliyetleri ile birlikte günümüzün en önemli sorunlarından biri haline gelen ağır metal kontaminasyonu tüm canlı organizmalar için ciddi bir tehdittir. Bazı funguslar ağır metallere karşı direnç mekanizmalarına sahiptir ve bu durum iyileştirme süreçleri için sürdürülebilir bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmanın amacı ağır metal kontaminasyonunun yüksek oranlarda olduğu alanlardaki dirençli fungal mikrobiyotayı belirleyerek ağır metallerin biyolojik ıslah yaklaşımlarına ışık tutmaktır. Araştırmada yüksek oranda ağır metal kirliliğine sahip Samsun Organize Sanayi Bölgesinden alınan toprak örneklerindeki Cr, Mn, Ni, Cu, Zn, Cd, Pb, As ve V ağır metal oranları ICP-OES ile tespit edilmiştir. Toprak fungal mikrobiyotası ise metagenenomik yeni nesil sekanslama teknolojisi kullanılarak belirlenmiştir. Metagenomik sekanslama için illumina MiSeq teknolojisi, istatistiksel mikrobiyom analizi için QIIME 2 2017,4 kullanılmıştır. Ağır metalle kontamine olmuş çalışma alanında en yüksek oranlarda sırasıyla Mortierella %53,90, Halokirschsteiniothelia %18,01, Rhizopogon %2,74, Cladosporium %,1,88, Aspergillus %1,62 ve Gibberella %1,12 cinsleri tespit edilmiştir. Sonuçlar metal konsantrasyonundaki fazlalığa dirençli taksonların ortamda dominant olduğunu göstermektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]In Vitroda Yetiştirilen Bazı Kiraz Anaçlarının Kireç Stresine Gösterdiği Tepkiler Texto completo
2023
Muzaffer İpek | Şeyma Arıkan | Lütfi Pırlak | Ahmet Eşitken | Murat Şahin
Topraktaki yüksek kireç içeriği bitkilerin verimini ve yaşamını sınırlandıran önemli abiyotik stres faktörlerindendir. Kireçli topraklar dünyadaki karaların %30’dan fazlasını kaplarken, ülkemizde ise Karadeniz Bölgesi hariç hemen hemen tüm bölgelerimizin topraklarının kireç içeriği oldukça yüksektir. Kiraz da dâhil olmakla birlikte meyve türleri genel olarak yüksek kireç içeriğine oldukça duyarlıdır. Bu bağlamda meyve yetiştiriciliğinde topraktaki yüksek kireç içeriğine dayanıklılık sağlayan anaçların varlığı ve mevcut anaçların kirece dayanımlarının belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu amaçla, in vitro koşullarda çoğaltılan Kuş kirazı, Mahlep, MaxMa 14, CAP-6P ve PHL-C anaçlarının farklı kireç seviyelerinde (Kontrol, %1,0, %3,0 ve %5,0 CaCO3) morfolojik ve biyokimyasal tepkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Stres altındaki bitkilerde, bitki ve kök gelişimi gibi morfolojik özellikleri ile membran geçirgenliği ve yaprak oransal su içeriği gibi fizyolojik özelliklerinin yanında, peroksidaz, süperoksidaz dismutaz, hidrojen peroksit, prolin ve protein miktarı gibi biyokimyasal özellikler ve demir aktiviteleri (bitkilerde demir içeriği, aktif demir içeriği, bitkilerde demir şelat redüktaz aktivitesi ve köklerde demir şelat aktivitesi) belirlenmiştir. Denemede ortamda CaCO3 seviyesi arttıkça anaçların dayanımının azaldığı belirlenmiştir. Ancak denemenin 15. gününde yapılan ölçümlerde MaxMa-14 kiraz anacının diğer kiraz anaçlarına göre daha iyi bir gelişim gösterdiği tespit edilmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]Seydişehir Sulama Birliği Sulamasında Enerji Tüketimi ve Sera Gazı Emisyonunun Değerlendirilmesi Texto completo
2023
Mehmet Akif Kalender | Ramazan Topak
Bu çalışmada, Konya Seydişehir ilçesinde bulunan Seydişehir Sulama Birliği sulama işletmesi çevresel etkileri yönünden değerlendirilmiştir. Bu kapsamda birliğin sulama suyu kullanım etkinliği ile sulama kaynaklı enerji tüketimi ve buna bağlı gerçekleşen sera gazı emisyonları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Değerlendirme 2010, 2015 ve 2020 yılları için yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; sulama birliğinde su temin oranı 2010, 2015 ve 2020 yılları için sırasıyla 0,30, 0,97 ve 1,81 olarak gerçekleşmiştir. Üç yıl için ortalama su temin oranı, 1,03 olarak belirlenmiştir. Seydişehir Sulama Birliği’nde toplam enerji tüketimi, 2010 yılında 11.616.348,9 MJ/yıl, 2015 yılında 29.006.792,6 MJ/yıl ve 2020 yılında 106.083.920,9 MJ/yıl olarak hesaplanmıştır. Birim alana karşılık enerji miktarı (EA), 2010 yılında 2.172,1 MJ/ha/yıl, 2015 yılında 8.028,5 MJ/ha/yıl ve 2020 yılında 11.898,2 MJ/ha/yıl, birim sulama suyuna karşılık enerji miktarı ise (ES), üç yıl için de 1,139 MJ/m3/yıl olarak hesaplanmıştır. Seydişehir Sulama Birliği’nde toplam emisyon miktarı, 2010 yılında 788.129,9 kgCO2eşd/yıl, 2015 yılında 1.968.012,5 kgCO2eşd/yıl ve 2020 yılında 7.197.434,2 kgCO2eşd/yıl olarak belirlenmiştir. Birim alana karşılık emisyon miktarı (SGA), 2010 yılında 147,4 kgCO2eşd/ha/yıl, 2015 yılında 544,7 kgCO2eşd/ha/yıl ve 2020 yılında 807,2 kgCO2eşd/ha/yıl, birim sulama suyuna karşılık emisyon miktarı (SGS), üç yıl için de aynı değeri sahip olup, 0,077 kgCO2eşd/m3/yıl olarak hesaplanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, sulama birliğinde enerji tüketimi ve sera gazı emisyonu hususunda sürekli bir artışın olduğu ve özellikle 2020 yılında artış oranının bir hayli yüksek olduğu görülmektedir. Aynı şekilde su temin oranlarında yıllara bağlı olarak artış meydana gelmiştir.
Mostrar más [+] Menos [-]