Affiner votre recherche
Résultats 81-90 de 180
Sürdürülebilir Balıkçılık Mümkün mü?
2024
Sıla Ozan | Uğur Başer
Denizlerin sürdürülebilirliği, iklim değişikliği, kirlilik ve aşırı avlanma gibi nedenlerle ciddi tehdit altındadır. Bu durum balık popülasyonlarının hızla tükenerek ekosistemin tahribatına neden olmaktadır. Çalışmanın amacı, deniz ekosistemini olumsuz etkileyen avcılık yöntemlerini ve yetiştiricilik faaliyetlerini ortaya koyarak sürdürülebilirliğe olan etkilerini tespit etmektir. Çalışma sonucunda balıkçılık sektörünün doğaya birçok zararı olduğu tespit edilmiştir. Bunların başlıcaları açık sularda avcılığın neden olduğu aşırı avlanma ve denizlerde meydana gelen kirlenmedir. İç sularda ve kıyılarda yapılan yetiştiricilikten kaynaklı sorunların başlıcaları girdi artıklarından kaynaklı kirlilik, dip kısımlarda oksijen tüketiminin neden olduğu tahribat, ölü balık artıkları ve görsel kirliliktir. Günümüzde insan faktörünün yer aldığı faaliyetlerde, özellikle ticari kaygının ön planda olduğu yapılanmalar, doğayı ve ekosistemi tahribatta cömert olabilmektedir. Dolayısıyla politika yapıcıların, tüm dünya insanlarının ortak mirası olan denizlerin korunmasında sert ve ciddi önlemler almasında yarar görülmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Isparta Koşullarında Kışlık Mercimek Çeşitlerinin Verim ve Bazı Kalite Kriterleri Yönünden Değerlendirilmesi
2024
Aykut Şener | Muharrem Kaya
Bu araştırma, Isparta koşullarında 11 kırmızı mercimek çeşidinin (Çiftçi, Özbek, Kafkas, Tigris, Fırat-87, Evirgen, Seyran-96, Çağıl, Altıntoprak, Şakar ve Kırmızı-51) verim ve bazı verim öğeleri bakımından değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışma 2018-2021 yılları arasında iki yıl süreyle, tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuş, varyans analizleri yapılmış, önemlilik olduğu belirlenen faktörlerde elde edilen ortalamalar Tukey testi ile karşılaştırılmıştır. İki yıllık ortalamalara göre bitki boyu 21,75-28,01 cm, ilk bakla yüksekliği 10,21-15,91 cm, bitkide bakla sayısı 31,31-49,48 adet, tane sayısı 36,06-64,76 adet, bitki verimi 2,41-5,17 g, tane verimi 139,61-257,73 kg da-1, bin tane ağırlığı 29,50-38,32 g, hasat indeksi %30,03-49,31, su alma kapasitesi 0,019-0,033 g tane-1 ve protein oranı %26,83-29,75 arasında değişim göstermiştir. Sonuç olarak tane verimi ve verime katkısı yüksek özellikler bakımından Evirgen, Çağıl ve Seyran-96 çeşitlerinin ön plana çıktığı belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Tüketicilerin Ev Dışı Gıda Tüketim Kararlarını Etkileyen Faktörler: Türkiye Üzerine Bir Pilot Araştırma
2024
Osman İnanç Güney
Post-modern toplum düzenini getirdiği yenilikler bireylerin yaşam tarzlarında ve alışkanlıklarında önemli değişimlere neden olmuş, bu değişimler gıda tercih ve tüketim alışkanlıklarında da gözlemlenmiştir. Günümüzde çoğu insan gıdaya erişimi artık sadece beslenme ihtiyacını karşılamaya yönelik bir çaba ile sınırlandırmayıp ondan psiko-sosyal ve ekonomik faydalar da beklemekte, beslenme alışkanlıklarına rasyonel, hedonik ve sembolik boyutlar eklemektedir. Bu kapsamda yeme-içme faaliyetlerini evlerinin dışında gerçekleştiren bireylerin sayısında sürekli bir artış söz konusudur. Bu araştırmada ev dışı gıda tüketimini (EDGT) etkileyen gıda odaklı faktörler ve sosyo-demografik özelliklerin etkisi araştırılmıştır. Bu kapsamda Türkiye’nin 7 bölgesinin en büyük şehirlerinde 1016 tüketici ile yüz yüze anket çalışması gerçekleştirilmiş elde edilen veriler tanımlayıcı istatistikler ve sıralı probit regresyon modeli kullanılarak analiz edilmiştir. Buna göre gıda tercihlerini etkileyen faktörler arasında başkaları tarafından da tüketilen gıdaların ev dışı gıda tüketim sıklığı ile pozitif, besin içeriği ve yerel markaları tercih etme ile ise negatif ilişki durumu söz konusudur. Gıda tüketim desenlerinden fast-food tüketimi, sokak yemeği tercihi ve abur-cubur tüketimi ile EDGT sıklığı arasında pozitif, bitkisel temelli beslenme tercihiyle ise negatif bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca sosyo-demografik özelliklerden cinsiyet, medeni durum, yaş, gelir ve eğitim de bireylerin EDGT’lerini etkilemektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Susamın (Sesamum indicum) Sağlık Üzerine Bazı Etkileri
2024
Cemal Kurt
Zengin bir protein kaynağı olan susam, yağ elde etmek amacıyla yetiştirilen ilk bitkilerden biridir ve dünyanın birçok ülkesinde tarih öncesi çağlardan beri kültürü yapılmaktadır. Susam tohumları yüksek oranda içerdiği yağ asitlerinin (ortalama %80) doymamış yanı sıra insan sağlığı için önemli faydaları olan sesamol ve sesamolin gibi antioksidanları da içermektedir. Ayrıca tohumları önemli bir Ca, Mg ve Se kaynağıdır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, susam tohumları ve yağının insan beslenmesi için yüksek enerji kaynağı olmasının yanı sıra insan sağlığı açısından da anti-aging, antikanserojen, antiinflammatuar, antifungal, antimikrobiyal etkilerinin olduğu, karaciğerde alkol ayrışmasını hızlandırdığı, antihipertansif aktivite ve immün düzenleyici aktivitelere de sahip olduğunu göstermiştir. Özellikle siyah susam yağının saç beyazlamasını önlediği de yapılan çalışmalar sonucunda tespit edilmiştir. Ayrıca, susam bitkisinin farklı kısımlarının özellikle dizanteri gibi hastalıkların tedavisinde uzun yıllardan beri kullanıldığı da bilinmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]Çanakkale İli Ezine İlçesi Geyikli Beldesinden Toplanan Salicornia europaea Popülasyonunda Bazı Kalite Parametrelerinin Belirlenmesi
2024
Tolga Sarıyer | Murat Şeker
Çanakkale Ezine İlçesine bağlı olan Geyikli beldesi Çanakkale’nin batısında bulunmaktadır. Yörede, doğadan toplanarak tüketilen pek çok bitkiden birisi olan Deniz Börülcesi (Salicornia europaea); Türkiye’de farklı bölgelerde de toplanıp sebze olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de aktif olarak kültüre alınmamış olmakla birlikte bazı bilimsel denemelerde yer almıştır ve önemli bir halofittir. Deniz börülcesi pek çok besleyici özelliği olduğuna inanıldığından dolayı sık olarak tüketilmekte ve ticarete konu olmaktadır. Bu bitkinin yöreden toplanıp önemli özelliklerinin değerlendirilmesi bölgenin tarımsal anlamda gelişimi ve bitki ile yapılabilecek diğer tarımsal çalışmalara yol göstermesi açılarından önemli bir konudur. Çalışmanın amacı Çanakkale Ezine İlçesi, Geyikli beldesinde doğal ortamından toplanan S. europaea bitkisini askorbik asit, toplam karotenoid, suda çözünen kuru madde, pH, titre edilebilir asitlik parametreleri ve luteolin, apigenin, naringin, kateşin flavonoidleri açısından incelemektir. Böylece bölge tarımına katkıda bulunmak ve bu bitki ile yapılabilecek çeşitli çalışmalara yol göstermektir. Çalışma sonucunda değerlendirilen S. europaea popülasyonunun flavonoid içeriklerinin çoktan aza sırasıyla apigenin (649,461 mg/kg), naringin (117,51 mg/kg), kateşin (13,574 mg/kg) ve luteolin (0,984 mg/kg) olarak sıralandığı belirlenmiştir. Bunun yanı sıra yüksek bir suda çözünen kuru madde (°Briks) içeriğine (%11,7) sahip olduğu belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Zeytinyağı Sanayii Yan Ürünü Karasuyun Macar Fiğ- tritikale Silajlarının Kalitesi ve Mikrobiyolojik Özelliklerine Etkisi
2024
Asuman Arslan Duru | Dilek Aksu Elmalı | Osman Yüksel | Metin Duru
Bu çalışmada amaç, zeytinyağı sanayii yan ürünü olan karasuyun Macar fiğ-tritikale silajlarına farklı dozlarda ilavesinin kimyasal kompozisyon, fermentasyon, fiziksel, mikrobiyolojik özellikleri ve in vitro sindirilebilirlikleri üzerine etkisini incelemektir. Araştırma silajları belirtilen şekilde oluşturulmuştur: (i) %100 Macar fiğ-tritikale silajı (kontrol); (ii) %95 Macar fiğ-tritikale + %5 karasu; (iii) %90 Macar fiğ-tritikale + %10 karasu; (iv) %85 Macar fiğ-tritikale + %15 karasu; (v) %80 Macar fiğ-tritikale + %20 karasu. Silolama dönemi 56 gün devam etmiştir. Sonuç olarak, karasu ilavesiyle silajların koku, organik madde, pH ve suda çözünebilir karbonhidrat içerikleri azalmış; kuru madde, ham kül, ADF, ham yağ ve Fleig puanı artmıştır. Ham protein, ham selüloz, NDF, amonyak azot, laktik asit bakterileri, in vitro kuru madde ve organik madde sindirilebilirlikleri bakımından görülen farklılıklar önemli bulunmamıştır. Araştırma silajlarında sülfit indirgeyen anaeroblar, Listeria spp., Enterobactericeae ve maya içeriğine rastlanmamıştır. Küf içeriği, %15 karasu içeren grupta bir örnekte saptanmıştır. Araştırma sonunda, Macar fiğ-tritikale karışımlarından oluşan silajlara %20 düzeyine kadar karasu ilavesinin herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Gluten ve Gluten Metabolizması Bozukluğuna Bağlı Oluşan Hastalıklar
2024
Aybüke İmik | Ceren Gezer
İnsanların beslenmesinde gluten içeren besinler önemli yer tutmaktadır. Gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklar bulunmakta olup bunlar çölyak hastalığı, buğdaya karşı IgE aracılı alerji ve çölyak dışı gluten duyarlılığı olarak sınıflandırılabilir. Bireylerin gluten duyarlılıkları arasında farklılıklar olup gluten duyarlılığı olan bireylerin gluten içeren besinleri tüketmeleri durumunda en başta bağırsak dokusu olmak üzere birçok dokuda histopatolojik yapılarında ve otoimmun sistemlerinde önemli değişiklikler meydana gelebilir. Dokuların histopatolojik yapısındaki değişiklikler dokulara göre değişmektedir. Otoimmun sistemdeki değişiklikler ise Transglutaminaz, Gliadin, IgA, IgG, CD4 ve CD8 gibi parametrelerden en az birinin veya birkaçının incelenmesi ile tespit edilebilir. Gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklarda etkili tedavi şekli glutensiz/gluten kısıtlı diyet olmakla birlikte bağışıklık sisteminde rol alan mekanizma ve moleküllerin saptanması yeni tedavi yöntemlerini oluşturulmasına yol gösterebilir. Bu çalışmada amaç gluten ve gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklar arasındaki ilişkinin derlemesidir.
Afficher plus [+] Moins [-]Çekirdekli ve Çekirdeksiz Nar Tanelerinin Ultrason Ön İşlemli Kurutma Kinetiğinin En Çok İki Parametre İçeren İnce Tabaka Modelleri Kullanılarak İncelenmesi
2024
Salih Eroğlu
Bu çalışmada çekirdekli ve çekirdeksiz nar taneleri (Punica granatum L.) ince tabaka halinde farklı sürelerde ultrason ön işlemi (US) uygulandıktan sonra 70 °C’de 1,3 m/s hava hızında kurutulmuştur. Nar tanelerinin kuruma kinetiğinin incelenmesi amacıyla literatürde çok kullanılan ancak karmaşık ve verilerin dönüştürülmesini gerektiren çok parametreli modeller yerine en çok iki parametreli modeller kullanılmıştır. Bu modeller Lewis (Newton), Page, Modifiye Page I, Weibull, Weibull I ve Modifiye Çift Terimli III modelleridir. Kurutma işlemlerini en iyi açıklayan modelin seçilmesi amacıyla hata kareleri ortalamasının kare kökü (RMSE) ve belirleme katsayısı (R2) değerleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre çekirdekli nar tanelerinin kurutulmasını tüm işlem koşullarında en iyi Page modelinin açıkladığı belirlenmiştir. Çekirdeksiz nar tanelerinde ön işlemsiz ve 10 dakika US ön işlemli nar tanelerinin kurutulmasını en iyi açıklayan modelin Page modeli, 20 ve 30 dakika US ön işlemli nar tanelerinin kurutulmasını en iyi açıklayan modelin ise Weibull modeli olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, kurutma öncesinde uygulanan farklı sürelerdeki US ön işlemlerinin çekirdekli ve çekirdeksiz nar tanelerinin kuruma sürelerini önemli ölçüde azalttığı belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Farklı Yöntemlerle Pişirilen Araujıa Sericifera’nın (Ağaç bamya) Biyoaktif, Fizikokimyasal ve Duyusal Özellikleri Üzerindeki Etkilerinin Değerlendirilmesi: Çok Kriterli Karar Verme Analizi
2024
Cansu Çeviker | Tuğba Dedebaş | Tuğba Dursun Çapar
Ülkemizde ağaç bamya olarak bilinen Araujia sericifera Güney Amerika’ya özgü istilacı, yaprak dökmeyen ipeksi bir bitkidir. . Birçok sebze sahip olduğu biyoaktif bileşenleri ile sağlık üzerinde olumlu etkiler göstermektedir. Sebzelerin içermiş olduğu biyoaktif bileşenler pişirilme işlemi sırasında olumsuz etkilenmektedir. Çalışmada farklı pişirme tekniklerinin Araujia sericifera bitkisinin biyoaktif özellikleri üzerine etkisini belirlemek ve çok kriterli karar verme yöntemiyle en iyi biyoaktif özelliğe ve genel kabul edilebilirliğe sahip pişirme yöntemini tespit etmeyi amaçlamıştır. Farklı pişirme yöntemleri uygulanan ağaç bamya örneklerinin toplam fenolik madde miktarları 4,75-15,15 mg GAE/g aralığında değişim gösterirken sotelenmiş örneklerin diğer pişirme yöntemlerine göre daha yüksek fenolik madde içeriğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Çok kriterli karar verme teknikleri sonuçlarına göre ağaç bamyayı pişirmek için yapılan soteleme yönteminin biyoaktivite ve genel kabul edilebilirlik açısından en iyi yöntem olduğu belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Dijital Hayvancılıkta Yapay Zekâ ve İnsansız Hava Araçları: Derin Öğrenme ve Bilgisayarlı Görme İle Dağlık ve Engebeli Arazide Kıl Keçisi Tespiti, Takibi ve Sayımı
2024
Cihan Çakmakçı
Küresel gıda talebindeki hızlı artış nedeniyle yüksek kaliteli hayvansal ürün üretiminin artırılması gerekliliği, modern hayvancılık uygulamalarında teknoloji kullanımı ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Özellikle ekstansif koşullarda küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde hayvanların otomatik olarak izlenmesi ve yönetilmesi, verimliliğin artırılması açısından büyük öneme sahiptir. Bu noktada, insansız hava araçlarından elde edilen yüksek çözünürlüklü görüntüler ile derin öğrenme algoritmalarının birleştirilmesi, sürülerin uzaktan takip edilmesinde etkili çözümler sunma potansiyeli taşımaktadır. Bu çalışmada, insansız hava araçlarından (İHA) elde edilen yüksek çözünürlüklü görüntüler üzerinde derin öğrenme algoritmaları kullanılarak kıl keçilerinin otomatik olarak tespit edilmesi, takip edilmesi ve sayılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, en güncel You Only Look Once (YOLOv8) mimari varyasyonlarından YOLOv8n, YOLOv8s, YOLOv8m, YOLOv8l ve YOLOv8x olmak üzere beş farklı model gerçek hayvan izleme uçuşlarından elde edilen İHA görüntüleri üzerinde eğitilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, 0,95 F1 skoru ve 0,99 mAP50 değeri ile hem sınırlayıcı kutu tespiti hem de segmentasyon performansı açısından en yüksek başarımı YOLOv8s mimarisi göstermiştir. Sonuç olarak, önerilen derin öğrenme tabanlı yaklaşımın, İHA destekli hassas hayvancılık uygulamalarında etkili, düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir çözüm olabileceği öngörülmektedir.
Afficher plus [+] Moins [-]