Affiner votre recherche
Résultats 81-90 de 237
A Study Examining the Potential of the 5S Methodology for Improving Efficiency in Agricultural Production Processes Texte intégral
2025
Gülden Özgünaltay Ertuğrul | İkbal Aygün | Erkan Urkan
This study comprehensively examines the applicability of the 5S methodology as a tool for enhancing efficiency, occupational safety, and sustainability in the agricultural sector. The 5S methodology, predicated on the principles of sorting, organising, cleaning, standardising, and sustaining, aims to create safer and more productive workplaces. The research investigates its effects on both indoor agricultural machinery manufacturing processes and outdoor crop production practices. The analysis reveals notable advantages in manufacturing processes, including reduced waste, enhanced occupational safety, and improved product quality, particularly in production, assembly, and quality control processes. However, the methodology faces limitations in outdoor agricultural practices due to seasonal variations and open-field conditions, which challenge the cleaning, sorting, and organising stages. However, its application in maintenance, repair, and equipment storage processes has been shown to prolong the lifespan of machinery and ensure safer working conditions. The 5S methodology aligns with the United Nations Sustainable Development Goals, serving as a practical approach to enhancing efficiency, workplace safety, and resource management in the agricultural sector. This study underscores the 5S methodology's promise as a sustainable solution for enhancing productivity and safety in agriculture.
Afficher plus [+] Moins [-]Glutensiz Şekerpare Üretiminde Farklı Un Çeşitleri, Protein Kaynakları ve Transglutaminaz Enziminin Etkileri Texte intégral
2025
Ruşen Metin Yıldırım
Şekerpare, Türkiye ve Orta Doğu mutfağının önemli tatlılarından biri olup, genellikle irmik kullanılarak hazırlanmaktadır. Ancak irmiğin gluten içermesi, çölyak hastalarının bu tatlıyı tüketmesini engellemektedir. Bu çalışmada, gluten içermeyen mısır unu, pirinç unu, patates unu, mısır nişastası ve tapyoka nişastası kombinasyonları kullanılarak glutensiz şekerpare formülasyonları geliştirilmiştir. Ayrıca, bu formülasyonlara eklenen soya proteini, bezelye proteini ve transglutaminaz (TG) enziminin şekerpare hamuru ve son ürün özellikleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışma kapsamında, hamurların pH, sertlik, yapışkanlık, adhezyon işi ve hamur kuvveti gibi özellikleri değerlendirilirken son ürünlerde ise renk, sertlik, kırılganlık ve duyusal analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, kullanılan protein ve TG enziminin hamur özellikleri üzerindeki etkisinin kullanılan un kombinasyonuna bağlı olarak değiştiğini göstermiştir. Mısır ve patates unu ile hazırlanan hamurlar en yüksek sertlik değerine sahipken, tüm örneklerde kontrol grubu hamurları en düşük sertlikte olmuştur. Soya ve bezelye proteini, hamurun yapışkanlığını azaltırken, TG enziminin bezelye proteiniyle birlikte kullanımı yapışkanlık düzeyini önemli ölçüde artırmıştır. Duyusal analizde panelistler, %62,5 mısır unu ve %37,5 pirinç unundan oluşan MuPr reçetesiyle hazırlanan şekerpare örneklerini, hem yapı hem de lezzet açısından en beğenilen ürün olarak değerlendirmiştir. Bununla birlikte, kullanılan protein türü ve TG enzimi duyusal özellikler üzerinde genel anlamda önemli bir fark yaratmamıştır.
Afficher plus [+] Moins [-]Sulamalı Buğday Üretiminde Sulama Yönetimi Yoluyla Enerji Verimliliğinin İyileştirilmesi ve Çevresel Etkinin Azaltılması Texte intégral
2025
Mehmet Ali Dündar | Havva Nur Demir Deveci | Ramazan Topak
Bu çalışmanın amacı sulamalı buğday üretiminde, üretim girdilerinden kaynaklanan toplam sera gazı (GHG) emisyonlarının azaltılması da dahil olmak üzere, sulama yönetimi yoluyla buğday üretiminde enerji verimliliğini artırma ve çevresel etkiyi azaltma potansiyelini değerlendirmektir. Bu kapsamda gerekli olan üretim girdileri ve ürün verimine ilişkin veriler, 2018-2020 döneminde, Konya’da buğdayda tamamlayıcı sulama üzerine yürütülen tarla denemesinden elde edilmiştir. Bu bağlamda beş farklı sulama rejimi dikkate alınmış olup, bunlar: TTS, buğdayın üç kritik gelişme döneminde, 0-90 cm toprak katmanında eksilen nem miktarı kadar sulama; KTS-1, buğdayın üç kritik gelişme döneminde 90’ar mm su ile sulama; KTS-2, buğdayın üç kritik gelişme döneminde 70’er mm su ile sulama; KTS-3, buğdayın üç kritik gelişme döneminde 50’şer mm su ile sulama ve Y, yağışa dayalı konudur. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, en yüksek dane verimi (7918 kg ha- 1) ve enerji çıktısı (285857 MJ ha-1) TTS uygulamasında elde edilirken, en iyi enerji üretkenliği (0,935 kg MJ-1) ile enerji verimliliği oranı (12,46) ve en düşük çevre kirliliği (2272 kgCO2 eşd ha-1) KTS-3 rejimi altında gerçekleşmiştir. Çalışma kapsamındaki enerji verimliliği ve çevresel kirlilik analizi önemli bulgulara yol açmıştır. Konya gibi tarım arazisi çok, su kaynakları kısıtlı olan bölgelerde, birim alandan (1 ha) yüksek verimin elde edildiği tam sulama (TTS) yerine, aynı ürün miktarının KTS-2 altında 1,04 ha ve KTS-3 rejimi altında ise 1,09 ha’dan üretilebileceği görülmüştür. Bu yolla, ürün miktarında bir azalış olmadan, sulama suyunda %32,4 ile %49 arasında bir tasarruf sağlanırken, sera gazı emisyonu ise %10,3 ile %15,6 arasında azaltılabilecektir.
Afficher plus [+] Moins [-]Erzincan İli Kemaliye İlçesinde Arıcılık Faaliyetlerinin Mevcut Durumu ve Ekonomik Analizi Texte intégral
2025
Mehmet Alkaya | Serhan Candemir
Arıcılık kendine has özellikleri ile kırsal nüfus için iyi bir alternatif iş ve gelir kaynağıdır. Türkiye ekolojik olarak arıcılığa çok uygun bir doğaya sahip olmasına rağmen maalesef potansiyelinin çok azını kullanmaktadır. Bu çalışma, ekolojik yapısı bakımından arı yetiştiriciliğine uygun alanların fazlalığı, zengin bitki çeşitliğine sahip olması nedeni ile önemli bir konuma sahip olan Erzincan İli Kemaliye ilçesindeki arıcılık faaliyetlerinin mevcut durumunu değerlendirmek amacıyla yürütülmüştür. Bu kapsamda 2023 yılında Erzincan ili Kemaliye ilçesinde faaliyet gösteren 87 arı yetiştiricisi ile tam sayım yapılarak çalışmanın birincil verileri toplanmıştır. Anket çalışmasında 26 soru ile arıcıların demografik özelliklerinin yanı sıra, arıcılığın ekonomik analizi, arıcılık dışı faaliyetleri, üretilen arı ürünleri, bal verimleri, koloni sayıları, ana arı değişimi ile üretimi, hastalık ile zararlılarla mücadeleleri, gezginci arıcılık durumları, besleme şekil ile zamanları, koloni kayıpları, arıcılıkta karşılaştıkları önemli sorunları, pazarlama ve satış faaliyetleri gibi konular hakkında ayrıntılı veriler elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre Erzincan ili Kemaliye ilçesinde 1 kg bal maliyeti sabit arıcılarda 141,89 TL, göçer arıcılarda ise 107,20 TL olarak hesaplanmıştır. Kovan başına toplam maliyet sabit arıcılarda 1409,75 TL, göçer arıcılarda ise 1007,83 TL olduğu tespit edilmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Tuzlu-Sodyumlu Toprakların Islahı Sonrasında Çiftlik Gübresi İlavesinin Toprak Özellikleri ile Arpa Verimine Etkisi Texte intégral
2025
Serap Diler
Bu çalışma; ıslah sonrasında tuzlu - sodyumlu topraklara çiftlik gübresi uygulanmasının toprakların bazı önemli özellikleri ile arpa verimine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Hasat sonrası yapılan analizlerde çiftlik gübresi uygulanmış ve arpa yetiştirilmiş toprakların pH, CaCO3, değişebilir Na ve Ca, KDK, ESP, kütle ve tane yoğunluğunda azalma olduğu görülmüştür. Organik madde, porozite; agregat stabilitesi, hidrolik iletkenlik, tarla kapasitesi, solma noktası ve yarayışlı nem değerleri artmıştır. Gübre uygulamalarının pH değerinde düşüşe, organik madde miktarında önemli bir artışa ve EC değeri ise çok az bir artışa neden olduğu tespit edilmiştir. Uygulanan gübre dozunun artışıyla topraklardaki ESP değerlerinin önemli oranda azaldığı belirlenmiştir. Her iki gübre türünde de yüksek dozda gübre uygulamasının toprakların katyon değişim kapasitesi değerlerinde azalmaya, buna karşılık hidrolik iletkenlik, porozite, agregat stabilitesi ve toprağın su tutma kapasitesi değerlerinde artış görülmüştür. Islahtan sonrası gübre uygulanmış topraklarda yetiştirilen arpa bitkisinin 1000 dane ağırlığı, birim alan başına çıkış yapan bitki sayısı ve boyu, başaktaki dane sayısı ve ham protein miktarlarında özellikle yüksek gübre dozlarında iyileşme olmuştur.
Afficher plus [+] Moins [-]Vegan Cheese versus Regular Cheese: A Nutritional and Cytotoxic Assessment Texte intégral
2025
Sermin Durak | Ayşe Nur Demirci | Aleyna Çavdar | Yasemin Yılmazer | Serap Andaç | İsmail Hakkı Tekiner
Consumers are shifting to a plant-based lifestyle worldwide as more sustainable and healthier alternatives. However, despite the increasing popularity of plant-based vegan products, scientific evidence on their nutritional quality and health effects is still lacking. This study assessed the nutritional and cytotoxic characteristics of the vegan and regular cheese varieties sold in the retail markets in Istanbul, Türkiye in terms of total protein content, amino acid profile, vitamin B, calcium, and in vitro cytotoxicity using Kjeldahl, LC-MS/MS, HLPC, ICP-MS, and in vitro MTS assay, respectively. Our findings showed that the protein content in the regular cheese varieties was 20.7%, while it was 13.3% in vegan tofu only. The ratio between essential and non-essential amino acids in the regular and vegan tofu cheeses was 36.0/64.0 and 38.0/62.0, respectively. Vitamins B6, B9, and B12 were detected in none of the varieties, and calcium levels were found to be 568.1 in the regular cheeses and 17.8 mg/100 g in the vegan cheeses. Besides, in vitro, MTS assay demonstrated that regular cheese Roquefort and vegan varieties significantly decreased the cell viability of the HTC-116 human colon cancer cell line. Overall, the current research highlights the need for a comprehensive evaluation of the vegan cheese types better to understand their nutritional, pre- and clinical toxicity, and bioavailability characteristics in a dose and time-dependent manner using advanced techniques and improving the nutritional quality of vegan products remains a challenge for the food industry.
Afficher plus [+] Moins [-]Optimizing Artificial Shading for Microclimate, Yield, Leaf Nutrient and Economic Benefits in Sinceri (V. vinifera L.) Grape Cultivation Texte intégral
2025
Tuba Uzun Bayraktar | Önder Volkan Bayraktar | Mehmet Solak
This study was conducted on the Sinceri grape cultivar grown for both table and raisin (drying) purposes, in the 2021 growing season in Siirt/Türkiye. The primary objective was to create a microclimate within the vine canopy by installing net covers with different shading rates (35%, 55%, and 75%) during the veraison period, thereby delaying the harvest and obtaining high-quality, high-yield grapes. Regarding phenological development, the period between full bloom and harvest was the shortest under the 55% shading treatment, which also recorded the lowest mean temperature (28.54 °C) and the lowest Effective Heat Summation (EHS) value (1965.70 dd). The highest mean temperature (26.28 °C) was observed under the 75% shading treatment, while the highest EHS value (2401.05 dd) was recorded under the 35% shading treatment. In terms of yield compared to the control, the 35% shading treatment provided a 21.75% increase, the 55% treatment yielded a 57.44% increase, and the 75% treatment led to a 37.45% increase. Furthermore, it was determined that all shading treatments increased the macro- and micronutrient contents in grapevine leaves. Economic analyses for the Sinceri grape cultivar revealed that the shading treatments had a statistically significant effect on yield. In conclusion, the net cover with a 55% shading rate proved to be the most effective treatment.
Afficher plus [+] Moins [-]Phenotypic and Molecular Characterization of Streptomyces enissocaesilis and Streptomyces caviscabies Induced Potato Common Scab in Egypt. Texte intégral
2025
Eihab Mohamed Taha | Omnia Ahmed Abd El-Hafez
Potato common scab incited by pathogenic Streptomyces spp. is a significant soil-borne disease leading to serious economic losses in potato tubers worldwide. However, there is limited information available in Egypt regarding the pathogenicity, prevalence, and variety of Streptomyces spp. inciting common scab. Therefore, this study aims to clarify the aspects of identifying and characterizing Streptomyces spp. obtained from scabby tubers as well as to evaluate their pathogenicity. In the present investigation, nine isolates of Streptomyces spp. were obtained from various scab lesion symptoms. Of these, the Ag2 and Man strains exhibited pathogenic traits. The pathogenicity assays demonstrated that the strains induced necrotic lesions on tuber slices and abnormal growth of radish seedlings. In potato pot trail, The Ag2 isolates caused deep-pitted lesions with a disease index of 73.30%. Additionally, tubers inoculated with the Man isolate exhibited visible brown raised lesions, resulting in a disease index of 63.97%. Subsequently, the strains were characterized based on morphological, physiological, biochemical and phylogenetic levels. Phylogenetic tree derived from 16S rRNA gene sequences revealed that Ag2 and Man strains share 100% sequence similarity with Streptomyces caviscabies ATCC 51928 and Streptomyces enissocaesilis NRRL B-16365, respectively. The results of this study demonstrate that S. caviscabies and S. enissocaesilis are capable of causing CS disease in potatoes and may pose a potential threat to potato cultivation in Egypt.
Afficher plus [+] Moins [-]Denizli (Tavas) Badem (Prunus amygdalus L.) Genotiplerinin Morfolojik ve Pomolojik Karakterlerinin Belirlenmesi Texte intégral
2025
Levent Kırca
Bu çalışmada, Denizli ili Tavas ilçesinde doğal olarak yetişen 38 badem genotipinin pomolojik ve kolorimetrik özellikleri incelenmiştir. İncelenen genotiplerde meyve ağırlığı 3,00-6,87 g, iç ağırlığı 0,26-1,98 g ve iç oranı %13,26-43,30 arasında değişim göstermiştir. Meyve boyutları açısından en yüksek varyasyon katsayısı uzunlukta (%18,70), en düşük ise kalınlıkta (%7,55) belirlenmiştir. Renk parametrelerinde L* değeri 36,51-55,90, a* değeri 10,11-15,23, b* değeri 26,16-39,93 arasında değişmiştir. Hiyerarşik kümeleme analizinde genotipler iki ana küme altında gruplandırılmış olup, genetik mesafe 1,21-10,05 arasında değişmiştir. Temel bileşenler analizinde (PCA) ilk beş bileşen toplam varyasyonun %68,84’ünü açıklamıştır. PC1 eksenine en yüksek katkıyı b* (0,433), meyve uzunluğu (0,389) ve iç uzunluğu (0,375) sağlarken, PC2 eksenine en yüksek katkıyı Chroma (0,429) ve iç genişliği (0,200) sağlamıştır. Çalışma sonucunda, incelenen popülasyonun önemli düzeyde genetik çeşitlilik gösterdiği ve özellikle 1, 5, 9 ve 17 numaralı genotiplerin ıslah çalışmaları için değerli genetik kaynaklar olabileceği belirlenmiştir.
Afficher plus [+] Moins [-]Investigation of Regeneration in Colchicum soboliferum via Somatic Embryogenesis Method Texte intégral
2025
Aslihan Ağar Özkaya | Senem Uğur | Yeşim Yalçın Mendi | Şamil Özdemir
In this study, the regeneration of the Colchicum soboliferum species, one of the medicinal aromatic plants growing naturally in Türkiye, was examined by the somatic embryogenesis method. Within the scope of experiments on somatic embryogenesis, corms of the Colchicum soboliferum species were used as explant source. 16 media containing 2,4-Dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) (0, 0.5, 1, 2 mg.L⁻¹), Benzyl adenine (BA) (0, 0.1, 0.5 mg.L⁻¹), and 2-Isopentenyladenine (2IP) (0, 0.1, 0.5 mg.L⁻¹) as plant growth regulators were used in this regeneration research. Different ratios and combinations of Murashige ve Skoog (MS) media were tested. In the applications, the highest embryogenic callus formation was observed with a rate of 60% in Murashige ve Skoog (MS) media containing 0.5 mg.L⁻¹ 2,4-Dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) + 0.1 mg.L⁻¹ 2-Isopentenyladenine (2IP). The highest embryo formation, with a rate of 48.33%, was obtained in MS media containing 2 mg.L⁻¹ 2,4-Dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) + 0.5 mg.L⁻¹ Benzyl adenine (BA) and 2 mg.L⁻¹ 2,4-Dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D) + 0.1 mg.L⁻¹ 2-Isopentenyladenine (2IP). No growth was observed in the control application that did not contain plant growth regulators.
Afficher plus [+] Moins [-]