Уточнить поиск
Результаты 1-10 из 18
Anadolu-T Etlik Piliç Ebeveyn Hattının Elde Edilmesinde Kullanılan Saf Hatların Canlı Ağırlık ve Yumurta Verim Değişimleri Полный текст
2024
Emrah Oğuzhan | Musa Sarıca
Türkiye’de etlik piliç ebeveyn ıslah çalışmaları 2015 yılında saf hatlar kullanılarak yeniden başlatılmıştır. Bu çalışmalarda A1 ve A2 ana hatları ile B1 ve B2 baba hatlarında seleksiyon ve melezleme çalışmaları ile ebeveyn üretimi gerçekleştirilmiştir. Ebeveyn ve hibritlerin verim özelliklerinin ortaya koyulmasıyla, materyal 2020 yılında “Anadolu-T” ismi ile tescil edilmiştir. Saf hatlarda 2016 yılında uygulanan ıslah programına göre büyütme döneminde; canlı ağırlık (CA), canlı ağırlık artışı (CAA), 49-63 günlük yemden yararlanma oranı (YYO), 49. gün göğüs alanı (GA) ile kanat tüylenme hızına ait kalıtımın korunması gibi özelliklere göre seleksiyon yapılmıştır. Yumurtlama döneminde ise; ana hatlarında yumurta verimi (YV), baba hatlarında ise döllülük oranı yönünden seleksiyona devam edilmiştir. Böylece farklı özelliklere sahip saf hatların hem ticari damızlık hem de ticari etlik piliç performansları geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada, uygulanan ıslah programına göre 2017-2022 yılları arasında saf hatlardan elde edilen bazı veriler değerlendirilmiştir. 40 haftalık yaşta üretilen kuluçkalık yumurta veriminin kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmüştür. Hem ana hem de baba hatlarında CA, YYO ve GA gibi özelliklerde saf hatlarda ilerleme sağlandığı görülmektedir. Ticari firmalardan damızlık satın alarak üretim yapan Türkiye açısından, mevcut saf hatlar önemli bir kapasite sağlayacak düzeydedir. Uygun çoğaltma ve dağıtımla ülkemiz etlik piliç damızlık ihtiyacının %10-15’inin bu materyalle karşılanması mümkündür. Özel sektör ile yapılan paylaşımda damızlıkların verim özellikleri kabul edilebilir düzeyde bulunmuş, 5 haftalık etlik piliç performansları da ticari etlik piliçlerle benzerlik göstermiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Tokat İlinde Yetiştirilen Kıl Keçilerinde Döl Verimi ve Çeşitli Dönemlerdeki Canlı Ağırlıkların Belirlenmesi Полный текст
2023
Emre Şirin
Bu çalışmada yetiştirici sürülerinde verim kayıtlarının tutulması, bu kayıtların değerlendirilmesi ile canlı ağırlık ve döl veriminin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Yıllara göre (2017-2021) değişmekle birlikte toplam 6300 baş sayısını geçmeyecek hayvan materyali ile çalışılmıştır. Sürülerde doğum ağırlıkları ve sütten kesim (90.gün) ağırlıkları kayıt altına alınmıştır. Doğum ağırlığı 5 yıllık süreçte ortalama 2.69 kg olarak gerçekleşmiştir. Yıllar itibari ile doğum ağırlığı sırasıyla 2,99, 2,71, 2,61, 2,76 ve 2,69 kg olarak tespit edilmiştir. Doğum ağırlığı ortalamaları, yıl, ana yaşı, doğum şekli ve cinsiyete göre değişkenlik göstermektedir (P<0,01). Sütten kesim ağırlığı ortalaması ise 20.91 kg olarak tespit edilmiştir. Sütten kesim ağırlığı ortalamaları da yıl, ana yaşı, doğum şekli ve cinsiyete göre değişkenlik göstermektedir (P<0,01). Kuzulama oranı ortalama %86 olarak tespit edilmiştir. Teke altı keçi başına doğan oğlak sayısı 0,83'dur. Doğuran keçi başına düşen oğlak sayısı yıllar itibari ile artış göstermiş ve ortalama 1,05 olarak gerçekleşmiştir. Kısırlık oranı ise %20 olarak tespit edilmiştir. Yaşama gücü ortalaması %93 olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak yıllar itibariyle sürülerde sütten kesim ağırlığı ve döl verimi bakımından iyileşmeler olduğu ortaya konulmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]Effect of Excess Dietary Methionine on the Performance of Laying Hens of Various Live Body Weight Полный текст
2015
Şahin Çadırcı | Gonca Özmen Özbakır | Ayfer Bozkurt Kiraz
An experiment was conducted with laying hens to determine the effects of feeding excesses of methionine in a practical layer diet. One hundred and thirty two laying hens at 61 weeks of age were used for the experiment. Two body weight groups (light and heavy) and three levels of mehionine were assigned to six groups of laying hen in a 2x3 factorial design. The diets were a 16.5% crude protein corn and soybean meal positive control diet (0.33% methionine), and this diet fortified with 1.00% additional DL-Methionine or 1.50% additional DL-Methionine. The diets were fed ad libitum to the hens for 10 consecutive weeks of production. For the total production period, body weight gain, hen-day egg production, egg weight, egg mass, daily feed intake and feed conversion ratio were not significantly different among any of the treatments in the two body weight groups (P>0.05). The study indicated that considerable tolerance exists in laying hens for individual excesses of the DL-Methionine commonly used as supplement in poultry diets.
Показать больше [+] Меньше [-]Farklı Canlı Ağırlığa Sahip Yumurtacı Tavuklara Tüy Dökümü Sırasında Uygulanan Döngüsel Yüksek Sıcaklığın İkinci Yumurtlama Dönemi Performansı, Bazı Organ Ağırlıkları ve Bacak Kemiği Özellikleri Üzerine Etkisi Полный текст
2025
Mustafa Akşit | İhsan Bülent Helva
Bu çalışma, aç bırakılmadan kırılmış arpa tüketimine dayalı tüy dökümü uygulamasında, farklı sıcaklık ve canlı ağırlıkların yumurta tavuklarının performansı, yumurta kalitesi, bazı organ ağırlıkları ve bacak kemiği özellikleri üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Çalışmada, zenginleştirilmiş kafeslerde yetiştirilen 80 haftalık yaşta 288 adet kahverengi yumurtacı tavuk (Lohmann Brown-Classic) kullanılmıştır. Tavuklar tüy dökümü öncesi canlı ağırlık (hafif, orta ve ağır) ve sıcaklık (kontrol ve döngüsel sıcaklık) gruplarına ayrılmıştır. Tüy dökümü döneminde, tavuklar kontrol grubunda 21-22°C'de, döngüsel sıcaklık grubunda ise günlük 10:00-18:00 saatleri arasında 32°C'de ve 18:00-10:00 saatleri arasında 21-22°C'de tutulmuştur. Tüy dökümü programı gruplardaki tavukların 35 günde canlı ağırlıklarının %25'ini kaybetmesini sağlamış ve bu dönemde tavuk ölümü olmamıştır. Tavukların tüy dökümü sonrası performansları perdeli bir kümeste üç ay bahar ve bir ay yaz mevsimi koşullarında incelenmiştir. Tüy dökümü periyodundaki döngüsel yüksek sıcaklık uygulaması, verim dönemi performansını etkilememiş, ancak yumurtaların kırılma direnci, Haugh birimi ve ak indeksini iyileştirmiştir. Ayrıca, canlı ağırlığı yüksek tavuklarda, tüy dökümü sonrası dönemde yumurta ağırlığı, tibia ağırlığı, uzunluğu, genişliği, kırılma direnci ile femurun ağırlığını ve kırılma direncini artmıştır. Yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yemden yararlanma oranı ve yumurta kalite özellikleri tüy dökümü sonrası dönemde, tüy dökümü öncesine göre önemli ölçüde iyileşmiştir. Tüy dökümü döneminde tavuklarda, dalak ağırlığı artarken, yumurtalık, yumurta kanalı ve karaciğer ağırlıkları önemli ölçüde azalmıştır. Tüy dökümü döneminde uygulanan döngüsel yüksek sıcaklığın ikinci verim döneminde bazı yumurta kalite özelliklerini olumlu etkilediği ortaya çıkmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]Farklı Canlı Ağırlığa Sahip Yumurtacı Tavuklara Tüy Dökümü Sırasında Uygulanan Döngüsel Yüksek Sıcaklığın İkinci Yumurtlama Dönemi Performansı, Bazı Organ Ağırlıkları ve Bacak Kemiği Özellikleri Üzerine Etkisi Полный текст
2025
Mustafa Akşit | İhsan Bülent Helva
Bu çalışma, aç bırakılmadan kırılmış arpa tüketimine dayalı tüy dökümü uygulamasında, farklı sıcaklık ve canlı ağırlıkların yumurta tavuklarının performansı, yumurta kalitesi, bazı organ ağırlıkları ve bacak kemiği özellikleri üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Çalışmada, zenginleştirilmiş kafeslerde yetiştirilen 80 haftalık yaşta 288 adet kahverengi yumurtacı tavuk (Lohmann Brown-Classic) kullanılmıştır. Tavuklar tüy dökümü öncesi canlı ağırlık (hafif, orta ve ağır) ve sıcaklık (kontrol ve döngüsel sıcaklık) gruplarına ayrılmıştır. Tüy dökümü döneminde, tavuklar kontrol grubunda 21-22°C'de, döngüsel sıcaklık grubunda ise günlük 10:00-18:00 saatleri arasında 32°C'de ve 18:00-10:00 saatleri arasında 21-22°C'de tutulmuştur. Tüy dökümü programı gruplardaki tavukların 35 günde canlı ağırlıklarının %25'ini kaybetmesini sağlamış ve bu dönemde tavuk ölümü olmamıştır. Tavukların tüy dökümü sonrası performansları perdeli bir kümeste üç ay bahar ve bir ay yaz mevsimi koşullarında incelenmiştir. Tüy dökümü periyodundaki döngüsel yüksek sıcaklık uygulaması, verim dönemi performansını etkilememiş, ancak yumurtaların kırılma direnci, Haugh birimi ve ak indeksini iyileştirmiştir. Ayrıca, canlı ağırlığı yüksek tavuklarda, tüy dökümü sonrası dönemde yumurta ağırlığı, tibia ağırlığı, uzunluğu, genişliği, kırılma direnci ile femurun ağırlığını ve kırılma direncini artmıştır. Yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yemden yararlanma oranı ve yumurta kalite özellikleri tüy dökümü sonrası dönemde, tüy dökümü öncesine göre önemli ölçüde iyileşmiştir. Tüy dökümü döneminde tavuklarda, dalak ağırlığı artarken, yumurtalık, yumurta kanalı ve karaciğer ağırlıkları önemli ölçüde azalmıştır. Tüy dökümü döneminde uygulanan döngüsel yüksek sıcaklığın ikinci verim döneminde bazı yumurta kalite özelliklerini olumlu etkilediği ortaya çıkmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]Zenginleştirilmiş Çevre Şartlarının Beç Tavuklarında Performans, Davranış, Kesim, Karkas ve Et Kalite Özelliklerine Etkisi Полный текст
2024
Murat Karataş | Mehmet Akif Boz
Bu çalışmada beç tavuklarına kapalı yetiştirme şartlarında uygulanan çevresel zenginleştirmenin besi performansı, kesim ve et kalite özellikleri ile bazı davranış özelliklerine etkilerinin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Çalışma, Yozgat Bozok Üniversitesi BOZOKTUAM Yerköy Hayvancılık işletmesinde yürütülmüş olup, hayvan materyalini 200 adet günlük yaşta beç tavuğu oluşturmuştur. Bu çalışmada, çevresel zenginleştirme uygulanan ve uygulanmayan iki farklı muamele grubu oluşturulmuştur. Beç tavukları her iki muamele grubunda da 5 tekerrürlü olarak altlıklı yer sisteminde yetiştirilmiştir. Çevresel zenginleştirme grubunda tüneme tahtaları, taş materyalleri ve yeşillik yemliği objeleri yer almıştır. Beç tavukları kuluçkadan çıkıştan sonra muamele gruplarına rastgele dağıtılmış ve 13 haftalık kesim yaşına kadar aynı kümes ortamında büyütülmüştür. Çevresel zenginleştirme uygulanan grupta daha düşük kesim ağırlığı gerçekleşmiş ve yemden yararlanma oranı 10 ve 12 haftalık yaşta kontrol grubunda daha iyi bulunmuştur. Kesim ağırlığı ve sıcak karkas ağırlığı çevresel zenginleştirme uygulanan grupta daha düşük bulunmuştur. Çevresel zenginleştirme uygulanan beç tavuklarında daha yüksek eşinme, koşma, yem yeme ve su içme, kabarma ve kanat çırpma ile tüy temizleme davranışı gözlenmiştir. Tüy gagalama davranışı ve yatma davranışı ise çevresel zenginleştirme uygulanmayan (kontrol grubu) beç tavuklarında daha yüksek bulunmuştur. Bu çalışma kapalı ortamda yetiştirilen beç tavuklarında çevresel zenginleştirme uygulamalarının genel performans, karkas ve et kalite özelliklerinde önemli bir değişime neden olmadan doğal davranışların sergilenme düzeyini artırarak daha yüksek bir refaha katkı sağlayabileceğini ortaya koymuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]Anadolu-T Etlik Piliç Ebeveyn Hattının Elde Edilmesinde Kullanılan Saf Hatların Canlı Ağırlık ve Yumurta Verim Değişimleri Полный текст
2024
Emrah Oğuzhan | Musa Sarıca
Türkiye’de etlik piliç ebeveyn ıslah çalışmaları 2015 yılında saf hatlar kullanılarak yeniden başlatılmıştır. Bu çalışmalarda A1 ve A2 ana hatları ile B1 ve B2 baba hatlarında seleksiyon ve melezleme çalışmaları ile ebeveyn üretimi gerçekleştirilmiştir. Ebeveyn ve hibritlerin verim özelliklerinin ortaya koyulmasıyla, materyal 2020 yılında “Anadolu-T” ismi ile tescil edilmiştir. Saf hatlarda 2016 yılında uygulanan ıslah programına göre büyütme döneminde; canlı ağırlık (CA), canlı ağırlık artışı (CAA), 49-63 günlük yemden yararlanma oranı (YYO), 49. gün göğüs alanı (GA) ile kanat tüylenme hızına ait kalıtımın korunması gibi özelliklere göre seleksiyon yapılmıştır. Yumurtlama döneminde ise; ana hatlarında yumurta verimi (YV), baba hatlarında ise döllülük oranı yönünden seleksiyona devam edilmiştir. Böylece farklı özelliklere sahip saf hatların hem ticari damızlık hem de ticari etlik piliç performansları geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada, uygulanan ıslah programına göre 2017-2022 yılları arasında saf hatlardan elde edilen bazı veriler değerlendirilmiştir. 40 haftalık yaşta üretilen kuluçkalık yumurta veriminin kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmüştür. Hem ana hem de baba hatlarında CA, YYO ve GA gibi özelliklerde saf hatlarda ilerleme sağlandığı görülmektedir. Ticari firmalardan damızlık satın alarak üretim yapan Türkiye açısından, mevcut saf hatlar önemli bir kapasite sağlayacak düzeydedir. Uygun çoğaltma ve dağıtımla ülkemiz etlik piliç damızlık ihtiyacının %10-15’inin bu materyalle karşılanması mümkündür. Özel sektör ile yapılan paylaşımda damızlıkların verim özellikleri kabul edilebilir düzeyde bulunmuş, 5 haftalık etlik piliç performansları da ticari etlik piliçlerle benzerlik göstermiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Tokat İlinde Yetiştirilen Kıl Keçilerinde Döl Verimi ve Çeşitli Dönemlerdeki Canlı Ağırlıkların Belirlenmesi Полный текст
2023
Emre Şirin
Bu çalışmada yetiştirici sürülerinde verim kayıtlarının tutulması, bu kayıtların değerlendirilmesi ile canlı ağırlık ve döl veriminin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Yıllara göre (2017-2021) değişmekle birlikte toplam 6300 baş sayısını geçmeyecek hayvan materyali ile çalışılmıştır. Sürülerde doğum ağırlıkları ve sütten kesim (90.gün) ağırlıkları kayıt altına alınmıştır. Doğum ağırlığı 5 yıllık süreçte ortalama 2.69 kg olarak gerçekleşmiştir. Yıllar itibari ile doğum ağırlığı sırasıyla 2,99, 2,71, 2,61, 2,76 ve 2,69 kg olarak tespit edilmiştir. Doğum ağırlığı ortalamaları, yıl, ana yaşı, doğum şekli ve cinsiyete göre değişkenlik göstermektedir (P<0,01). Sütten kesim ağırlığı ortalaması ise 20.91 kg olarak tespit edilmiştir. Sütten kesim ağırlığı ortalamaları da yıl, ana yaşı, doğum şekli ve cinsiyete göre değişkenlik göstermektedir (P<0,01). Kuzulama oranı ortalama %86 olarak tespit edilmiştir. Teke altı keçi başına doğan oğlak sayısı 0,83'dur. Doğuran keçi başına düşen oğlak sayısı yıllar itibari ile artış göstermiş ve ortalama 1,05 olarak gerçekleşmiştir. Kısırlık oranı ise %20 olarak tespit edilmiştir. Yaşama gücü ortalaması %93 olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak yıllar itibariyle sürülerde sütten kesim ağırlığı ve döl verimi bakımından iyileşmeler olduğu ortaya konulmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]Sütten Kesim Öncesi Dönemde Probiyotik Desteğinin Holstein Irkı Buzağıların Gelişme ve Sağlık Durumları Üzerine Etkileri Полный текст
2023
Hande Işıl Akbağ | Ömer Faruk Kuru | Türker Savaş
Doğum sonrası sütten kesime kadarki süreçte buzağılara probiyotik kullanımının buzağıların gelişme ve sağlık durumları üzerine olan etkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülen bu araştırmada 24 baş (20 baş dişi ve 4 baş erkek) Holstein ırkı buzağı doğum tarihi, cinsiyet ve doğum ağırlıkları dikkate alınarak kontrol grubu (KON, n=12) ve probiyotik grubu (PRO, n=12) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Çalışmada farklı mikroorganizma suşlarını (Enterecoccus spp, Lactobacillus spp. Pediococcus spp., ve Bacillus spp.) içeren ticari bir probiyotik kaynağı kullanılmış olup probiyotik grubundaki buzağılara süt ikame yemi (SİY) ile birlikte sabah öğününde 20 ml/gün baş düzeyinde verilmiştir. Buzağılar doğumu takiben bireysel kulübelere alınmış ve ilk 3 gün boyunca günde 4 L/gün ağız sütü, tükettikten sonra 4-17. günlerde 6L/gün, 18-45. günlerde 9L/gün, 46-55. günlerde 6L/gün ve 55. günden sütten kesime kadar 3L/gün SİY tüketmişlerdir (150 g toz/1L). Buzağılara 4. günden itibaren sütten kesime kadar serbest düzeyde buzağı başlangıç yemi ve su verilmiştir. PRO buzağılara 4. günden sütten kesime kadar ki süreçte sabah öğününde verilen SİY içerisine 20 ml probiyotik ilave edilmiştir. Çalışmada yem tüketimi, ishal ve sağlık ile ilgili veriler günlük olarak takip edilmiş, canlı ağırlık verileri ise doğum, 4., 18., 46., 55. günlerde ve sütten kesimde ölçülerek kayıt edilmiştir. Çalışmada, KON ve PRO grubu buzağılarda ölçülen SİY ve başlangıç yemi tüketimleri ile günlük canlı ağırlık artışları (GCAA) ve sütten kesim sürelerinin benzer olduğu (P>0,05), buna karşın, PRO grubunda ishal görülme sıklığını %50 oranında, pnömoni görülme sıklığının ise %54 oranında azaldığı belirlenmiştir (P≤0,05). Sonuç olarak yenidoğan buzağılarda probiyotik tüketiminin performans üzerine herhangi bir etkisi olmazken sağlık üzerine olumlu etkilerinin olduğu belirlenmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Sütten Kesim Öncesi Dönemde Probiyotik Desteğinin Holstein Irkı Buzağıların Gelişme ve Sağlık Durumları Üzerine Etkileri Полный текст
2023
Hande Işıl Akbağ | Ömer Faruk Kuru | Türker Savaş
Sütten Kesim Öncesi Dönemde Probiyotik Desteğinin Holstein Irkı Buzağıların Gelişme ve Sağlık Durumları Üzerine Etkileri Полный текст
2023
Hande Işıl Akbağ | Ömer Faruk Kuru | Türker Savaş
Doğum sonrası sütten kesime kadarki süreçte buzağılara probiyotik kullanımının buzağıların gelişme ve sağlık durumları üzerine olan etkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülen bu araştırmada 24 baş (20 baş dişi ve 4 baş erkek) Holstein ırkı buzağı doğum tarihi, cinsiyet ve doğum ağırlıkları dikkate alınarak kontrol grubu (KON, n=12) ve probiyotik grubu (PRO, n=12) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Çalışmada farklı mikroorganizma suşlarını (Enterecoccus spp, Lactobacillus spp. Pediococcus spp., ve Bacillus spp.) içeren ticari bir probiyotik kaynağı kullanılmış olup probiyotik grubundaki buzağılara süt ikame yemi (SİY) ile birlikte sabah öğününde 20 ml/gün baş düzeyinde verilmiştir. Buzağılar doğumu takiben bireysel kulübelere alınmış ve ilk 3 gün boyunca günde 4 L/gün ağız sütü, tükettikten sonra 4-17. günlerde 6L/gün, 18-45. günlerde 9L/gün, 46-55. günlerde 6L/gün ve 55. günden sütten kesime kadar 3L/gün SİY tüketmişlerdir (150 g toz/1L). Buzağılara 4. günden itibaren sütten kesime kadar serbest düzeyde buzağı başlangıç yemi ve su verilmiştir. PRO buzağılara 4. günden sütten kesime kadar ki süreçte sabah öğününde verilen SİY içerisine 20 ml probiyotik ilave edilmiştir. Çalışmada yem tüketimi, ishal ve sağlık ile ilgili veriler günlük olarak takip edilmiş, canlı ağırlık verileri ise doğum, 4., 18., 46., 55. günlerde ve sütten kesimde ölçülerek kayıt edilmiştir. Çalışmada, KON ve PRO grubu buzağılarda ölçülen SİY ve başlangıç yemi tüketimleri ile günlük canlı ağırlık artışları (GCAA) ve sütten kesim sürelerinin benzer olduğu (P>0,05), buna karşın, PRO grubunda ishal görülme sıklığını %50 oranında, pnömoni görülme sıklığının ise %54 oranında azaldığı belirlenmiştir (P≤0,05). Sonuç olarak yenidoğan buzağılarda probiyotik tüketiminin performans üzerine herhangi bir etkisi olmazken sağlık üzerine olumlu etkilerinin olduğu belirlenmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]LAND USE CHANGES AND EFFECTS OF RAINFALL ON VEGETATION COVER IN TWO MEDITERRANEAN BASINS (MÁLAGA, SPAIN) Полный текст
2023
Triano Cornejo, Ana | Perez Gonzalez, Eugenia | Fernández Del Castillo, Tomás | Ruiz Sinoga, José
The western Mediterranean is an area particularly affected by the effects of climate change, which makes it a hotspot, and it is also an area where there is particular competition for land use, where subtropical crops coexist with traditional crops including vines, olives, and almond trees, and where there is growing demand for urban development and tourism. It is one of the most sensitive to the effects of climate change because of the markedly contrasting extreme events, including heat waves, torrential rains and drought. In this study we analysed changes in land use, torrential events and the effect of rainfall on vegetation cover and soils in two basins, the main objective being to analyse the evolution of land use and water erosion in recent decades. The two basins are similar but have different configurations and contrasting uses. One has steep slopes and is characterized by more typical Mediterranean crops, such as vineyards, while the other has been subject to clearing that has modified the steep slopes, and where there has been a change to more competitive crops, including subtropical crops. The results highlight the continuous increase of irrigated crops and urban areas and a gradual disappearance of rainfed crops, the occurrence between torrential events and the correlation between monthly rainfalls and vegetation cover.
Показать больше [+] Меньше [-]