Уточнить поиск
Результаты 1-10 из 14
Osmaniye Yöresinde Doğal Olarak Yetişen Defne (Laurus nobilis L.), Murt (Myrtus communis L.) Bitkilerinin Uçucu Yağ Oran ve Bileşenlerinin Belirlenmesi Полный текст
2022
Oğuzhan Koçer | Musa Türkmen | Yılmaz Eren
Tıbbi ve aromatik bitkiler, doğadan toplananlar ve yetiştirilenler olmak üzere iki gruba ayrılır. Doğadan toplanan tıbbi ve aromatik bitkiler, orman gibi doğal yerlerde kendiliğinden yetişen bitkilerdir. Akdeniz bölgesinde bulunan bu bitkilerden ikisi Laurus nobilis L. ve Myrtus communis L'dir. Bu çalışma, defne ağaçları ve mersin bitkilerinden elde edilen uçucu yağların oran ve bileşenlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Türkiye'nin Osmaniye ili florasında yoğun olarak yetişen bu bitkilerden elde edilen yapraklar endüstriyel uygulamalarda büyük damıtma kazanlarında (imbik) su buharı distilasyon yöntemi uygulanarak uçucu yağları elde edilmiştir. İmbik yöntemleriyle elde edilen uçucu yağ oranları defne bitkisinde %0,9-1,4 ve mersin bitkisinde %0,4-0,8 arasında gözlenmiştir. Uçucu yağ bileşenleri incelendiğinde defnenin ana bileşenleri α-pinene (%5,75), sabinen (%8,9), eucalyptol (%44,42) ve α-terpinyl asetat (%17,37) olarak belirlenmiş olup, mersin bitkisinin ana bileşenleri ise, α-pinene (%50,79), limonene (%4,08), eucalyptol (%31,66), α-terpineol (%5,57), α-terpinyl acetate (%2,37) olarak belirlenmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Osmaniye Yöresinde Doğal Olarak Yetişen Defne (Laurus nobilis L.), Murt (Myrtus communis L.) Bitkilerinin Uçucu Yağ Oran ve Bileşenlerinin Belirlenmesi Полный текст
2022
Oğuzhan Koçer | Musa Türkmen | Yılmaz Eren
Tıbbi ve aromatik bitkiler, doğadan toplananlar ve yetiştirilenler olmak üzere iki gruba ayrılır. Doğadan toplanan tıbbi ve aromatik bitkiler, orman gibi doğal yerlerde kendiliğinden yetişen bitkilerdir. Akdeniz bölgesinde bulunan bu bitkilerden ikisi Laurus nobilis L. ve Myrtus communis L'dir. Bu çalışma, defne ağaçları ve mersin bitkilerinden elde edilen uçucu yağların oran ve bileşenlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Türkiye'nin Osmaniye ili florasında yoğun olarak yetişen bu bitkilerden elde edilen yapraklar endüstriyel uygulamalarda büyük damıtma kazanlarında (imbik) su buharı distilasyon yöntemi uygulanarak uçucu yağları elde edilmiştir. İmbik yöntemleriyle elde edilen uçucu yağ oranları defne bitkisinde %0,9-1,4 ve mersin bitkisinde %0,4-0,8 arasında gözlenmiştir. Uçucu yağ bileşenleri incelendiğinde defnenin ana bileşenleri α-pinene (%5,75), sabinen (%8,9), eucalyptol (%44,42) ve α-terpinyl asetat (%17,37) olarak belirlenmiş olup, mersin bitkisinin ana bileşenleri ise, α-pinene (%50,79), limonene (%4,08), eucalyptol (%31,66), α-terpineol (%5,57), α-terpinyl acetate (%2,37) olarak belirlenmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Determination of the Chemical Composition, Antimicrobial Activity and Flavonoid Content of the Essential Oils of Cedrus libani and Pinus nigra subsp. pallasiana Полный текст
2020
Ayşe Nur Demirci | Nazan Çömlekçioğlu | Ashabil Aygan
Essential oil composition, antimicrobial activity and flavonoid contents of leaf-fruits of Cedrus libani and Pinus nigra subsp. pallasiana were determined with GC-MS, disc diffusion method and HPLC in three different period. When the essential oil composition of leaf and fruits of P. nigra ssp pallasiana collected in April, July and September, major components were α-pinene, β-pinene, limonene, β-caryophyllene ve germacrene-D. On the other hand, additionally to these contents, myrcene and α–terpineol were also detected in C. libani. According to HPLC analysis, rutin, quercetin, kaempferol, naringin and resveratrol flavonoids were detected in different proportions. While rutin (154.33 µg g-) and resveratrol (20.02 µg g-) has the highest ratio in C. libani, quercetin (9.65 µg g-) and naringin (9.31 µg g-) were detected in P. nigra subsp. pallasiana along with rutin (39.66 µg g-). According to the antimicrobial activity results the essential oils of C. libani obtained in April has produced higher activity than that of July and September. On the contrary, the essential oils from P. nigra subsp. pallasina have produced the best antimicrobial activity on September compared to April and July. As a result, C. libani and P. nigra subsp. pallasiana essential oils have a composition showing antimicrobial activity and their harvesting season should be determined for the best and effective content.
Показать больше [+] Меньше [-]Çukurova Ekolojik Koşullarında Lavender (Lavandula angustifolia Mill.) de Diurnal Varyabilitenin Bazı Verim ve Kalite Özelliklerine Etkisinin Belirlenmesi Полный текст
2019
Çiğdem Sönmez | Hülya Okkaoğlu
Lavandula angustifolia Mill. olarak adlandırılan Lavender, ilaç, kozmetik vb sanayi gibi farklı endüstri kollarında kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, lavantada farklı hasat saatlerinin verim, uçucu yağ ve uçucu yağ verimine etkilerini belirlemektir. Çalışma, tesadüf blokları deneme deseninde üç tekrarlamalı olarak Karaisalı/Adana ekolojik koşullarında yürütülmüştür. Çiçekli lavender bitkileri beş farklı zamanda saat sabah 8’de başlayarak iki saat aralıklarla hasat edilmiştir. Araştırmada 2014 ve 2015 yıllarında taze herba verimi, kuru herba verimi, drog çiçek verimi, uçucu yağ oranı ve uçucu yağ verimleri incelenmiştir. Hem drog çiçek verimi hem de uçucu yağ verimi bakımından benzer şekilde en yüksek ortalamalar sabah 8’de yapılan, en düşük ortalamalarda saat 14’de yapılan hasattan elde edilmiştir. İki yıllık araştırma sonuçlarına göre yüksek miktarda drog çiçek ve uçucu yağ verimleri elde etmek için sabahın erken saatlerinde hasadın yapılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]Effect of Harvest Times on Rhizoma Yield, Essential Oil Content and Composition in Iris germanica L. Species Полный текст
2019
Nimet Kara | Gökhan Gürbüzer
Research was conducted to examining the effects of harvest periods on root yield, essential oil content, resinoid content and essential oil composition of Iris species. Iris germanica field in Kuyucak town of Isparta which plant 3 years were constituted in 2016 year as three replications plots according to randomized block experimental design. Harvest was made in the middle each month from April to September (6 periods). Number of rhizomes weight, fresh rhizome yield, dry rhizome yield, essential oil ratio, resinoid ratio and composition in the Iris germanica were determined. In the study, differences between rhizome yield and examining characteristics of Iris germanica according to harvesting periods were statistically significant. Number of rhizomes varied between 3.27-6.47 per plant, rhizome weight 85.55-186.52 g per plant, fresh rhizome yield 972.8-1651.2 kg da-1, dry rhizome yield 212.33-457.50 kg da-1, essential oil and resinoid ratio of rhizome obtained after harvest 0.057-0.076%, 8.00-10.57% essential oil and resinoid ratio in stored rhizomes 0.10-0.14%, 6.95-10.45%, respectively. Rate of α-iron and ɣ-iron components that determine to qualities in essential oil of Iris rhizomes in after harvest varied between 16.1-27.7% and 23.4-50.8% and 29.4-31.2% and 55.2-59% in the essential oil stored rhizomes of Iris germanica, respectively.
Показать больше [+] Меньше [-]The Effect of Essential Oils on Staphylococcus aureus Полный текст
2014
Seda Ozdikmenli | Nukhet Nilüfer Zorba
Diseases caused by Staphylococcus aureus are widespread through the world in spite of developing technology. S. aureus is an important pathogen causing food intoxications besides hospital infections by its antibiotic resistant strains. Nowadays, there has been worldwide increasing concern on usage of natural products to control microorganisms. One of these natural products is essential oils. They are produced from plants especially from spices and composed of many components and volatiles. This review summarizes informative literature on essential oils and their mode of antimicrobial action. In addition, current knowledge on in vitro researches on antibacterial activity of essential oils and food applications to control S. aureus has been discussed.
Показать больше [+] Меньше [-]Mikrodalga Destekli Damıtma Sistemi Kullanılarak Anadolu Adaçayı (Salvia fruticosa MILL.) Bitkisinin Sap ve Yapraklarından Elde Edilen Uçucu Yağ Sonuçlarının Karşılaştırılması Полный текст
2024
Abdullah Genç | Habib Doğan
Mikrodalga Destekli Damıtma Sistemi Kullanılarak Anadolu Adaçayı (Salvia fruticosa MILL.) Bitkisinin Sap ve Yapraklarından Elde Edilen Uçucu Yağ Sonuçlarının Karşılaştırılması Полный текст
2024
Abdullah Genç | Habib Doğan
Bu çalışmada öncelikle endüstriyel boyutta bir damıtma sistemine mikrodalga desteğinin nasıl sağlanacağı noktasında benzetim çalışmaları yapılmış ve endüstriyel boyutta bir MDD sistemi tasarlanmıştır. Damıtma kazanına 4´3 adet magnetron yerleştirilerek mikrodalga desteği sağlanmıştır. Adaçayı bitkisinin testleri hem geleneksel hem de bu MDD sistemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, adaçayının sap ve yapraklarıyla birlikte damıtılması veya sadece yapraklarının damıtılarak elde edilen uçucu yağ sonuçları karşılaştırılmıştır. Damıtma sonucu elde edilen uçucu yağların kimyasal analizleri GC-MS cihazı ile yapılmış ve önerilen sistemin damıtma süreçlerine etkileri değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, herba kullanılan iki farklı durum için MDD sistemiyle elde edilen yağ verimi geleneksel sisteme göre %10 artmıştır. Herba ve yaprak ayrı ayrı MDD sistemi kullanılarak destile edilmiştir ve sadece yaprakların damıtılması durumunda verim artışı %100 den fazla olmaktadır. Kimyasal bileşenlerdeki değişimler detaylı olarak incelenmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Variabilidad genética de la yuca cultivada por pequeños agricultores de la región Caribe de Colombia Полный текст
2010
Alzate G, Adriana Mercedes(Centro Internacional de Agricultura Tropical CIAT) | Vallejo Cabrera, Franco Alirio(Universidad Nacional de Colombia Facultad de Ciencias Agropecuarias) | Ceballos Lascano, Hernán(Centro Internacional de Agricultura Tropical CIAT) | Pérez, Juan Carlos(Centro Internacional de Agricultura Tropical CIAT) | Fregene, Martín(3Product Development Manager at Donald Danforth Plant Science Center)
Usando la técnica de marcadores moleculares, tipo microsatélites, se evaluó la variabilidad genética de 717 genotipos de yuca Manihot esculenta Crantz colectados en fincas de pequeños agricultores de la región Caribe de Colombia, en los departamentos de Atlántico, Magdalena, Córdoba y Sucre. Mediante el Análisis de Correspondencia Múltiple (ACM) se establecieron seis grupos genéticamente diferentes, con un Gst bajo (0.18), lo cual indica que la variabilidad no se debe a diferencias entre los grupos sino a diferencias dentro de cada grupo. La diversidad genética encontrada fue alta (H T: 0.61692). | Using molecular microsatellites analysis, the genetic diversity of 717 cassava genotypes from small formers in the Caribbean region of Colombia was assessed. Six genetically distinct groups was established, with a low Gst (0.18), indicating that the variability was not due to differences between groups but within each group. The genetic diversity was high (Ht: 0.61692).
Показать больше [+] Меньше [-]Determination of the Chemical Composition, Antimicrobial Activity and Flavonoid Content of the Essential Oils of Cedrus libani and Pinus nigra subsp. pallasiana Полный текст
2020
Ayşe Nur Demirci | Nazan Çömlekçioğlu | Ashabil Aygan
Essential oil composition, antimicrobial activity and flavonoid contents of leaf-fruits of Cedrus libani and Pinus nigra subsp. pallasiana were determined with GC-MS, disc diffusion method and HPLC in three different period. When the essential oil composition of leaf and fruits of P. nigra ssp pallasiana collected in April, July and September, major components were α-pinene, β-pinene, limonene, β-caryophyllene ve germacrene-D. On the other hand, additionally to these contents, myrcene and α–terpineol were also detected in C. libani. According to HPLC analysis, rutin, quercetin, kaempferol, naringin and resveratrol flavonoids were detected in different proportions. While rutin (154.33 µg g-) and resveratrol (20.02 µg g-) has the highest ratio in C. libani, quercetin (9.65 µg g-) and naringin (9.31 µg g-) were detected in P. nigra subsp. pallasiana along with rutin (39.66 µg g-). According to the antimicrobial activity results the essential oils of C. libani obtained in April has produced higher activity than that of July and September. On the contrary, the essential oils from P. nigra subsp. pallasina have produced the best antimicrobial activity on September compared to April and July. As a result, C. libani and P. nigra subsp. pallasiana essential oils have a composition showing antimicrobial activity and their harvesting season should be determined for the best and effective content.
Показать больше [+] Меньше [-]Tohumluk Patates (Solanum tuberosum L.) Yumrularına Uçucu Yağ Uygulamalarının Sürgün ve Kök Gelişimine Etkileri Полный текст
2019
Arif Şanlı | Yeşim Cirit | Bekir Tosun
Bu çalışma tohumluk patates yumrularına uygulanan bazı uçucu yağların patateste sürgün gücü ve kök gelişimine etkilerinin belirlenmesi amacıyla 2016 yılında yürütülmüştür. Çalışmada Agria çeşidine ait dormant durumdaki tohumluk yumrular farklı konsantrasyonlarda (150, 300, 450 ve 600 ppm) İzmir kekiği (Origanum onites L.), biberiye (Rosmarinus officinalis L.), dereotu (Anethum graveolens L.), kimyon (Cuminum cyminum L.), rezene (Foeniculum vulgare L.), adaçayı (Salvia officinalis L.) ve çörtük otu (Echinophora tenuifolia L. subsp. sibthorpiana (Guss.)) uçucu yağları ile muamele edilerek kontrollü şartlardaki tohum yataklarına dikilmiştir. Araştırmada dormansi süresi, sürgün uzunluğu, sürgün sayısı, sürgün çapı, sürgün ağırlığı, kök uzunluğu ve kök ağırlığı parametreleri incelenmiştir. Uçucu yağların sürgün gelişimine etkileri değişken olmuş adaçayı, biberiye, dereotu ve çörtük yağları sürgün gelişimini teşvik ederken, İzmir kekiği ve kimyon yağı uygulamaları kök gelişimi üzerine diğer uygulamalardan daha etkili olmuştur. Genel olarak yüksek dozda yapılan uygulamalar sürgün gelişimi olumsuz yönde etkilerken, kök gelişimini teşvik etmiştir. Çalışmada, tohumluk yumrulara dikim öncesi uçucu yağ uygulamalarının sürgün ve kök gelişimini olumlu yönde etkilediği ve bu uygulamaların arazi şartlarında yapılması ile daha sağlıklı ve güçlü bitki tesisi kurulabileceği sonucuna varılmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]Tohumluk Patates (Solanum tuberosum L.) Yumrularına Uçucu Yağ Uygulamalarının Sürgün ve Kök Gelişimine Etkileri Полный текст
2019
Arif Şanlı | Yeşim Cirit | Bekir Tosun
Bu çalışma tohumluk patates yumrularına uygulanan bazı uçucu yağların patateste sürgün gücü ve kök gelişimine etkilerinin belirlenmesi amacıyla 2016 yılında yürütülmüştür. Çalışmada Agria çeşidine ait dormant durumdaki tohumluk yumrular farklı konsantrasyonlarda (150, 300, 450 ve 600 ppm) İzmir kekiği (Origanum onites L.), biberiye (Rosmarinus officinalis L.), dereotu (Anethum graveolens L.), kimyon (Cuminum cyminum L.), rezene (Foeniculum vulgare L.), adaçayı (Salvia officinalis L.) ve çörtük otu (Echinophora tenuifolia L. subsp. sibthorpiana (Guss.)) uçucu yağları ile muamele edilerek kontrollü şartlardaki tohum yataklarına dikilmiştir. Araştırmada dormansi süresi, sürgün uzunluğu, sürgün sayısı, sürgün çapı, sürgün ağırlığı, kök uzunluğu ve kök ağırlığı parametreleri incelenmiştir. Uçucu yağların sürgün gelişimine etkileri değişken olmuş adaçayı, biberiye, dereotu ve çörtük yağları sürgün gelişimini teşvik ederken, İzmir kekiği ve kimyon yağı uygulamaları kök gelişimi üzerine diğer uygulamalardan daha etkili olmuştur. Genel olarak yüksek dozda yapılan uygulamalar sürgün gelişimi olumsuz yönde etkilerken, kök gelişimini teşvik etmiştir. Çalışmada, tohumluk yumrulara dikim öncesi uçucu yağ uygulamalarının sürgün ve kök gelişimini olumlu yönde etkilediği ve bu uygulamaların arazi şartlarında yapılması ile daha sağlıklı ve güçlü bitki tesisi kurulabileceği sonucuna varılmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]