Уточнить поиск
Результаты 251-260 из 426
Bazı Model Toz Gıdaların Akışkanlığına ve Sıkıştırılabilirliğine Partikül Boyutunun Etkisinin PFT Toz Akışı Test Cihazı Kullanılarak Belirlenmesi Полный текст
2018
Ertan Ermiş | Rabia Güneş | İnci Zent
Toz gıdaların üretiminde akış davranışlarının belirlenmesi teknolojik uygulamalar açısından oldukça önemlidir. Toz akış davranışı verilerinin kullanıldığı bir uygulama, depo ünitesi dizaynıdır. Toz gıdaların akış davranışları partikül boyutu, dağılımı, parçacık şekli, parçacıkların kimyasal bileşimi, nem ve sıcaklık gibi parametrelere bağlı olduğundan bu parametrelerin belirlenmesi gereklidir. Bu amaçla kaya tuzu ve sofra şekeri tozlarının farklı partikül boyutlarındaki akış davranışları PFT Toz Akış Test Cihazı kullanılarak belirlenmiştir. Böylece tozların akış fonksiyonu, yığın kütle yoğunluğu ve sıkıştırılabilirlik özelliklerinin partikül boyutuna göre değişimi incelenmiştir. Kaya tuzu ve sofra şekeri örnekleri öğütme ve eleme işlemlerinden geçirilerek tuzdan 5 farklı fraksiyon, şekerden ise 7 farklı fraksiyon elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre partikül boyutu büyüdükçe akışkanlığın kolaylaştığı, yoğunluğun arttığı, sıkıştırılabilirliğin ise azaldığı tespit edilmiştir. Bu parametrelerin önemli derecede değişim gösterdiği eşik partikül boyut değerinin 100-200 µm boyut aralığı olduğu tespit edilmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Organik Olarak Üretilen Yumurtaların Bazı Besinsel ve Duyusal Özelliklerinin İyileştirilme Olanakları Полный текст
2018
Musa Karaalp | Hacer Kaya | Vecihi Aksakal
Organik olarak üretilen tavuk yumurtasının daha fazla besleyicilik ve duyusal özelliklere sahip olmasının yanı sıra sağlığa zararlı herhangi bir madde içermemesi, tüketicinin öncelikli beklentilerindendir. Araştırmalar, beklenenin aksine; kafes yumurtaları ile organik yumurtaların kuru madde, lipit ve yağ asitleri arasında önemli bir farklılık bulunmadığını göstermektedir. Organik yumurtanın kafes yumurtasına göre yaklaşık iki kat fiyata satılmasının sadece psikolojik ve etik motivasyon taşıdığı bildirilmektedir. Avrupa Birliği Konseyi organik yumurta üretiminde tavukların bazal rasyonun yanı sıra yeşil kaba yem materyallerine erişimini de gerekli görmektedir. Ancak bu erişimin sağlanması durumunda, organik olarak üretilen yumurta tüketici beklentilerine karşılık verebilir. Araştırmalar ülkemiz Organik Tarım Kanuna göre tavuk başına ayrılan 4 m2’lik gezinti alanının bu talepleri karşılamada yeterli olmadığını göstermektedir. Bu durum tavuklara ayrılan gezinti alanının çeşitli yem bitkileri ile rotasyona uygun olarak ekili olmasını sağlayacak şekilde artırılmasını veya gezinti alanına dışarıdan ilave yeşil kaba yem materyallerinin getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Böylece fonksiyonel gıda özelliği olan bir ürün elde etmenin yanı sıra gagalama ve kanibalizmin azalarak hayvan refahının arttığı bir üretim tarzına ulaşılmış olacaktır. Bu derlemede organik yumurta üretiminde başta karotenoidler olmak üzere yağ asitleri gibi kimyasal içeriklerin artırılması ile renk, koku ve tat gibi duyusal özelliklerin iyileştirilme olanaklarına yönelik uygulamalara yer verilmiştir.
Показать больше [+] Меньше [-]Nanoteknolojik Tekniklerle Karotenoid Bileşenlerin Enkapsülasyonundaki Son Gelişmeler Полный текст
2018
Nuray İnan-Çınkır | Erdal Ağçam | Asiye Akyıldız
Gıda ve sağlık endüstrisi açısından karotenoid bileşenler önemli bir potansiyele sahiptir. Karotenoid bileşenler işlem ve depolama koşullarına bağlı olarak çevresel koşulların etkisiyle oksidasyona ve izomerasyona uğramaktadır. Ayrıca, sindirim sırasında gıda matriksinden tam olarak serbest kalamaması, parçalanması ve hidrofobik özellikte olması biyoyararlılığını da azaltmaktadır. Enkapsülasyon, istenmeyen çevresel koşullara karşı koruyucu fiziksel bir bariyer oluşturarak biyoaktif bileşenleri uygun kaplama materyalleri ile kaplanmasını sağlayan etkili bir işlem olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda karotenoidlerin dayanımını, işlenmesini ve biyoyararlığını geliştirmek için nanoteknolojinin gelişmesiyle beraber nanoenkapsülasyon teknolojisinin kullanımı giderek artmaktadır. Yapılan çalışmalar, nanoenkapsülasyonun, mikroenkapsülasyona göre daha fazla yüzey alanı sağlaması, yüksek enkapsülasyon etkinliği ve verimi, suda çözünürlüğü arttırması ve kontrollü salınımı geliştirmesi gibi özelliklere sahip olma potansiyelinin yüksek olduğunu göstermektedir. Bu derlemede, karotenoid bileşenlerin dayanımını arttırmak amacıyla kullanılan nanoenkapsülasyon tekniklerinin etkinliği ve bu alandaki son gelişmeler üzerinde durulmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]İstanbul İli Küçükçekmece İlçesinde Kamu Okullarındaki Kantinlerin Yapısal Özellikleri ve Sorunları Полный текст
2018
Faruk Adıgüzel | Nuray Kızılaslan
Bu araştırmanın amacı İstanbul-Küçükçekmece ilçesindeki okul kantinlerinin genel özellikleri ve sorunlarının saptanmasıdır. Araştırma verileri 2017 yılı Mayıs-Haziran döneminde 58 adet kantinciden anket yöntemi ile elde edilmiştir. Yöntem olarak frekans, yüzde dağılımlar ve ortalamalar kullanılmış ve sonuçlar yorumlanmıştır. Kantincilerin %65,52’sinin erkek, yaş ortalamalarının 44,28 yıl ve çoğunlukla ortaokul ve lise mezunu (%29,31) oldukları belirlenirken işin çoğunlukla aile geçimini sağlamak için (%84,48) yapıldığı bulunmuştur. Kantinlerin büyük çoğunluğunda (%93,10) işçi çalıştırıldığı saptanmış olup, ortalama 1,64 adet geçici ve 1,66 adet daimî işçi çalıştırıldığı hesaplanmıştır. Kantinler çoğunlukla okul içinde (%63,79) ve zemin katta (%56,76) hizmet vermektedir. Kantinlerde ürün temini toptancıdan (%100,00), haftalık (%75,86) ve peşin (%55,17) olarak yapılmaktadır. Karşılaşılan en önemli faaliyet sorunları okul çevresindeki işletmelerin oluşturduğu haksız rekabet (%79,31), kira bedelinin yüksekliği (%70,69) ve tatil sürelerinin uzun olmasıdır (%50,00). Okullarda sağlıklı beslenme ihtiyacının karşılanması ve alışkanlığının kazanılmasında kantinlerin mevcut yapısının bilinmesi ve kantincilerin sorunlarının dikkate alınması katkı sağlayabilir.
Показать больше [+] Меньше [-]Analysis of Polymorphisms on GH-MspI and IGF1-SnaBI Loci in Five Turkish Native Cattle Breeds Полный текст
2018
Yasemin Öner | Onur Yılmaz | Candan Eriş | Nezih Ata | Cihan Ünal | Seyrani Koncagül
Growth Hormone (GH) and Insulin like Growth Factor-I (IGF1) are members of somototrophine axis pathway. They play a role in key on several mechanisms such as postnatal growth, cell differentiation and metabolism. Due to their vital importance, polymorphisms on the genes coding are worth to be understood. In this study five native cattle breeds (Native Southern Yellow (NSY), South Anatolian Red (SAR), Anatolian Grey (AG), Native Black (NB), East Anatolian Red (EAR) were investigated by PCR-RFLP method for GH-MspI and IGF1-SnaBI loci. 198 and 194 samples were analyzed for GH-MspI and IGF1-SnaBI loci, respectively. In both two loci two alleles and three genotypes were observed. Predominant alleles were A and B for GH-MspI locus IGF1-SnaBI loci, respectively. Frequencies of A and B alleles were calculated between 0.400-0.875 and 0.846-0.903 for GH-MspI locus IGF1-SnaBI loci, respectively. While among investigated population only EAR population was at Hardy-Weinberg equilibrium for IGF1-SnaBI locus, for GH-MspI only, in SAR population no deviation from Hardy-Weinberg equilibrium.
Показать больше [+] Меньше [-]Karabuğdayın Yazlık Olarak Isparta Doğal Yağış Koşullarında Farklı Ekim Zamanlarında Yetiştirilme Olanaklarının Araştırılması Полный текст
2018
Nimet Kara | Gökhan Gürbüzer
Çalışma; kısa vejetasyon süresine sahip karabuğdayın Isparta koşullarında yazlık olarak farklı zamanlarda yapılan ekimi ile ilkbahar yağışlarından faydalanarak sulanmadan yetiştirilebilme olanaklarını araştırmak amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada Aktaş karabuğday çeşidi kullanılarak, 1 Mart, 10 Mart, 20 Mart, 30 Mart, 9 Nisan ve 18 Nisan (kontrol) olmak üzere 6 Ekim zamanı tesadüf blokları deneme desenine göre 2015 ve 2016 yıllarında tarla çalışması olarak yürütülmüştür. 18 Nisan ekim zamanı kontrol olarak sulanmış, diğer ekim zamanlarında sulama yapılmamış, doğal yağışlara bağlı olarak yetiştirilmiştir. Denemede her iki yılda da 1 ve 10 Mart ekim zamanlarında çıkış olmuş, fakat çıkıştan sonra don zararı nedeniyle tüm bitkiler ölmüştür. Her iki yılda da (2015 ve 2016) bitki boyu, biyolojik verim ve tane verimine ekim zamanlarının etkisi istatistiksel olarak önemli olmuş ve en uzu bitki boyu sırasıyla 65,9 cm ve 60,0 cm, en yüksek biyolojik verim 427,3 kg/da ve 403,7 kg/da ve tane verimi 145,7 kg/da ve 132,8 kg/da ile 18 Nisan ekim tarihinde sulanan parsellerde belirlenmiştir. Her iki yılda da 1000 tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ve protein oranına ekim zamanlarının etkisi istatistiksel olarak önemsiz olmuştur. Isparta ekolojik koşullarında karabuğday ekonomik olarak ancak sulanarak yetiştirilmesi sonucuna varılmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]Effects of Essential Oils for Broiler Chicks with Delayed Feeding after Hatching 2. Morphological Development of Small Intestine Полный текст
2018
Senay Sarıca | Menderes Suicmez | Muzaffer Corduk
The study investigated the effects of oregano- or red pepper-essential oil at delayed feeding (0, 24 and 48 h post-hatching) on performance and morphological development of small intestine segments. Female broilers were fed one of 3 rations including a control ration with no essential oil (CONT), the rations added with either oregano essential oil (OEO) or red pepper essential oil (RPEO) at 250 mg/kg to CONT. A total of 18 chicks from each treatment were used to measure the morphological parameters of the small intestine segments on the 14th day. Prolongation of accessing time to ration significantly decreased the body weights of broilers at 3rd, 7th and 14th d, feed intake (FI) from 4 to 7 d and improved feed conversion ratio (FCR) of broilers at the period of 4-7 d. Access to ration for 48 h post-hatching significantly decreased the body weight gains at the period of 4-7 and 7-14 d, FI from 7 to 14 d and improved FCR of broilers at the period of 7-14 d. OEO250 ration significantly increased villus height (VH) and villus surface area (VSA) of jejunum (J) and ileum (I) of broilers fed immediately and the IVH and IVSA of broiler accessed to ration for 48 h post-hatching. VH of duodenum (D), IVH and IVSA of broilers fed for 24 h post-hatching were significantly increased by RPEO250 ration. OEO250 and RPEO250 rations significantly reduced crypt depth (CD) of D and J of broiler accessed to ration for immediate and DCD of broiler fed for 24 h post-hatching. OEO250 and RPEO250 rations significantly increased IVH and IVSA and reduced DCD, JCD and ICD of broilers. In conclusion, OEO250 and RPEO250 rations affected positively VH and VSA of I and reduced CDs of small intestine segments of broilers accessed to ration at different times.
Показать больше [+] Меньше [-]Comparison of Fatty Acid Profile of Edible Tissues of Wild Terrestrial Snail (Helix lucorum L. 1758) Collected in Two Province (Adana and Sinop) Полный текст
2018
Mustafa Göçer | İlkan Ali Olgunoğlu
The aim of the present study is to compare the crude protein, fat content and fatty acids concentration of snail meat (Helix lucorum Linnaeus, 1758) obtained from Adana and Sinop Province (including 30 snail meat for both region) in Turkey. They were not statistically significant differences in fatty acid profile between two groups. But, in contrast to previous reports, may be due to geographical variation, the results show that the examined snails demonstrated a high content of fat that is between 3.74% and 4.20%. The analyses also indicated that snail meat from Adana province was richer in protein and fat content than Sinop province. In fatty acid composition for both region, monounsaturated fatty acid fraction (MUFA) was dominant followed by saturated fatty acid (SFA) and polyunsaturated fatty acid (PUFA). The ratio of n-3/n-6 and the content of PUFAs were found to be better in Adana province than Sinop. However, for both region, the ratio of PUFA/SFA was lower in H. lucorum than those recommended for nutritional.
Показать больше [+] Меньше [-]Erzurum Daphan Sulama Birliği Birinci ve ikinci Etap Sulama Şebekesinin Performansının Değerlendirilmesi (2012-2016) Полный текст
2018
Fatih Mehmet Kızıloğlu | Üstün Şahin | Serap Diler | Semih Öztaşkın
Bu çalışma, Devlet Su İşleri Müdürlüğü tarafından inşası tamamlanarak sulamaya açılan ve Daphan Sulama Derneği'ne devredilen Daphan Ovası birinci ve ikinci etap sulama projeleri alanlarının 2012-2016 yılları arasında sulama sistemi performansının değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma sonucunda yıllık net su temin oranının sulu koşullarda bitkisel üretim yapılan alan için 7,10 ile 9,90 arasında olduğu, sulamaya açılmış toplam alanda da yıllık olarak 2,19 ile 2,60 arasında değiştiği belirlenmiştir. Sulamaya açılmış toplam alan için su temin oranları 0,93 ile 1,10 arasında olup sulu koşullarda üretim yapılan alanda 3,20 ile 4,20 aralığında değişmiştir. Sürdürülebilir sulama alanı oranı %24,53 ile %33,15 arasında gerçekleşmiş, üretim değeri oranı da %19,34 ile %26,13 arasında belirlenmiştir. Karlılık oranı 4,30 ile 9,28 arasında iken mali etkinlik oranı %17,69 ile %46,82 arasında, mali yeterlilik oranı %106 ile %145 arasında gerçekleşirken tahsilât oranı %20,66 ile %34,37 arasında kalmıştır.
Показать больше [+] Меньше [-]Oğlaklarda Organik Bakır ve Çinko İz Minerallerinin Canlı Ağırlık ile Bu Minerallerin Birikim ve Atılma Düzeyleri Üzerine Etkisi Полный текст
2018
Vadullah Eren
Bu çalışma, oğlakların rasyonuna eklenen inorganik bakır ve çinko ile inorganik formlarına göre %50 oranında daha düşük düzeylerde eklenen organik bakır (Cu) ve çinko (Zn) minerallerinin canlı ağırlık artışı, serum ve kıl ortalama değerleri ile dışkıda atılan miktar üzerine etkisini değerlendirmek için gerçekleştirilmiştir. Oğlaklara verilen rasyonun içerdiği bakır ve çinko minerallerine göre organik (deneme, n=12) ve inorganik (kontrol, n=12) olarak iki gruba ayrılmıştır. Kontrol grubuna bakır-sülfat 7 mg/kg KM, çinko-sülfat 20 mg/kg KM, deneme grubuna ise bakır-şelat (2-hydroxy–4-methylthiobutyrate) 3,5 mg/kg KM ve çinko-şelat (2-hydroxy–4-methylthiobutyrate) 10 mg/kg KM verilmiştir. Çalışma sonunda her iki grubun serum bakır ve çinko ile kıl bakır ve çinko ortalama değerlerinin deneme başına göre daha yüksek düzeyde olduğu saptanmıştır. İki gruba ait canlı ağırlık, serum bakır ve çinko ile kıl bakır ve çinko ortalama değerleri arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemli olmadığı belirlenmiştir. Serum bakır ve çinko ile kıl bakır ortalama değerlerinin organik grubunda, kıl çinko ortalama değerinin ise inorganik grubunda rakamsal olarak daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Araştırmada dışkı çinko ve bakır ortalama değerlerinin organik grubunda inorganik gruba göre önemli oranda daha düşük olduğu görülmüştür. Sonuç olarak oğlakların rasyonuna organik bakır ve çinko inorganik formlarına göre %50 oranında daha düşük düzeylerde eklenmesine rağmen canlı ağırlık artışı, serum ve kıl ortalama değerleri bakımından inorganik bakır ve çinko ile benzer değerler elde edilmiştir. Bu değerler organik minerallerin daha iyi emildiklerini göstermektedir. Ayrıca organik mineral grubunda dışkı bakır ile dışkı çinko ortalama değerlerinin daha düşük düzeyde belirlenmesi, çevreye daha az miktarda saçıldıkları ve dolayısıyla çevreyi daha az kirlettikleri kanaati oluşturmuştur.
Показать больше [+] Меньше [-]