Refinar búsqueda
Resultados 511-520 de 3,379
Organik ve Geleneksel Yöntemle Üretilen İçme Sütlerindeki Bileşim Farklılıklarının FTIR Spektroskopisi ile Belirlenmesi
2021
Ayse Demet Karaman | Didem Peren Aykas | Rodriguez Rodriguez-Saona | Valente Alvarez
Son yirmi yılda en çok ilgi çeken gıda üretim yöntemlerinden birisi organik gıda üretimidir. Sütün organik ya da geleneksel yöntemlerle üretilip üretilmediğinin belirlenmesi, Fourier dönüşümlü kızılötesi (FTIR) spektroskopisinden daha uzun zaman alan kromatografik ve titrimetrik yöntemler ile yapılmaktadır. Bununla birlikte, literatürde organik ve geleneksel yöntemlerle üretilen gıdalar arasındaki kalite farklarıyla ilgili çelişkili sonuçlar bildirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, organik ve geleneksel yöntemle üretilen içme sütlerinin bileşimlerindeki farklılığın tespiti için FTIR spektroskopisinin kullanılabilirliğinin değerlendirilmesidir. Araştırmada materyal olarak 185 adet (98 organik, 87 organik olmayan) pastörize tam yağlı (%3) süt numunesi, Columbus’daki (Ohio, ABD) çeşitli marketlerden tedarik edilmiştir. Kızılötesi spektrumlar, Agilent Cary 630 FTIR spektrometresi ile 4 cm-1 çözünürlükte 4.000-700 cm-1 arasında kaydedilmiş olup spektrum analizi için Yumuşak Bağımsız Sınıf Analojileri Modellemesi (SIMCA) yapılmıştır. Görsel inceleme sonucunda 25±1°C’de 185 adet süt numunesinin spektrumlarının oldukça homojen olduğu tespit edilmiştir. FTIR teknolojisi ile elde edilen spektral veriler, organik ve geleneksel yöntemle üretilen içme sütlerinin bileşim özelliklerine bağlı olarak ayırt edilebileceğini göstermiştir. FTIR spektrometresi, kromatografi gibi diğer tekniklerle karşılaştırıldığında, organik pastörize inek sütündeki tağşişin ekonomik olarak belirlenmesi için basit, hızlı ve güvenli sonuçlar veren bir tekniktir.
Mostrar más [+] Menos [-]A Study on Germination Biology of Wild Mustard (Sinapis arvensis L.)
2021
Bahadir Şin | İzzet Kadıoğlu
This study has been carried out in 2017-2018 in order to determine seed dormancy and effective germination depth wild mustard (Sinapis arvensis L.). The in-vitro dormancy breaking experiments (tip breaking, sanding, H2SO4 application, holding in flowing and still water, GA3, KNO3 and GA3+KNO3 combination application) has been applied to wild mustard seeds collected from wheat field in Tokat province and has been applied to wild mustard seeds collected from wheat field in Tokat province and the most effective method was determined as 1000 ppm GA3+KNO3 with 98% impact on seed germination at 15°C within 72 hours. In contrast germination rate has been calculated as 5% in control plants. Furthermore 15°C was assessed as optimum temperature for seed germination was the most effective temperature and during depth studies 100% of wild mustard seeds germinated at 3-5 cm. Because of the difficulies with the work with seeds and plants that have dormancy, these data will contribute future studies.
Mostrar más [+] Menos [-]Farklı Gübre Uygulamalarının Buğday Bitkisinin SPAD Değerleri, Yeşil Aksam Kuru Madde Verimi ve Azot Konsantrasyonu Üzerine Etkisi
2021
Kemal Yalçın Gülüt
Son yıllarda gerek tarımsal ilaçların gerekse kimyasal gübrelerin bilinçsizce kullanımı bitkisel üretimde artışın yanında kalitesiz ve insan sağlığını tehdit edecek ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Söz konusu sorunlara karşı sürdürebilir tarım ve değişik tarım alternatifleri konusunda çalışmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bitkilerin farklı tarım uygulamaları altında en yaygın sorununun azot (N) kullanım şekli olduğu görülmektedir. Bitkinin N kullanım etkinliğinde, uygulanan gübrenin N dozu ve formunun önemli olduğu düşünülmektedir. Bu amaçla, sera koşullarında artan dozlarda (0 (kontrol), 100, 200, 400 ve 800 mg N kg-1) ve farklı formlarda (mineral, organik) N uygulamalarının buğday bitkisinin büyüme, yeşil aksamda klorofilin bir ifadesi olan SPAD değeri, yeşil aksam kuru madde verimi ve yeşil aksam N konsantrasyonu üzerine etkisi belirlenmiştir. Denemeden elde edilen bulgulara göre, N noksanlığından kaynaklı verim kayıplarının olduğu buna karşılık N uygulamasının söz konusu verim kayıplarının önüne geçtiği saptanmıştır. Azot uygulamasından kaynaklı verim artış oranları üzerine uygulanan N formunun da önemli olabildiği belirlenmiştir. Özellikle mineral gübre uygulamasında verim artış oranlarının %58 ile %87 arasında değiştiği buna karşılık organik kaynaklı gübre uygulamalarının verim değerlerinde kısmen düşüşe neden olduğu görülmüştür. Farklı formlardaki N uygulamaları, bitkinin yeşil aksam kuru madde veriminin aksine yeşil aksam N konsantrasyonunu arttırmıştır. Bu artışlarda, N uygulama dozunun önemli olduğu buna karşılık uygulanan gübre formunun önemli bir farklılık yaratmadığı belirlenmiştir. Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde en etkin N uygulama dozunun 200 mg kg-1 olduğu, bunun dışında N formları içinde bitkinin büyümesinde ve N kullanım etkinliğinde en etkin formun organik kaynaklı gübre olduğu görülmüştür.
Mostrar más [+] Menos [-]Ocimum basilicum L. Bitkisinde Rosmarinik Asit ve Antioksidan Bileşenler İçin Yeşil Ekstraksiyon Koşullarının Deneysel Tasarımı ve Çok Yanıtlı Optimizasyonu
2021
Nilüfer Vural | Özlem Yalçınçıray | Özge Algan Çavuldak
Bu çalışmanın temel amacı, bitkinin polifenolik profilinde etkin önemli bir bileşen olan ve antioksidan, antibakteriyel ve antiviral özellikleri ile öne çıkan rosmarinik asit (RA) ile diğer antioksidan bileşenlerin hidroalkolik çözücü ekstraksiyonuna dayalı bir yöntem geliştirmek ve optimize etmektir. Ekstraksiyon gibi karmaşık süreçleri modellemek ve optimize etmek için yumuşak bilgi işlem tabanlı kemometrik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeple yapılan çalışmada, değerli bir tıbbi aromatik bitki kaynağı olan Ocimum bacilicum L.’den biyoaktif RA’in yeşil ve basit bir teknikle ekstraksiyon koşullarını, kemometrik yöntemler kullanılarak modellenmesi ve optimizasyonu sağlanmıştır. Bunun yanı sıra O. basilicum’ da bulunan RA’in potansiyelini, Toplam fenolik madde (TFM) miktarı ve Toplam antioksidan aktivite (TAA) ile değerlendirmek de hedeflenmektedir. Yapılan çalışmada RSM-CCD/dar faktöriyel tasarım kullanılmış, çok yanıtlı optimizasyon Pareto çözümleri yardımıyla çözülmüş ve optimum girdi değişkeni değerlerini belirlemek için İstenebilirlik fonksiyonu kullanılmıştır. Sonuç olarak, O. basilicum L. ekstraksiyonun optimum koşulları; %47,7 EtOH konsantrasyonu, 30,0°C sıcaklık, 77,6 dk ekstraksiyon süresi ve 10 mL/g çözücü/katı oranı bulunmuştur. Optimum koşullar altında elde edilen deneysel sonuçlar TFM, TAA ve RA için sırasıyla 171,46±1,87 mg GAE/g, 4,76±0,32 mg Troloks/mL ve 8,93±0,65 mg/g’dır. Matematiksel modelden tahmin edilen sonuçlar sırasıyla (172,26 mg GAE/g), (4,13 mg Troloks/mL) ve (8,89 mg/g) olarak bulunmuştur.
Mostrar más [+] Menos [-]The Effect of Different Media on In Vitro Micropropagation in Sweet Potatoes
2021
Yasin Bedrettin Karan | Şevket Özdemir
This study was carried out in Tokat Gaziosmanpaşa University, Faculty of Agriculture, Field Crops Department, Industrial Plants Tissue Culture Laboratory in 2020. In the study, effects of different media (LS media, LS+1 mg/L Gibberellic acid (GA3), 0.1 mg/L kinetin (KIN) and LS+0.5 mg/L indole-3-acetic acid (IAA) on sweet potato genotypes (Havuc and Hatay Yerlisi) were investigated. Plant and root weights, plant and root lengths, and number of nodes and roots were determined. In this study, plants grown in cytokinin and gibberellin media had higher root number, root weight, root length, plant height, number of nodes and plant weight compared to the ones grown in auxin media. Havuc local genotype had higher values in terms of the investigated traits in all of the media studied.
Mostrar más [+] Menos [-]A Study on Some Biological Parameters of Crayfish (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) in Ulugöl, Samsun, Turkey
2021
Gülşen Uzun Gören | Sedat Karayücel | İsmihan Karayücel
The study aimed to investigate some morphometric traits, length-weight relationship, meat yield, fecundity and some biochemical compositions of Astacus leptodactylus, in one of the Bafra Fish Lakes named Ulugöl, Samsun, Turkey. A total of 378 A. leptodactylus (198 female and 180 male) were examined. The average carapace length was 50.96±0.46 mm for females, 51.31±0.66 mm for males and 51.13±0.40 mm for all sampled crayfish. Abdomen length was 52.36±0.49 mm for females, 49.26±0.62 mm for males and 50.87±0.40 mm for all sampled crayfish. Live weight was between 14.38 g and 105.03 g with an average of 38.26±0.73 g. The average weight of females was less than that of males. There was a strong relationship between length and weight. The weight of crayfish with pleopodal eggs ranged from 28.24 g, to 59.50 g with an average of 41.73±1.09g. The average number of eggs per individuals was 192.90±9.94 with an average number of 4.62±0.21 per unit of live weight. The average total egg weight was 3.35±0.19 g while the average egg diameter was 2.17±0.03 mm. Abdomen meat was lower for males comparing with females. Average moisture, crude ash, crude oil and crude protein of abdomen meat were 81.27%, 1.47%, 0.81% and 16.45%, respectively.
Mostrar más [+] Menos [-]Behavior of Salmonella, a Zoonotic Pathogen, in Plant Hosts
2021
Elim Gamze Has | Mustafa Akçelik
Salmonella is known as one of the main factors of food-borne gastroenteritis, and with this feature, it poses a great risk in terms of public health and economic losses. It is estimated that of the approximately 94 million cases of salmonellosis occurring in the world each year (about 85 percent of these are food-borne), an average of 150,000 result in death. Current social trends highlight the important health benefits of fresh produce in our daily diet. As an irony; Uncooked consumption of fresh herbal products is increasingly identified as a source of transmission for pathogens of intestinal origin, and epidemics occurring in this way are spreading rapidly. Today, the frequency of anthropogenic pathogen outbreaks associated with fresh produce, spices, and nuts has surpassed those associated with foods of animal origin. Human pathogens in the production chain; It can be transferred to plant material by basic means such as the use of animal manure, contaminated irrigation water, biological vectors (insects and animals) and contaminated seeds. In the light of these data, many intestinal pathogens have been identified as phyllo sphere-associated bacteria. Despite all these findings, there are many unknowns on the persistence and infectivity of Salmonella in contaminated plant hosts. In this review article, the factors affecting the attachment, colonization and survival of Salmonella on plant surfaces, as well as the information on the infection processes that continue with the invasion of plant tissues are discussed in the light of contemporary literature data.
Mostrar más [+] Menos [-]Çevre Duyarlılığının Çevreci Satın Alma Davranışına Etkisinin Belirlenmesi
2021
Yeşim Aytop | Semiha Çetinkaya | Cihangir Tulan
Çevre duyarlılığı; bireylerin çevreye olan sorumluluklarının bilincinde olması ve bu sorumlulukları yerine getirme yeteneğidir. Bu çalışmanın amacı Kahramanmaraş ilinde yaşayan tüketicilerin çevre duyarlılığının ve çevre duyarlılığının çevreci satın alma davranışı üzerindeki etkilerinin belirlenmesidir. Araştırmanın ana materyalini 2020 yılı ocak ve şubat aylarında Kahramanmaraş ili kent merkezinde yaşayan 384 tüketici ile yüz yüze yapılan anketlerden elde edilen veriler oluşturmaktadır. Verilerin analiz edilmesinde tanımlayıcı istatistik ve ki-kare testinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda tüketicilerin %89,1’inin çevreye karşı duyarlı olduğunu kabul ettiği tespit edilmiştir. Ki-kare testi sonucunda kadınların, eğitim seviyesi daha yüksek olanların, çekirdek ailelerin çevreye karşı duyarlılığı istatistiksel olarak daha yüksektir. Daha az kirlenmeye neden olan ürünleri satın alan tüketicilerin %93,4’ünün, çevre dostu ürünlere diğer ürünlere ödenenden daha fazla para ödemeye razı olan tüketicilerin ise %95,7’sinin çevreye duyarlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Konu ile ilgili paydaşlara bir kaynak niteliği taşıyacak bu çalışma ile tüketicilerin çevre duyarlılığının artırılması, tüketicilerin çevreci ürünlere olan farkındalıklarının artırılması ve çevrenin korunmasına katkı sağlamak hedeflenmektedir.
Mostrar más [+] Menos [-]Physicochemical Properties, Proximate Composition and Total Viable Counts of Staphylococcus aureus in ‘Nono’ And Yoghurt Samples in Kaduna, Nigeria
2021
Fausat Adeola Abdulrahman | Emiade Sanmi
The study aims at determining the physicochemical, proximate composition and the total viable count of Staphylococcus aureus in ‘Nono’ and yoghurt samples in Kaduna, Nigeria.Three hundred and eighty-four (384) fermented milk samples (Nono and yoghurt) were obtained from different selling points and were evaluated for the occurrence of S. aureus. The physicochemical and proximate analyses (pH, total titratable acidity, moisture content, ash content, protein content, and fat content) were determined. The results of the analyses showed that Nono had pH range of 3.56-3.61, total titratable acidity: 0.71-1.72, moisture content: 82.23-83.87%, ash content: 0.30-0.31%, crude protein content: 1.50-1.61%, crude fat content: 0.35-0.38 %. For yoghurt, the pH ranged from 3.76 -3.82, total titratable acidity: 1.10 -1.15, moisture content: 77.76-80.06%, ash content: 0.68- 0.70%, crude protein content: 3.40-3.45% and crude fat content: 1.76-1.79% from all the study areas. One hundred and four of the total samples were contaminated with S. aureus. Out of the 104 isolates of S. aureus that were isolated and identified, 88 were coagulase positive S.aureus. The Microgen Staph ID kit (Oxoid) was used to further confirm the characteristics of the 60 isolates of the coagulase positive S. aureus. The kit confirmed 43 isolates as S. aureus, the results indicated the presence of S. aureus in the milk samples which is of public health importance, as this can contribute to food-borne intoxication which can lead to food poisoning. There is a need for proper pasteurisation of raw milk to help eradicate S. aureus infection before human consumption.
Mostrar más [+] Menos [-]